İki parmaklı eldiven giyin, durmadan hareket edin

Güncelleme Tarihi:

İki parmaklı eldiven giyin, durmadan hareket edin
Oluşturulma Tarihi: Ocak 12, 2002 22:52

Vücudumuzdaki hücre, doku ve organlar, işlevlerini ancak belli ısı sınırları içinde sürdürebilirler. Ancak çok soğuk havada uzun süre kalmak, soğuk suya, örneğin denize göle ya da nehre düşmek, şiddetli ve soğuk rüzgarda kalmak, yağmurda ıslanıp kısa sürede kurumamak, ‘‘hipotermi’’ye yani vücut ısısının aşırı düşmesine, bazen de ölüme yol açabiliyor.

Hipotermi ve donma, dağcıları, erken baharda hayvanlarını otlağa çıkaran çobanları, göreve giderken karda mahsur kalanları, nöbet tutan askerleri, sokakta yaşayan evsizleri tehdit ediyor en çok. Hipotermi vücudu genel olarak etkiliyor, donma ise genellikle ayak ve el parmakları, burun ucu, kulak gibi organlarda meydana geliyor. Gerek hipotermi gerekse donmayla baş etmek, kötü sonuçlarından korunmak hepimizin alabileceği basit önlemlerle mümkün. İstanbul Tıp Fakültesi Acil Dahiliye Sorumlusu Prof. Dr. Kerim Güler ve International Hospital Acil Servis Transport Sorumlusu Dr. Feridun Çelikmen bu önlemleri anlattı.

Vücudun normal ısısı ortalama 37 derece. Fizik kurallarına uygun olarak hava, sıcak ortamdan, soğuğa doğru gider. Soğuğa maruz kalan vücut da ısı kaybına uğrar. Vücut iyi korunursa ısı 2-3 derece azalır. Vücut 2-3 derecelik azalmayı kalori harcayarak yerine koyar ve 37 derecede sıcaklığını sabit tutar.

Aşırı soğuğa uzun süre maruz kalmak vücudun uyum mekanizmasını bozuyor. Vücut kaybettiği ısıyı yerine koyamıyor ve ısısındaki azalma sürüyor. Bu sürece hipotermiye girmek deniyor.

Hipotermiye girenlerin vücut ısısının birden bire artırılmaya çalışılması yanlış. Bu durumdaki bir insanın öncelikle ıslaksa elbiseleri çıkarılmalı ve vücudu rahatlatılmalı. Vücudun soğuk metallarle teması kesilmeli. Varsa kuru bir şey (elbise, battaniye olabilir) üzerine yatırılmalı. Hasta sarılmalı. Ancak vücut birdenbire ısıtılmaya kalkışılmamalı. Bu yarardan çok zarar veriyor. Metabolizma karşı reaksiyon gösteriyor, ölüme bile yol açabiliyor.

Yaşlılar, çocuklar, kalp ve damar hastaları, şeker hastaları hem hipotermi hem de donma açısından daha büyük risk altında Bu yüzden soğuk günlerde dar elbiselerden kaçınmalı. Damar sorunları olanlar soğuğa mümkün olduğu kadar maruz kalmamalı. İlla soğukta bulunulması gerekiyorsa hareket etmek, ellerin ovuşturulması, kaslardan enerji çıkmasına dolayısıyla ısı kaybını yerine konulmasına yardımcı oluyor.

DAĞ KAZALARININ YÜZDE 80'İ

International Hospital Acil Servis Transport Sorumlusu olan Dr. Feridun Çelikmen'in ilginç bir insan tanımı var: İnsan sıcakkanlı bir canlı, soğuktan korunmak için kürkü ya da cilt altında kalın yağ tabakası yok. Vücutta ısı kaybı, aslında sıcak iklim koşulları için kullanılan koruyucu adaptasyon mekanizmalarıyla gerçekleşiyor. Kondüksiyon (sıcak veya soğuk bir nesleyle doğrudan temas), konveksiyon (ısının vücut yüzeyinden hareketli havaya ya da suya transferi), radyasyon (ısının ışınım yoluyla yayılması), evaporasyon (buharlaşma) yoluyla vücuttan ısı kaybı gerçekleşiyor. Tüm bu mekanizmalar, soğukta kişinin aleyhine çalışıyor ve hipotermi gelişiyor. Dağ kazalarındaki ölümlerin yüzde 80'i hipotermilerden kaynaklanıyor.

