İki ’Mata Hari’ tesettür otelinde

AKTÜEL dergisinin iki kadın muhabiri, "Uzaydan az önce gelen türbanlı kadınlar, acaba tatilde nasıl bir tutum geliştiriyorlar? Tesettür otellerinde neler dönüyor? Brandaların arkasında nasıl bir hayat var?" sorularına yanıt bulmak gibi çok zorlu bir işe girişmişler.

Önce kılık değiştirip türban takmışlar.

Ardından...

Çantalarına biraz gül suyu, bir adet seccade, bir adet tesettür mayosu koyup, "Hanımlar için özel havuzumuz mevcuttur" ya da "Her perşembe Nihat Hoca’dan din ve ahlak sohbetleri" gibi reklam cümleleriyle tanıtımı yapılan "tesettür otelleri"nden birinin kapısına dayanmışlar.

Allah’tan oteldeki resepsiyon görevlileri, Aktüel dergisi muhabiri iki kadının, "sahte türbanlı" birer "Mata Hari" olduğuna uyanamamışlar da, bu mühim memleket hizmeti akim kalmamış.

Kısacası...

Bizim iki "casus", kalpleri pır pır ederek dalabilmiş otele...

* * *

Kendilerine "türbanlı müşteri" süsü veren muhabirlerimiz, otelden içeri girer girmez vazife şuuruyla etrafı incelemeye koyulmuşlar.

Tıpkı laboratuvarda "deney fareleri"ni inceleyen bilim adamı titizliğiyle...

Merak ettikleri hususları şöyle sıralayabiliriz:

- Bunlar (yani türbanlılar) havuzda ne yapar?

- Erkeklerle kadınlar tesisin hangi alanlarında buluşuyorlar?

- Güncel bir tartışmaya kıyısından köşesinden dalabilmek maksadıyla, "türban" ile "g-string"i yan yana getirmeye yarar bir fırsat çıkar mı acaba?

- "Tesettür mayosuyla rahat yüzme teknikleri" diye bir liste çıkarılabilir mi?

- "Midye" ve "karides" için neden harama yakın mekruh diyorlar.

- Kulağına "i-pod" takmış şu türbanlı ama blucinli genç kız, acaba "Sordum Sarı Çiçeğe" ilahisi mi dinliyor?

- Havuzda yüzerken su şakaları yapıyorlar mı?

- Bunların da "Günde 10 çeşit giyer" bir Eda Taşpınar’ı var mı? Varsa "güneşleme olayı"nı nasıl halletmektedir?

Evet...

"Mission to Mars" ekibi iş başındadır ve hedefleri bellidir.

* * *

Önce havuz suyu kontrolü...

"Aman Tanrım! Bunların havuz suyu sıcaklığıyla bizim havuz suyu sıcaklığı aynı" tepkisi...

Ardından bowling salonu...

Gördükleri şudur: Türbanlı kadınlar top yuvarlıyor! Tabii bizimkilerde bir telaş! Casus kamerasıyla gizli çekim görüntüleme telaşı... Bu iş başarıyla tamamlanıyor.

Ve bir masa tenisi...

İlginç... Başı bağlı genç bir kız, "haşema"lı ve üstü çıplak bir genç erkekle masa tenisi oynuyor. "Ne kadar da bize benziyorlar" diyerek olayı "casus kamerası"yla görüntüleme azmi... Bu görev de başarıyla tamamlanıyor.

Ve işte "mini bar"...

"Allah, Allah... Mini bara bunlar da bizim gibi mini bar diyorlar..." tepkisi...

Daha da önemlisi...

"Mini bar" gibi sonuna kadar alkol çağrışımı yapan aletin üzerinde kıbleyi gösteren bir ok...

Hemen görüntüleyelim... Ve işlem tamam...

* * *

Kıssadan çıkan soru şudur:

Memleketin ekseriyetine hitap eden bir derginin, memleketin önemli bir bölümünün "yaşam tarzı"na, bu derece dışarıdan, bu derece yabancı bir gözle bakması...

"Yüzde 47"nin tam olarak anlaşılmamasının nereden kaynaklandığıyla ilgili bir fikir vermiyor mu?

Abdullah Gül AmerİkancI mI?

ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Matthew Bryza, Yunanistan’daki haftalık ekonomi gazetesi Ependitis’e verdiği bir demeçte, "Erdoğan tartışmalı bir ismi cumhurbaşkanlığına aday gösterirse gerilim oluşur, uzlaşıcı aday gösterirse gerilime neden olmaz" demiş.

Gazete bu açıklamayı "ABD: Erdoğan Gül’ü aday göstermemeli" başlığıyla yayınlamış...

Benim sorum ise şu:

Bundan bir süre önce meydanlarda Abdullah Gül’ün adını "ABDullah Gül" diye yazanlar, Amerikan resmi yetkilisinin açıklaması hakkında ne buyururlar acaba?

Tuğba için

"KELEPÇELİ Tuğba" fotoğraflarının şu adı batası "alem"de nasıl da "zevkten dört köşe" bir halde karşılandığını tabii ki tahmin edebiliyorum.

Değil mi ki bu alem, düşen birini görünce keyfi yerine gelenlerin alemidir, yapacak bir şey yok...

Gerçi "Bir mafya babasından kurtulmak için başka bir mafya babasını devreye sokan sosyal demokrat" Tuğba’nın yatacak yeri yok ama...

Bu durum, "düşene bir tekme" duygusunu yaşamanın ve yaşatmanın meşru dayanağı olamaz.

Biz en iyisi...

Her şeyi unutup, sadece "Allah kurtarsın" diyerek insanlık vazifemizi yapalım.
Yazarın Tüm Yazıları