İmam hatipler, eğitimdeki tek sorunumuz mu?

MİLLİ Eğitim Bakanlığı yetkililerinin hemen ortaya atılıp ‘düzenlemenin imam hatip liseleri ile ilgisi yoktur’ diyeceklerine eminim.

Ama bu tutum gerçeği değiştirmiyor: Hürriyet’in ele geçirdiği yeni düzenleme, imam hatip liselerini bitirenlerin, kanunun arkasından dolaşarak üniversitelerin istedikleri bölümlerine girmelerine olanak sağlama amacını taşıyor.

Yanlış anlaşılmasın: Okumak isteyen gençlerin önünün kesilmesinin taraftarı değilim. Hangi tür liseden mezun olursa olsun, gerekli sınavları geçerek herkes istediği yerde okuyabilmeli. Buna katılıyorum.

İtiraz ettiğim husus şu: Bu yeni girişim de, imam hatiplilere yol açmak amaçlı başka düzenlemelerde olduğu gibi, esasen mesleki eğitimi yok etmeye yönelik bir düzenleme.

Ve bu yönüyle de Türkiye’nin gençlerine, yeni gelişen sanayisinin ihtiyaçlarına ihanetten başka bir şey de değil.

Türkiye’nin ortaöğretiminde çok büyük sorunlar var. Bu sorunları topluca ele alıp, günün gereklerine ve ülkenin ihtiyaçlarına göre çözümleyecek ‘köklü bir dönüşüm’ gerekiyor.

Bunun yerine her şeyi bir kenara bırakıp ‘imam hatip’ten başka bir şey düşünmemek de bana ister istemez hükümetin niyetinin üzüm yemek değil, bağcı dövmek olduğunu düşündürtüyor.

Türkiye’ye asılamayacak Türkiye afişleri

TÜRKİYE’nin tanıtımı için bastırılan afişler hep dikkatimi çekmiştir.

Her sene milyonlarca dolar harcanarak bastırılan o afişleri mutlaka sizler de görmüşsünüzdür.

Üzüm toplayan kızlar, incir yiyen köylü kızı, Türkiye’de sadece folklor oyunları oynayanların üzerinde gördüğüm türden ‘folklorik giysiler’ içindeki insanlar, Nemrut tanrıları, Efes Kütüphanesi. Ölüdeniz’de tekneler...

İşim gereği dünyanın gitmediğim herhangi bir köşesi kalmamasına rağmen ilginçtir bu afişleri hep Türkiye’deyken gördüm: Büyük otellerin merdiven boşluklarında, asansörlerinde, kentlerimizdeki turizm ofislerinin vitrinlerinde ve hatta boyacı sandıklarında!

Bunları dışarıda değil de Türkiye’de gördüğümde kendi kendime şöyle derdim hep: Türk’ün Türk’e propagandası!

Dün gazetelerde Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından bastırılan afişleri görünce aklıma bunlar geldi.

‘İşte’ dedim, ‘Türk kentlerine değil, dünyanın başka kentlerine asılacak afişler en sonunda yapıldı!’

Bu fikre ulaşmama neden olan şey ‘afişlerde kullanılan görüntülerdi’. Mayolu bir kız denize girerken, üstü heykel altı bikinili bir başka kız vs.

Düşündüm ve bu afişlerin AKP iktidarı döneminde basılmış olmasına hiç şaşırmadım.

Çünkü AKP’nin temsil ettiği zihniyet belli bir potansiyele ulaştığından beri Türkiye’nin duvarlarına böyle resimler asılamıyor!

İstanbul Atatürk Havalimanı’ndaki mayolu Adriana Karembeu posteri mesela. Ya da Denizli’de iç çamaşırı satan bir mağazanın vitrinindeki reklam afişi...

Antalya’da üzeri sansürlenen T-box reklamı...

Ülkenin değişik kentlerinde fırça darbeleri ya da kesilen káğıtlarla ‘tesettüre sokulan’ mayolu, iç çamaşırlı kadın afişleri...

Biliyorsunuz, ülkemizdeki bazı insanlar bu tür fotoğraflar görünce ‘tahrik’ oluyorlar, ‘kırılgan’ bir ahlak anlayışları olduğu için terbiyeleri tehlikeye giriyor, abdestleri bozuluyor!

Şimdi sıkıysa o tanıtım afişleri Türk kentlerine asılsın bakalım!

İki gün geçmeden ‘abdesti bozulanlar ordusu’nun tehditleri arasında hepsinin üzeri kapatılır, bazıları sonsuzluğa kadar depolara hapsedilir, bazıları káğıt hamuru olmaya yollanır!

‘Helal olsun adamlara’ diye düşündüm o afişlerin fotoğraflarına bakarken, ‘bunlar gerçekten işlerini biliyorlar’!

Ambargolara şut!

FOTOĞRAFTA üzerlerinde sadece futbol ayakkabıları ve tozlukları olan yedi çıplak erkek görünce gözüm ister istemez altındaki habere kaydı.

Haberi Girne Amerikan Üniversitesi’nde düzenlenen bir dizi panele katılmak için geldiğim Girne’de, İngilizce yayınlanan Cyprus Observer Gazetesi’nde okudum.

FIFA, Kıbrıs fiilen ikiye bölündüğünden beri Kuzey Kıbrıs’a karşı sıkı bir ambargo uyguluyor ve Kuzey Kıbrıs Türk takımlarının herhangi bir yabancı ülke takımıyla dostluk maçı oynamasına bile izin vermiyor.

Bunu kırmaya teşebbüs edenler FIFA’nın ‘ağır ceza tehditleri’ ile karşılaşınca bu fikirden hemen vazgeçiyorlar.

Fotoğraf bu ambargoya karşı Kuzey Kıbrıslı futbolcuların protesto kampanyası için özel olarak çekilmiş. Sözünü ettiğim çıplak yedi erkek, Kıbrıslı Türk futbolcular. Ellerinde jenital bölgelerini kapatmak için bir pankart tutuyorlar. Pankartın üzerinde de şöyle yazılı: Ambargolara Şut! - Balls to Embargoes!

Bu futbolcular Kuzey Kıbrıslı insan hakları savunucusu bir örgüte üyeler. Grup, bu hafta sonu Londra’da, İngiltere’de yaşayan Kıbrıslı Türkler ile bir futbol maçı organize etti. Amaç, Dünya Kupası süresince de protestoyu yaygınlaştırmak.

FIFA, ‘futbolda ırk ayrımcılığına’ karşı özel kampanyalar düzenlerken, bu tür bir kampanyanın yürütülmesi, FIFA’nın ikiyüzlülüğüne karşı bir hareket olacak. Türkiye’deki insan hakları savunucuları da umarım bu protesto hareketine destek verirler.
Yazarın Tüm Yazıları