KALBİ ÇALIŞTIRMAK DAHA KOLAY

Hipotermi nedeniyle duran kalbi tekrar çalıştırmak, kalp krizi, boğulma sonucu ya da başka nedenle duran kalbi çalıştırmaktan daha kolay. Çünkü soğukta beynin de oksijen ihtiyacı azalıyor. Çığ altında, kalbi durduktan bir saat sonra kalbi yeniden çalıştırılan vakalar olabiliyor. Soğukta, çığ altında uzun süre kalanlar için ‘ölmüştür’ düşüncesiyle ümitsizliğe kapılmamak gerekiyor. Soğukta vücut fonkisyonları yavaşladığı için kalp ve solunum durması, diğer nedenlerle kalp ve solunum durmasına göre daha kolay tolere ediliyor.

HAREKET ETMEK GEREK

Dr. Çelikmen, rüzgarın ve soğuğun vücut üzerindeki etkisini katlayarak donmayı ve hipotermiyi artırdığını söylüyor. Sürekli esen rüzgar insan vücudundan ısıyı sürekli ‘‘koparıyor.’’ Bu nedenle doğada kalan dağcı, avcı, asker korunaklı bir yerde durmalı. Rüzgara maruz kalmamalı. Kötü hava koşullarında asla ‘mesafe kısa’ deyip örneğin arabadan, barakadan çıkmamalı. Fırtınada bir yerlere gitmeye çalışmamalı. Hava düzelinceye kadar gitmek için beklenmeli.

Aşırı soğuğa maruz kalmanın veya vücut ısısını düşüren diğer nedenlerin giderilmesinde giysi ve barınak kadar hareketin de ısıyı arttırıcı rolü var. Hareketlilik dolaşımı hızlandırıyor. Hipoterminin başlangıcındaki uykuya eğilim ve eylemsizlik, zorlu kas hareketleriyle aşılmalı. Özellikle dinlenme anında ve uykuda vücut hissedilmeden ısı kaybediyor. Isı kaybı, vücudun uykuda metabolizma hızını düşürmesiyle hayati önem kazanıyor. Kış uykusuna yatan bütün memeliler, vücut yüzeylerini küçülterek ısı kaybını engellemeye çalışıyor. İnsan da soğuğa maruz kaldığında örneğin uykuda üstünü açtığında tesbih böceği gibi büzüşür. İşte hipotermi hissedildiğinde vücut yüzeyini küçültmek de önem taşır.

Soğuk ortamda rüzgardan kaçın. Kapalı yerlerden çıkmayın.

Yeterli derecede sıvı almazsanız kan koyulaşır. Bol, sıcak sıvı alımı donmayı geciktirir. Özellikle şekerli içecekler kas hereketlerini motive ettiği için donmayı engeller.

Soğuk, kalori harcanmasını artırır. Bol kalorili (örneğin karbonhidratlı, şekerli) gıdaları tercih edin.

Bol ayakkabı giyin. Ayak parmaklarınız ayakkabınızın içinde rahatça oynayabilsin. Kat kat çorap giymeyin. Bir ince ve bir de kalın çorap yeterli.

Çok katlı ve bol giysileri tercih edin ki vücut ısınız içinde dolabilsin.

İki parmak eldiven giyin. Parmakların bir arada olması nedeniyle beş parmak eldivenden daha sıcak tutar.

Uzun süre hareketsiz kalmayın.

Alkol kesinlikle içmeyin. Çok tehlikeli. Hipotermiyi artırıyor. Kısa süre ısıyı artırıyor ancak hemen sonra zararlı etkisi ortaya çıkıyor.

