İktidar imamları çileden çıkardı

GEÇEN çarşamba günü 2 milyon memur bir günlük işi bırakma eylemi yaptı. Medya bu eylem için cami imamlarının greve destek vermesine ayrı bir yer verdi.

Haberin Devamı

İmamlarla röportajlar yapıldı. Arife günü söz konusu imamlardan birisi beni aradı. “Hocam! Belki izlemişsinizdir. Ben greve destek verdim. Haklarımızı savunma konusunda dayanak olarak hadisler var mı?” dedi. Daha önceden benim de görevlim olan bu arkadaşla, ezanda ve namazda aksama olmaksızın hak aramanın doğal olduğunda görüş birliğine vardık. Grev saati namaz vaktine geliyorsa, ezan okumayı ve namaz kıldırmayı greve katılmayan başka görevlilerin veya liyakatli kişilerin yerine getirmesi koşuluyla, cami görevlilerinin de yasalar çerçevesinde haklarını aramaları yadırganamaz.


“Ben mihraba geçtiğimde kredi kartı borçlarını düşündüğümde bunun cemaate yansıması olumsuz olur” diyen bir din görevlisine, arkasında namaz kılan cemaatin kulak vermesi gerekir. İmamlar insanlara hak ve hakikati öğretmeye çalışırlar. Kendi hakkını savunamayan, sindirilmiş din görevlisinin başkasına hakkını aramaktan bahsetmesi gerçekçi olmaz.

Haberin Devamı


İslam tarihinde imamların greve gitmesi gibi bir eylem türü yoktur. Ancak son yıllarda imamların grevi ve bazı eylemleri zaman zaman gündeme gelmektedir. Demek ki yaşam koşullarının her geçen gün daha da zorlaşması imamları da çileden çıkarmaktadır. Kendisinin de imam olduğunu söyleyen Sayın Başbakan eğer imamların halinden anlamıyorsa, başkalarının halinden anlaması hiç beklenemez.


Şayet imamlar da yollara çıkıyor, grev elbisesi giyiyor ve hükümete, Başbakan’a sloganlarla sesini duyurmaya çalışıyorsa, bunu herkesin ciddiye alıp iyi değerlendirmesi gerekir.

HAK SAHİBİ

Sayın Başbakan grev öncesinde greve katılanlara gözdağı vererek, sonucuna katlanacaklarını söyledi. Hakları verilmeyenler elbette haklarını isterler. Çünkü “Hak sahibinin konuşma hakkı vardır.”


Hz. Muhammed bir gün, et satan birine, bir miktar et alacağını, karşılığında da evinden getireceği bir miktar kuru hurma vereceğini söylüyor. Satıcı kabul ediyor ve eti veriyor. Hz. Muhammed evine gidiyor, bakıyor ki evde hurma kalmamış. Eti alıyor, satıcıya geri getiriyor ve evinde hurma kalmadığını söylüyor. Bunun üzerine satıcı avaz avaz bağırıp çağırmaya başlıyor. Kendisinin kandırıldığını söylüyor. Oradakiler satıcıyı susturmaya çalışıyorlar. Hz. Muhammed’e karşı bağırmamasını istiyorlar. Peygamberimiz onlara “Sizler niçin hak sahibinin yanında yer almıyorsunuz? Hak sahibinin konuşma hakkı vardır” buyuruyor ve başkasından ödünç alarak satıcının hurmasını veriyor, ayrıca yemek de ikram ediyor.

Haberin Devamı


Şimdi, Sayın Başbakan’a deriz ki, tüm memurların haklarını veriniz. Haklarını vermiyorsanız, haklarını istemelerine mani olmayınız. Hz. Muhammed bile kendisinden hakkını isteyen kimseye engel olunmamasını istemiştir. Çünkü hak sahibinin konuşma hakkı vardır.

İhsan ÖZKES-Müftü

 

Bakana soru sormak

 

THE Independence’da ‘Opinion and debate’ (Görüş ve müzakere) sayfalarından birinde ‘You ask the questions’ başlığı altında bir sayfa var. Okurlar soruyor, konuklar okurların birbirinden ağır ve zor sorularını yanıtlıyor. 30.11.2009’da İngiltere Savunma Sekreteri Bob Ainsworth e-posta yoluyla soru yağmuruna tutuluyor. Sorular arasında, “Afganistan hakkında hiç kitap okudunuz mu? Okudunuzsa adı ne?”den tutun da; “Savunma Sekreteri olmadan önce askerlik hakkında ne biliyordunuz, ne tecrübeniz vardı?”, “Irak savaşına evet dediğiniz için pişman mısınız?”a kadar bir çok sert soru yer alıyor! Bakan soruları yanıtlamaktan korkmuyor ve hesap veriyor. Bizde vekilin sorusu yanıtlanmazken, soru sormak bize kalır mı?

