İki açı, iki açık

BAŞBAKAN'ın uçağına alınacak alınmayacak gazeteci listesi, en büyük andıçtır. Andıcı tazelemesi, güçlendirmesi, meşru hale getirmesidir.

Haberin Devamı

Başbakan 'andıçlanan' 'Erbakan Hocasının' hıncını çıkartma telaşı ve gayreti içinde görünüyor.

Başbakan'ın kendi uçağına alınacak-alınmayacak gazeteci listesi de daha büyük bir andıç değil midir?

'Gazeteci sansürü' değil midir?

Başbakan savcıları göreve çağırıyor. Peki savcılar nerede?

Evet savcılar, Başbakan Mehmetçiğe 'kelle' ifadesini kullandığında nerede bulunuyorlarsa orada...

Cumhuriyet'in ve Anayasa'nın temel ilkesi olan laiklikle, 6 milyon Yahudi'nin canisi olarak tarihe geçen Hitler'le bağ kurduğunda neredeyse orada...

Başbakanlık'taki andıç için savcılardan önce kendisine bağlı Başbakanlık Teftiş Kurulu'na, Başbakanlık Denetleme Kurulu'na da soruşturma başlatılması için bizzat emir vermesi gerekmiyor.

Bu yasa gereğidir; ayrıca hukuk kurumu olduğu için de aklın gereğidir.

Kendi 'andıcı' ile ilgili kendi başlatacağı bu soruşturma belki savcılara da ilham kaynağı olacaktır.

A. TAN

Cumhurbaşkanlığı: Almanlar, isim belirlenmemesine çok şaşırdılar

ALMAN Yeşiller Partisi'nin Avrupa Politikası Sözcüsü Rainder Steenblock beraberindeki milletvekilleri ile Meclis'te yaptıkları temaslardan sonra Alman Büyükelçiliği'nde yemek yiyorlar. Yemeğe Prof. Doğu Ergil, Doç. Mesut Yeğen, AKP Adıyaman Milletvekili Faruk Ünsal, HAK-PAR Genel Başkanı Sertaç Bucak, DTP Genel Başkan Yardımcısı Niyazi Gül katılıyor. Yemekte, %10 seçim barajı ve Kürt sorunu gündeme geliyor. Almanlar, AKP temsilcisine "Erdoğan son derece karizmatik bir lider. Cumhurbaşkanı olursa, AKP dağılabilir, bunu göremiyor musunuz" diyor. Alman heyeti, cumhurbaşkanlığı seçim sürecinin başlamasına neredeyde 15 gün kaldığını, ancak hâlâ adayın belirlenememesini de 'şaşkınlıkla' karşıladıklarını belirtiyorlar. Fransa'da cumhurbaşkanının iki yıl öncesinden belli olduğunu ve çalışmaya başladığını ve ABD'de de buna benzer sürecin işlediğini kaydediyorlar. Bu Cumhuriyet'de Ayşe Sayın'ın yazdığı bir haberin özeti.

Haberin Devamı

Cumhurbaşkanlığı makamının 'kaçırılmak' istenmesin Almanların Yeşiller'i demokratik bulmuyor.

Bal gibi olacak

BU ülkenin, cumhuriyetin artık sizin korumanıza ihtiyacı yok. Bırakın artık, ülkenin kaderiyle oynayıp durmayın. Akan su yatağını bulurmuş, neden hâlâ baş ağrısı gibi durmadan ülkenin geleceğinin önünde set olup duruyorsunuz.

Atatürkçüymüş, cumhuriyetçiymiş, laisizm sarmalıyla sarhoş olmuş falan filan.

Herkes Atatürk’ü sevmeyi sizden mi öğrenecek, herkes bir ülkede nasıl özgür olunur bilmiyor mu? Ülkeye bağlı olmasak onun uğrunda ölür müyüz? Yazık ediyorsunuz ülkenin geleceğine. Vicdan yok mu sizde? Sanki Sayın Erdoğan bu ülkeyi sevmeyi, Atatürk’ü sevmeyi, Anayasa'ya bağlılığı sizden öğrenecek. Öğrenmeyecek bayım öğrenmeyecek.

Sayın Erdoğan ne yaptı? Ülkeyi geliştirmek için gece gündüz çalıştı ama seçkinler grubu olmaz diyor. Neden olmaz kardeşim neden olmasın? Olacak, bal gibi olacak, siz istemeseniz de olacak.

Hamdi BAĞCI

Sezer'i 'yok' saydılar

KULVAR gazetesi sahibi Haşim Karakaş diyor ki:

Haberin Devamı

Ümraniye Belediyesi'nin 2006 yılı faaliyet raporunu içeren 120 sayfalık kitapçığın giriş sayfasında M.Kemal Atatürk'ün, 2. sayfada Erdoğan'ın, 3. sayfada Kadir Topbaş'ın ve 4. sayfada da Ümraniye Belediye Başkanı Hasan Can'ın fotoğrafları var. Yani Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer yok sayılmış.

Meclis'te bu konudaki tartışmalarda Belediye Başkanı Can "Ne yapalım, unutmuşuz" diyerek konuyu geçiştirdi. Acaba Başbakanımız, Cumhurbaşkanlığı adaylığını açıklamış olsaydı, AKP'li Ümraniye Belediyesi, bu kitapçığa Erdoğan'ın resmini koyar mıydı?

