İlginç bir yaş günü partisi

GEÇTİĞİMİZ günlerde İstanbul Beyoğlu Emniyet Amirliği’nde bir kutlama yapılıyor.

Şimdi bakın ve siz karar verin.

Acaba dünyanın başka bir ülkesinde böyle bir olay olabilir mi?

Emniyet Amirliği’nde yapılan bir yaş günü partisi.

Amirliğin bütün görevlileri, bir delikanlının yaş gününü kutluyorlar.

18 YAŞ PARTİSİ

Bu delikanlı, orada çalışan genç bir polis değil.

Herhangi birinin akrabası da değil.

Öyleyse yaş günü niye kutlanıyor?

Anlatayım da görün.

Polislerin yaş gününü kutladığı çocuk, o bölgede hırsızlık ve kapkaç olaylarına katılmış bir delikanlı.

Bugüne kadar tam 58 olaya karıştığı tespit edilmiş.

Çeşitli defalar yakalanmış; ama çocuk olduğu için serbest bırakılmış.

İşte o delikanlı 18 yaşını dolduruyor.

Yani cezai ehliyeti oluşuyor.

Yani artık yakalanıp içeri atılabilecek.

Polisler işte bu özel günü kutluyorlar.

Semtin en azılı hırsız ve kapkaççılarından birini artık cezaevine yollayabilecekleri için sevinçliler.

Böyle bir şey olur mu diyeceksiniz.

Bazılarınız bu bir ‘şehir efsanesi’ diyecek.

Ama kaynağım sağlam. Bunu dün bizzat İstanbul Valisi Muammer Güler’den dinledim.

Günlerdir İstanbul’daki hırsızlık ve kapkaç olaylarını yazıyorum.

Kamuoyunun bu konuda ne kadar dertli ve dolu olduğu ortaya çıktı.

Başka gazeteler, radyo ve televizyonlar da günlerdir bu olayları işliyor.

Ama hepimiz şunu bilelim:

Bu olayları, sadece polisin üzerine yıkıp rahatlamak mümkün değil.

Bu, gerçek anlamda bir sosyal patlama.

ARTAN NE

İşin polisiye yanı, buzdağının su üzerinde görülen kısmı.

Bunun bir de suyun altındaki bölümü var.

İstanbul Valisi Güler, basit gibi görünen; ama bence çok önemli bir saptamada bulunuyor.

‘Türkiye’de hırsızlık değil, hırsızlar arttı’ diyor.

MAĞDUR HAKKI

Türkiye çeşitli bakımlardan bir geçiş noktasında.

Bir yandan büyük bir iç göç var.

İşsiz genç insanlar büyük şehirlere akıyor.

Öteki taraftan Türkiye, hukuk açısından yeni bir döneme giriyor.

Suçluyla mücadelede, hukuk ve insan hakları gibi yeni sınırlayıcı uygulamalar başladı.

Buna karşılık polisiniz, bu hukuki çerçevede mücadele etmek için henüz yeterince donanımlı değil.

Bu da suçla mücadelede büyük bir dengesizlik ortaya çıkarıyor.

Fail hakları uygulamaya girmiş; ama mağdurun hakları korunamamış durumda.

Oysa suçla mücadelenin asıl hedefi, mağdurun haklarının korunmasıdır.

Ama bakın bazı kapkaççılar ve hırsızlar hukuki açıdan, neredeyse mağdurdan daha güçlü duruma geldi.

Tabii bu da polisi güçsüzleştiriyor.

O nedenle hırsızlıkla ve kapkaçla mücadelede sadece emniyet güçlerini sorumlu tutarsak, o insanlara haksızlık etmiş oluruz.

Bu tavır, onların moralini bozmaktan başka bir işe de yaramaz.

İşte o yüzden günlerdir hükümetin mutlaka bu işe el atması gerektiğini yazıyorum.

Bu sadece polisin, valiliğin işi değil.

Biz İstanbul’da siyasi suçlarda patlama beklerken, asıl patlama sosyal suçlarda oldu.

Nasıl ki, siyasi suçlarla sadece polisiye önlemler alarak mücadele edilemiyorsa, sosyal suçlarla mücadele de sadece polisle olmaz.

SON SÖZ

O nedenle son sözüm yine hükümete.

Bu iş çok ciddi.

Bölücü örgütle mücadele kadar ciddi.

O nedenle aynı ciddiyetle ele alınmalı.
Yazarın Tüm Yazıları