 

Haberin Devamı

‘Yeni Sol’

 

30 yıl sonra; sosyal demokratların birliği girişimlerinin sonucu gelinen nokta CHP oldu. Marksist solun, sosyalistlerin birlik girişimlerinin sonucu gelinen nokta ise bugünkü ÖDP’dir. Marksist ve sosyal demokrat solda, 30 yıl devam eden büyüme girişimlerinin geldiği nokta ise ‘sade’leşme oldu. Şimdi ‘yeni bir sol’, solda birlik için yola çıkılırken, tarihin bu sayfalarını çevirmek ve anımsamak lazım.
Hüseyin ÇAKIR

 

Okurumunun onurlu bir gazetecisiydi

 

ABDÜLKADİR Yücelman (77), en eski Cumhuriyet’çiydi; tam 55 yıl spor dünyasının içinde olmuş, yöneticilik yapmış, kamuoyuna çok şey öğretmiş, örnek ve candan bir dosttu ve de has bir FB’liydi. Ama onun ‘yandaşlığı’ sayfasına veya yazısına hiç yansımamıştır. Gazeteciliği dürüstlük, doğruluk saygınlığa dayalı ve etik bir durum olduğunu göstermiştir. Onu en güzel Türkiye Futbol Adamları Derneği Genel Başkanı Yılmaz Tokatlı’nın ”Mesleğinin kutsiyetine yakışır bir kişilik; çalıştığı kurumun onurlu, sadık bir emekçisi ve temsilcisiydi” sözleridir. Amatör sporcuların ‘abisi’ sayılırdı. Gazetesine tiraj kazandırmak için turizm eki dahi hazırlamıştır. Cumhuriyet’in 8 genel yayın müdürü (Cevat Fehmi Başkut, Ecvet Güresin, Kayhan Sağlamer, Oktay Kurtböke, Hasan Cemal, Özgen Acar, Orhan Erinç, İbrahim Yıldız) ile çalışmak başka bir gazeteciye nasip olmamıştır. Yanında yetiştirdiği veya yazı yazdırmaya başladığı bir çok genci Türk medyasına kazandırmıştır. Kim bunlar? Mehmet Tezkan, Reha Öz, Hıncal Uluç, Fatih Altaylı, Halil Özer, Deniz Gökçe, Aybars Hünalp, Gürcan Bilgiç, İsmet Berkan, Mustafa Sağlamer, Adnan Akgünel, Deniz Som, Yalçın Pekşen, Asena Özkan, Turgay Vardar, Turgay Örme, Nuray Soysal (Yaşar), Emrah Kayalıoğlu, Altuğ İstanbulluoğlu, Murat Yağcı, Murat Murathanoğlu, Tayfun Gönüllü, Uygar Eremektar, Cem Dalmaz, Vedat Danacı.

Haberin Devamı

Fatih Camisi’nden kaldırılan cenazesinde arkasından edilen ortak söz; “Üretken bir gazeteciydi, Türk spor dünyasının son zamanlardaki en büyük kaybıdır."

(Hürriyet’in 4. sayfasında dün yayınlanan Yücelman’ın ölüm haberiyle ilgili fotograflardaki Cumhuriyetciler; Müfit Alacalı, Orhan Erinç, Oktay Körtböke, Necmi Usta (üst sıra) Ziya Nebioğlu ve Bülent Dikmener’dir.)

 

Biliyor musunuz

 

* KKTC Kurucu Devlet Başkanı Rauf Denktaş’ın 3 Aralık Perşembe 14.00’te İstanbul Aydın Üniversitesi’nde “Liderlik, yüzyılın en büyük gereksinimidir” konulu konferans vereceğini...


* MARMARA
Belediyeler Birliği’nin de üye olduğu Güney-Doğu Avrupa Yerel Yönetim Birlikleri Ağı NALAS’ın 5. genel kurul toplantısının 10-11 Aralık tarihlerinde İstanbul Taksim Elit World Otel’de yapılacağını...

Haberin Devamı


* GEÇEN
yıl 3 Aralık’ta bir rahatsızlık sonucu hastanede ölen Serhan Şeşen’in yarın 12.00’de Çengelköy Mezarlığı’nda anılacağını, 17.30-18.30’da Galatasaray Lisesi’nde de bir müzik etkinliği yapılacağını...

Yazarın Tüm Yazıları