Ä°ktidar, Uludere'ye yeterli sevgiyi gösteremedi...

Belki bıktınız, belki çok konuşulmasından yoruldunuz, ancak aradan 1 yıl geçti, o yara hala açık. İktidar partisi insanların gönlünü almakta çok mahirdir, ancak bu defa nedense aynı empatiyi gösteremedi.

Haberin Devamı

Olayın üzerinden tam bir yıl geçti.
 Â
Uludere 'deki katliamın sorumluları hala belirlenemedi. Hala inceleme yapılıyor, hala yazışmalar sürdürülüyor.
 Â
Hatırlayın, radarda kalabalık bir gurubun Irak'tan sınırı geçip geldiği tespit edilmişti. Yanlarında, sırtlarına yük vurulmuş hayvanlar vardı. Kimlikleri saptanamayan bu grup -yetkililerin değerlendirmesine göre- ya PKK ya da kaçakçı idi. Sonunda, iş şansa bırakılmadı. Vur emrini verenler risk almak istemediler. Uçaklar kalktı. Bombardıman yapıldı ve 17'si çocuk 34 kişi katledildi. Sonradan anlaşıldı ki, öldürülenler bölgede tanınan, bilinen ve kaçakçılıkla yaşam kavgası veren köylülermiş.
 Â
Kamuoyuna önce "Terörist avı" diye yansıdı, ancak kısa sürede işin içinde bir garipliğin olduğu anlaşıldı.
 Â
Kimseler henüz, kimin emir verdiğini bilemiyor. Çeşitli demeçlerden anlaşıldığına göre, Irak' tan gelen kafile tespit ediliyor. Çeşitli istihbarat verileri de yine bölgede şüpheli PKK trafiği olduğunu gösteriyor.
 Â
Anlaşılan, son sözü söyleyecek olan komutan veya komutanlar, bu grubun gerçek kimliğini saptayamayınca, kendilerini riske atmak yerine vurulmasını emrediyorlar.
 Â
Belki, daha önceleri, tereddüte düşüp vurmadıkları bir gurubun PKK'lı çıkması üzerine eleştirildikleri için, bu defa ince elemeyip bombalamayı tercih etmişlerdir.
 Â
Belki de oralarda saadece terörist veya kaçakçı dolaştığı için "İkisi de yasa dışı insanlar" demiş veya elde edilen istihbarat bilgilerinin karmaşası sonucu talihsiz bir karar vermişlerdir.
Â
Kamuoyunun ve özellikle de Kürt vatandaşlarımızın bu olaya büyük tepki göstermelerinin asıl nedeni, aradan bunca zaman geçmesine rağmen hala bir sonucun alınamamasıdır. "Kürt olduğumuz için bizi adam yerine koymuyorlar" diyenler de var, bu olayı siyasi nedenlerle köpürtenler de...
 Â
Ak Parti iktidarı olayın hemen üstüne gitti.
Başbakan, eşini ve bakanlarını bölgeye yolladı. Tazminatlar ödendi. Özürler dilendi. Ancak sorumlular hala ortaya çıkarılmadığından dolayı, yanlış dahi olsa " Sanki birileri korunuyormuş" izlenimi doğdu. İktidarın, askere kol kanat gerdiği sonucuna varıldı. Hükümet nedense bu defa gerektiği kadar sıcak davranamadı. Başbakan her açıklamasında "Her şeyi yaptık, daha ne yapalım. İncelemenin sonucunu bekleyin" diyerek, adeta negatif bir tutum takındı.
 Â
Sonunda bugünlere geldik.
 Â
Uludere katliamının gerçek sorumluları ortaya çıkmadığı sürece, bu dosya açık kalacaktır. Kamuoyu vicdanındaki yara kolay kolay kapanmayacaktır.

Haberin Devamı

YAZIKLAR OLSUN...

Haberin Devamı

ODTÜ olaylarıyla ilgili olarak içimi dökmemek için kendimi çok tuttum. Ancak ne zamanki bir takım üniversiteleri ayaklanıp, ODTÜ yönetimini yerden yere vurdular, işte o zaman benim kafam da fena halde attı. Hele bunların arasında Galatasaray Lisesi’nin devamı olan GS Üniversitesi gibi, liberal ve özgürlüklerin kalesi olarak bilinen bir kurumun da adını görünce, oradan yetişmiş bir kişi olarak çıldırdım.
 Â
Hayır sayın rektörler, hiçbirinizin buna hakkı yoktu. Belki Başbakan, ODTÜ hocalarını kınıyor, ancak ben de sizleri kınıyorum.
 Â
Olayların patladığı gün sesiniz çıkmadı.
 Â
Ertesi gün de suskundunuz.
 Â
Ne zaman ki Başbakan tepkisini koydu, o zaman birden bire ODTÜ yönetimini linç etmeye kalkıştınız. Benim gibi çok kişinin algılaması, bu adımı sırf Başbakan’a şirin gözükmek ve bağlılığınızı gösterdiğiniz bir diyet olarak attığınız şeklindedir. Belki yanlış bir değerlendirme yapıyorum, ancak genel algı budur.
 Â
Bunu bilmenizde yarar var. Çok yanlış yaptınız. Hiç değilse sessiz kalmalıyıdınız.
 Â
Sayın rektörler,
 Â
Hepiniz çok iyi biliyorsunuz ki, üniversiteli genç dünyayı değiştireceğine inanır. Onun en büyük özelliği herşeye başkaldırması, protesto etmesidir. Onu özel yapan da budur. Özgürlüğü, delikanlılığıdır.
 Â
Sizler ise bu tutumunuzla, koyun gibi bir gençlik yetiştirmek istediğinizin sinyalini veriyorsunuz.
Â
Polisin biber gazı, çop ve tazyikli su ile kampüse girmesinin, o gençleri bırakın caydırmayı, tam aksine kışkırtacağını da en iyi bilen kişilersiniz. Buna rağmen, şirin görünme pahasına, olaylara tepki gösterdiniz.
 Â
Hem de ilk defa böyle bir tutum aldınız.
 Â
Bundan önce sizlerin üniversitelerine olsun, başka üniversitelerde olsun neler neler yaşandı, yine de gıkınız çıkmadı.

Haberin Devamı

Yazıklar olsun.
 Â
Tekrar edeyim, keşke bu açıklamayı yayınlamasaydınız da saygınlığınızı sürdürebilseydiniz.
 Â
Hem sizlere hem de politikacılara son bir notum var:
 Â
Öğrenciler ve öğretim üyeleriyle kavga etmek kimseye yarar vermez. Sağlığa çok zararlıdır (!)
 Â
Kulaklara küpe olsun...

 

Yazarın Tüm Yazıları