İlhan Mansız

Bilemiyorum, şu Beşiktaş'ı nasıl anlatacağım... Önce ilk 45 dakikaya bir bakalım.

Düşük tempoyu canlandıracak bir kahraman arıyorum, böyle birine rastlamam mümkün değil. Yasin'in ayağından çıkan her top rakibe gidiyordu. Tümer arasıra gözüme çarpıyor, sonra kayıplara karışıyordu. İbrahim ile Bayram'ın hiçbir etkinliğini göremiyordum...

Beşiktaş, sanki orta sahasız oynuyordu. Her Malatyalı elini kolunu sallayarak geçiyordu bu alanı. Malatyaspor'un golü aklıma geldikce gülüyorum. Savunma kontrolde yanlış adam seçip, sol kulvardaki Mithat'ı unutarak, kolay bir gole davetiye çıkartıyordu.

Nihat herhalde İspanya'yı düşlüyordu. İlk 45 dakikada uyur gezerden farksızdı. Hiç abartmadan söylüyorum, Stavrum'un topla herhangi bir teması olmadı. Parkta amaçsız koşuşan çocuklara benziyordu.

DEDEKTİF GİBİ

Birara düşündüm... Bu Beşiktaş mı haftaya Fener derbisine gidecekti? Ve merakla son 45 dakikayı beklemeye başladım. Herhalde bu kötü oyun sürüp gitmeyecekti. En azından skorda bir değişiklik olacaktı. Tabelayı zorlayacak tek kişi de İlhan Mansız'dı... Attığı her üç golde de pozisyonları bir dedektif gibi kovaladı. 90 dakikanın her anını dolu dolu yaşadı. Kazanma hırsı mükemmeldi. Ve Beşiktaş'ın zorlandığı anlarda devreye girip, izlediği her toptan bir gol çıkardı. Kutluyorum İlhan'ı.

Ve tekrar Tümer'e dönüyorum... Özellikle ikinci yarıdaki performansı ile ilk yarıdaki silik görüntüsünü unutturdu. Onun için ‘‘Beşiktaş'ın aradığı lider’’ diye yazmıştım. Herhalde yanılmayacağım. Ancak yeteneklerini mutlaka oyunun her dakikasında hissettirmeli ve Beşiktaş'ın zorlandığı anlarda liderliğini hatırlamalı.

Dün gece iki Beşiktaş izledim. İlk yarıdaki hiç hoş değildi. Ama ikinci yarıdaki yakışıklı Beşiktaş'ı beğendim.
Yazarın Tüm Yazıları