Hiç düşünmeden tamam deyince birden rahatladı ve el sıkıştık.
Ondan sonra aramızda samimi ve komik bir konuşma geçti.
* * *
Ben, "Seninle karakterimizin çok uyuşacağını hissediyorum. Onun için samimi bir itirafta bulunacağım. Aklımda 50 bin lira vardı; ama çok yüksek bulacağını tahmin ettiğim için söyleyemedim. Sen 100 bin deyince benim için büyük sürpriz oldu" dedim.
Bir kahkaha attı ve o da şunu itirafta bulundu:
"Madem samimi itiraflar başladı. Benim kafamda da 200 bin lira vardı. 100 bin liradan başlayayım, 200’e kadar çıkarım diye düşünüyordum" dedi.
İkimiz birden gülmeye başladık.
Neticede o da memnun, ben de memnun ayrıldık.
Ankara’daki eşimi arayıp, "Vakko’ya git, kendine bir elbise beğen" dedim.
* * *
Bu benim İstanbul’daki ilk işimdi.
O ajans, Nail Keçili’nin, Türk reklamcılık dünyasına birçok yeniliği getiren şirketi Cenajans’tı.
Konuştuğum kişi de ajansın o dönemdeki genç genel müdürü Cem Şaşmaz’dı.
Dün Cem Şaşmaz’ı Teşvikiye Camii’nden uğurladık.
Bana göre Türk medyasının en parlak isimlerinden biriydi.
Onu çok genç yaşta kaybettik.
Benim için iyi bir dosttu.
Cem Uzan’ın yanında çalışırken de hep dost kalmayı başarmıştık.
Kavgaların en sert günlerinde bile Motorest Restoranı’ndaki kahkahalarımız kulaklarımızdan gitmedi.