İki kadın iki kitap

Bugün iki kitaptan söz etmek istiyorum.

Bu kitaplar çok başka hayatlar yaşayan iki kadının hayatını anlatıyor. Bu kadınlardan biri yaşıyor. Hayatına anlam katan değerli çalışmalarına bir yenisini ekliyor ve kendi hayatını kaleme alıyor. Ve hayatı bir MR makinesine benzetiyor ve şöyle diyor;

"Hayatı bir MR makinesine benzetiyorum. Kendi isteğinizle kopkoyu bir tünele giriyorsunuz, kaygı dolu bir belirsizlik var. Bu tünelin sonunda size söyleneceklerden endişe ediyorsunuz. MR çalışmaya başlıyor. Önce sükunet... ve sonra kulağı tırmalayan sesler, sesler giderek tizleşiyor. Adeta sabrınızı test ediyor. Bu tünelden çıkmak istiyorsunuz ancak sonrasına ilişkin beklentileriniz nedeniyle vazgeçemiyorsunuz. Sonra teşhis konuluyor, yeni dille "Tanı". İşte hayattaki alınyazısının da böyle oluştuğunu düşünüyorum. Belirsizlikle dolu bir tünel ve kimi zaman huzur, kimi zaman patırtı gürültü içinde geçen bir yaşam. Sonrasında kendini tanıma, kendinle barışık yaşama, belirsizliğin dağılması. Tünelden çıkıldığında ise tünelin teşhis ettiği o kadere boyun eğiş."

Bu sözlerin yazarı "Suna Kıraç". Kendisini misyonunu bulmuş olanlardan biri olarak kabul ediyor ve sağlık sorunları nedeniyle gidemediği Antalya’da "Suna İnan Kıraç Eğitim Parkı"nın açılış töreninde okunması için gönderdiği metinde "Ömrümden uzun ideallerim var" diyor. Bu hedeflerin neler olduğunu ve ne kadarını gerçekleştirdiğini anlatan bu kitap aynı zamanda Suna Kıraç’ın hayatı nasıl algıladığını da işaret ediyor.

Diğer kitap ise Yapı Kredi Yayınlarından çıkmış olan "Bir Usta, Bir Dünya: Sevim Burak" adını taşıyor.

Sevim Burak’ın hayatını anlatan "Nilüfer Güngörmüş" ise, "O bilhassa kendini belli etmedi" diyor. Sevim Burak, bir yazar. Özellikle "Yanık Saraylar" adlı kitabı, bir dönem İstanbul’una ışık tutarken ilişkilerin farklı bir açıdan sorgulanması, kutsal metinlerinden içinden fırlamışçasına yaşanan olayların kaleme alınışı son derece dikkat çekici. Fakat daha önemlisi kendisinden yola çıkarak yazılan kitapların yazarının hayatı. Daha ilk kitabında büyük bir cesaretle ölüm saatini sorar ve saat onun için erken çalar. 30 Aralık 1983 günü hayata veda eder. Fakat yaşadıkları, mankenlikten yazarlığa uzanan hareketli hayatına sığdırdığı iki çocuk ve aşklarıyla gerçekten dikkat çekici.

Aşk maceraları olabilir

Çeşitli duyguların uyandığı bir gün. İlişkiler çok farklı boyutlara ulaşabilir ve neşeli davetlerde ilginç aşk maceraları açığa çıkabilir. Kayıplar ve kazançların aynı zamanda yaşanacağı bu devre içinde hayal gücünü tetikleyen olaylar ideallere ulaşmak için güçlü arzular uyandıracak. Aile, büyükler, geçmişe ait olaylar ve evle ilgili konuların önem kazandığı bir dönem. Gökyüzünün konumu yarım kalmış veya çok istendiği halde bir türlü ortaya konulamamış ne varsa bütün bunların gündeme geleceğini işaret ediyor.
Yazarın Tüm Yazıları