İlhan Mimaroğlu var idi

Haberin Devamı

Beethoven’i bilirdi; Chopin’i de, Rahmaninof’u da. Bizim de duymuşluğumuz vardı, bilirdik.

 Ya Gershwin? “Rhapsody in Blue” dedikleri. O dinletmeseydi, nereden bilecektik!

 1950’nin hemen sonrasıydı. Biz Atatürk Lisesi’nde birkaç kişi, piyano çalan bir arkadaşımızın arkasına takılır, Türk – Amerikan Derneği’nde plaklardan müzik dinlemeye giderdik her cumartesi.

 İzmir’de ne tiyatro var, ne senfoni orkestrası o yıllarda. Hele opera ile bale birer sözcük, olsa olsa.

 O yoklukta sanatın ne olduğunu anlamaya çalışan biz gençler için Türk – Amerikan Derneği bir kültür sanat ocağıydı sanki.

 Ve o ocakta, bize müziğin çağdaş kapılarını açan, 25 yaşlarında genç bir adam, İlhan Mimaroğlu idi.

* * *

 Türk – Amerikan Derneği, Kordon’daydı o yıllar .

 Yine o yıllarda en gelişmiş müzik dinletme aracı olan “plak” idi; dönemin harika buluşu “pikap”a konup da çalınırdı.

Haberin Devamı

 Dahası, Bach’tan Debussy’e, Mozart’tan Stravinsky’e ve daha nicelerini dinleyebileceğiniz bir “plak koleksyionu”na sahibi olan yoktu herhalde Türkiye’de.

 İlhan Mimaroğlu, bir dosta söyler gibi anlatır, ardından “plak”ı yerleştirir “pikap”a ve dinlerdik; türkü - şarkı dinleyenlerden farklı bir dünyaya sürüklendiğimizin farkına varmadan.

 Liseyi bitirip Ankara’ya gittiğimizde, bugünlerin sağ –sol çatışmalarının yuvalandığı o günlerin “Hayatta en hakiki mürşit ilimdir” diye alnında o Atatürk özdeyişini taşıyan bir eğitim ocağı olan Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi’nin büyük salonun da Cumhurbaşkanlığı Filarmoni Orkestrası’nın her cumartesi verdiği konseri hiç kaçırmayan biri oluşumuzu o İzmir günlerimize borçluyduk.

 İlhan Mimaroğlu’na...

* * *

 17 Temmuz 2012 günü, New York’ta, 86 yaşında yaşamdan ayrılmış.
20 Temmuz Cuma günü Riverside Memorial Chapel’de bir anma töreni düzenlenmiş. Törenin ardından Manhattan’da toprağa verilmiş İlhan Mimaroğlu.
 
 51 yıllık eşi Güngör Mimaroğlu “Onunla ilgili duygularımı içimde saklıyorum. Benim adıma çok büyük bir kayıp, ama yaptığı muhteşem işler sayesinde her zaman hatırlanacaktır.” demiş.
 
 Müzik alanında “muhteşem işler” yapmış, kuşku yok.
 
 Yine de 1950’nin İzmir günlerinde yaptıklarından hiç söz edilmese de, biz gençlerin “her zaman hatırladığı” bir genç adam oldu, müzik dostu İlhan Mimaroğlu.
 
 Acı olan, onun ölümü değil sadece.
 
 Cumhuriyet döneminin ünlü mimarı Kemaleddin Bey’in oğlu İlhan Mimaroğlu’nun Rockfeller bursuyla gittiği Amerika’da sürekli yaşar olmasaydı, “atonal elektronik müzik” alanında öncülerden biri olabilir miydi!
 
 Bugünlerde nelerle uğraşıyoruz bir düşünün!

Yazarın Tüm Yazıları