Hipotermiye maruz kalanlara soğuk içecek verilmemeli. Bilinç açıksa sıcak sıvılar ağızdan içirilmeli. Bilinci kapalıysa damar yoluyla verilecek sıvılar yine ısıtıcıdan geçirilmeli.

Hipotermiye maruz kalanlar birdenbire ısıtılmamalı. Kapalı bir ortamda, giysileri çıkarıldıktan sonra varsa uyku tulumuna alınması en uygun ilkyardım yöntemi. Hatta giysilerini çıkarmış birinin hipotermiye girmiş kişinin yanına, uyku tulumuna girmesi ısı transferine yarar.

Hipotermiye giren kişi kademeli olarak ısıtılmalı. Birden sobanın dibine oturtulmamalı. Oda sıcaklığı yeterli.

Büyük damarların geçtiği yerlere (koltuk altı, kasıklar) içinde sıcak su bulunan (en fazla 35- 40 derece) şişe veya termofor konması işe yarar.

Donan organlar karla ovulmaz

Donma aşırı soğuğa maruz kalınmasıyla, el ve ayak parmakları, kulak, burun ucu gibi uç noktalarda, bölgesel olarak ortaya çıkıyor. Özellikle yerçekimine karşı dolaşımın güç olduğu ayaklarda çok sık görülüyor. Kalp, damar ve dolaşım hastalığı bulunanlar, diyabet hastaları, sıkı ayakkabı giyenler, yaşlı ve çocuklar, alkolikler daha kolay donuyor.

Donma önce karıncalanmayla başlıyor. Ardından da milyonlarca noktadan iğnelenmiş gibi ağrı hissediliyor. Küçük sinir uçlarını besleyen damarların ani kasılması sonucunda, sinirlerden uyarılar bu ağrı hissine yol açıyor. Kanla beslenemeyen doku, canlılığını yitiriyor. Kangren, yani geriye dönüşü olmayan ölüm oluşuyor.

Masaj, donma meydana gelmeden işe yarıyor. Ancak donan organa asla masaj yapılmaması gerekiyor. Donmadan önce yapılan masaj, ölü dokuların sağlıklı dokulara geçişine yol açıyor. Ama karla masaj yanlış çünkü damarların büzülmesine neden oluyor. Donan organların (parmak gibi) koltuk altı gibi büyük kan damarlarının geçtiği bölgelere sokulması gerekiyor. Yine ovuşturmadan, dokuya zarar vermeden donan kısmın sıcak bir bezle sarılması ve en yakın sağlık kuruluşuna götürülmesi en doğru hareket.

Derece derece ölüme

Aşırı soğuklarda vücut kaybettiği ısıyı yerine koyamıyor. Normalde 36.5-37 derece olan vücut ısısı, 28-29 dereceye kadar dahi düşebilir. Vücut ısısı düşerken (35 dereceye kadar) insan üşüyor, titriyor, ürperiyor. Kasların titreyerek enerji oluşturma, dolayısıyla ısısını artırmaya yönelik çabası, vücut ısısı 32 dereceye düşünceye kadar devam eder. Kaslar artık yorgun düşüyor. Titreme aşaması sona eriyor, hareketsiz duruma geçiyor. Vücut ısısı 30 derece civarındayken ağrılı uyaranlara yanıt veremeyebilir. İnsanı bir uyku bastırır. Artık dış dünyaya ilgisizdir. Vücut ısısı 30 derecenin altına düşünce de koma başlıyor. Sıra solunum yetersizliği ve kalp durmasında. Organlar kanla beslenemiyor ve çalışamaz düzeye geliyor. Hasta artık bir ölüye benzemektedir. Ama hálá kurtarılma ihtimali vardır. Ancak müdahale edilmezse bundan sonraki safha ölüm... Donma dediğimiz bu ölüm şeklinde insan vücudu, bilinen anlamda katı hale gelmiyor. Ancak vücut günlerce kar, buz gibi maddelerle doğrudan temas halinde kalırsa, vücuttaki sıvılar kristalize olur, katı hale gelir ve gerçek anlamda donar.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!