İmar ödemeleri için IMF'den onay alındı

GEÇTİĞİMİZ hafta Uluslararası Para Fonu (IMF) Heyeti ile ‘‘İmarbank ödemeleri’’ de konuşuldu. Devlet Bakanı Ali Babacan'ın da bulunduğu toplantıda, daha önce hazırlanan seçenekli ödeme planı Heyet Başkanı Rıza Moghadam'la tartışıldı. IMF Heyeti hazırlanan plan kapsamındaki seçeneklere onay verdi. IMF'le yapılan toplantıdan sonra, ekonomi yönetimi biraraya gelerek, ödemeleri, ödemelerin nasıl yapılacağını ve olası etkilerini tekrar konuştu ve Hükümete sunacağı seçeneği hazırladı.IMF'in 10 ve 15 milyar liralık peşin ödeme seçeneklerinin ikisini de kabul ettiği öğrenilirken, ekonomi yönetiminin Hükümete 15 milyar liralık peşin ödeme seçeneğini önereceği belirtildi.Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Bakanlar Kurulu'nun bu seçeneği kabul etmesi bekleniyor. Çünkü 10 milyar lira ile 15 milyar lira ödeme arasında, ‘‘Alacağını taksitsiz alan mudi sayısı’’ açısından büyük fark olacak. Erdoğan'ın siyasi açıdan 15 milyarı seçmesi, büyük ihtimal.Hükümetin 15 milyar liralık ödemeyi kabul etmesi halinde, İmar Bankası mudilerine ödenecek peşin paranın toplamı ise yaklaşık 3,5 katrilyon lira olarak hesaplanıyor.15 milyar liranın üzerindeki alacakların ödenmesi için tanınacak vade ise 36 ay veya 48 ay olacak. 48 ayın en uzun süre olduğu belirtilirken, Başbakan Erdoğan'ın paranın tümünün ödenmesi için tanınacak süreyi 36 aya indirmesi de, yine büyük ihtimal olarak gözüküyor. İmarbank mudilerinin alacakları saptanırken uygulanacak faiz oranı, Hükümete sunulacak metinde ‘‘enflasyon oranı’’ olarak yer aldı.Bu arada Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) tarafından hazırlanıp Hükümete sunulan yasa taslağı, mevduatın yanısıra İmarbank'tan Hazine kağıdı alanların paralarının ödenmesini öngörüyor. Bankadan hazine kağıdı alacaklılarının toplamının 700-800 trilyon lira arasında olduğu tahmin ediliyor. Bakanlar Kurulu'nun mevduat ödemeleri için karar alırken, bu taslağı da TBMM'ye sevketmesi bekleniyor.Peşin ödemelerin bu yıl sonuna kadar yapılacağı tahmin ediliyor. Ocak ayından itibaren yoğun geri ödemelerin olması, İmar Bankası ödemelerinin bundan önce yapılması ihtimalini artırıyor.Sadece Hazine kontrolörleri yurtdışına tayine gidiyorBU arada Dubai'de Dünya Bankası ile yapılan görüşmelerde, DPT'nin yine Hazine'den birşeyler kopardığını öğrendik. Toplantılarda DPT, özellikle proje kredilerinde Dünya Bankası ilişkilerini almak istediğini açıkca söylemiş, Hazine yönetimi sesini çıkarmayınca bunu da sağlamış. IMF'le görüşmelerdeki ağırlığını da Maliye'ye bırakan Hazine Müsteşarlığı, yeni yönetimle birlikte kan kaybediyor. Bu kan kaybetme, 'ekonomi yönetiminde daha etkin örgütlenme modelinin bir parçası' olsa, herkes hoş görecek, halbuki bunun adı: Bürokratlar arası çatışma. DPT'den gelen Hazine yönetimi, kurum içinde de tarafsızlığını ve adaletini (!) gösteriyor. Yeni yönetim geldikten sonra, görevden alınan müsteşar yardımcılarından bazıları başta olmak üzere, genel müdürler, yardımcıları, daire başkanlarından birçok kişi yurt dışı tayin istedi. Şimdiye kadar bu isteklerden sadece üçü kabul edildi. Teşvik Genel Müdürü Turhan Serdengeçti, Kontrolörler Kurulu Başkanı Özcan Elverdi ve İdari işler Daire Başkanı Bülent Demirbağ.Bu üç bürokratın ortak bir yönü var: Hazine kontrolörü kökenli olmaları. Bürokratken AKP'de çalışıp, Babacan bakan olduğunda danışmanlığına getirilen, daha sonra Müsteşar Yardımcılığına vekaleten atanan ama asaleten ataması Cumhurbaşkanlığı'ndan dönen Burhanettin Aktaş'ın kontrolör kökenli olmasının, acaba bu adaletli seçimde etkisi var mı?Dünya Bankası'na ‘IMF’den sonra gel' dendiIMF'yle görüşmeler giderek karmaşık hale gelirken, Dünya Bankası görüşmeleri unutulmuş görünüyor. Halbuki daha IMF Heyeti gelmeden bir Dünya Bankası Heyeti gelmiş ve görüşmeler başlamıştı. Şu aralar Ankara'da başta bankacılık olmak üzere bazı Banka uzmanları çalışıyorlar.Dünya Bankası'yla asıl müzakereler ise IMF Heyeti ABD'ye döndükten, belki de gözden geçirme Fon Yönetiminin onayından geçtikten sonra başlayacak. Bu konunun Dubai'deki IMF-Dünya Bankası Genel Kurulu sırasında gündeme geldiğini, ekonomi yönetiminin Banka yetkililerine, ‘‘IMF görüşmeleri nedeniyle yoğun olacağız, o nedenle IMF heyeti döndükten sonra sizle görüşelim’’ dediği, Banka'nın da Türk tarafının bu isteğini kabul ettiğini öğrendik.Dünya Bankası ile kritik görüşmelerin yapılması gerekiyor. Birinci dilimi kullanılan 900 milyon dolarlık kredinin kalan kısmı için, özelleştirme başta olmak üzere, bir çok önlemin alınması gerekiyordu ama Hükümetten hala ses yok. Eğer Nisan ayına kadar bir şey yapılamazsa, bu kredinin kadük olma ihtimali hayli yüksek. Yani bu kredi kadük olursa, bu gözden geçirme ile IMF'den alacağımız kadar bir parayı, bu nedenle kaybetmiş olacağız.Bu arada önümüzdeki yıldan başlayarak 3 yıl vadeye yayılacak ülke kredisi için de görüşmeler yapılacak. Dünya Bankası ‘‘IMF'yle ilişkinin sürmesi halinde’’ bu kredinin hacmini 4.5 milyar dolara kadar çıkaracak, IMF'le ilişki biterse 3 yılda ancak 1,5 milyar dolarlık kredi kullandıracak. AKP Hükümeti, herhalde seçimden sonra, IMF'yle ilişkiler konusunda da bir karar verecektir.
Yazarın Tüm Yazıları