Atatürk'ün partisine 'cibiliyetsiz' denemez

BAŞBAKAN'ın, CHP'ye 'cibiliyetsiz' (soysuz, sütü bozuk; Cüneyt Arcayürek, Cumhuriyet, 4.4.2207)

demiş.

Haberin Devamı

Bu hakaret, Sayın Baykal'ın "ağzını yıka, dişlerini fırçala", yanıtıyla geçiştirilebilecek basit bir hakaret olmayıp çok ağır bir hakarettir. Aynı zamanda ağır bir suçtur.

CHP, Atatürk tarafından 'Anadolu ve Rumeli Müdafaa-ı Hukuk Derneği'nin bir siyasal partiye dönüştürülmesiyle oluşturulmuş bir partidir.

Dolayısıyla bu hakaret, Ulusal Kurtuluş Savaşımımızı yönetmiş, Lozan Barış Antlaşmasını yapmış, Cumhuriyetimizi kurmuş ve Türk Aydınlanma Devrimi'ni gerçekleştirmiş olan bu derneğe ve bunun devamı olan Atatürk'ün partisine, dolayısıyla hem derneğin hem de partinin Genel Başkanı olan Atatürk'e yapılmış bir hakarettir.

'Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Derneği'nin karşısında olan teslimiyetçi ve işbirlikçi hainlerin başında bulunan Padişah Vahdettin'i ve Başbakan Damat Ferit Paşa hükümetini Atatürk 'Nutuk'ta şöyle betimlemektadir:

Haberin Devamı

"Saltanat ve Hilafet makamında oturan Vahdettin soysuzlaşmış, şahsını ve tahtını koruyabileceğini hayal ettiği alçakça önlemler araştırmakta. Damat Ferit Paşa'nın başkanlığındaki hükümet aciz, haysiyetsiz ve korkak. İşgalcilerin her buyruğunu yerine getirmekte.."

Atatürk'ün ölümünden sonra CHP, Atatürk'ün yolundan ayrılmış olabilir. Şu anda CHP'li olmayabiliriz. Fakat Kemalist ve aynı zamanda şehit torunları olan bizler, 'Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Derneği'nin ve Atatürk'ün partisinin ve dahi Atatürk'ün manevi mirasçılarıyız.

Yargıtay kararına göre zaten her Türk vatandaşı, Atatürk'e hakaret suçu işleyenleri dava edebileceği gibi, açılmış davalara da müdahil olabilir. Bu nedenle tüm Kemalistleri, Sayın Başbakan aleyhine dava açmaya davet ediyorum.

Prof. Dr. Süleyman ÇELİK- Ondokuz Mayıs Üniversitesi-Samsun

Neden Prof. Sinanoğlu

"TÜRKİYE Cumhuriyeti profesörü unvanına sahip ilk ve tek Türk bilim adamı. 26 yaşında profesör olarak dünyanın en genç yaşta profesör olma unvanını elde etmiş ve yapmış olduğu bilimsel çalışmaları ile Türkiye'de ve dünyada saygın konuma gelmiş, adının verildiği kurumlarda bilim dünyasına büyük katkılar sağlamıştır. Ülkemizin bilim ve teknoloji alanında atılım yapabilmesi için bu konularda da öngörüsü geniş bir cumhurbaşkanına ihtiyacı vardır. Cumhurbaşkanlığı da siyaset üstü bir kurum olup halkın her kesimine, görüşlerine bakmaksızın kulak vermesi ve birleştirici unsurunu kullanması gerekmektedir."

'Kemalistler' sitesinde Cumhurbaşkanlığı'na 'süper bir aday' olarak yukarıda tarifi yapılan Prof. Oktay Sinanoğlu için "Dâhi, Türk diline sahip çıkan, milli birlik isteyen, tevazu sahibi, vatansever bir insan."

Haberin Devamı

Biliyor musunuz

GEBZE, Darıca Süreyya Yalçın İlköğretim Okulu'nda öğrencilerinin gözleri önünde meslektaşı tarafından vurulan ve cenazesi büyük bir kalabalık tarafından kaldırılan Hüseyin Cebe, memleketi Malatya'nın Akçadağ ilçesinde toprağa verilirken, Cebe'nin amcası Şerif Cebe'nin "Vatansever, Atatürkçü, laik bir öğretmen olan yeğenimin vurulma gerekçesi Alevilik. O öğretmen daha önceden iki öğretmeni vuracağını söylemiş" dediğini...

Büyükşehir, ihaleyi iptal etti, tiyatro sanatçıları şimdiye kadar en büyük eylemi ortaya koydu

DÜN köşemizden duyurduğumuz "Tiyatro'ya 2. darbe' yazısında sözünü ettiğimiz 'Harbiye Kültür Vadisi' projesi ihalesi 'şartlar oluşmadığı' için iptal edilirken, 'Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nin yıkımına karşı çıkan Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı Şehir Tiyatrosu'nun oyuncu ve teknik elemanları, Şehir Tiyatroları'nın tarihinde ilk kez bu kadar büyük bir eylem ortaya koydular.

Büyükşehir Belediyesi'nin açtığı 'Harbiye Kültür Vadisi Tesisleri Uygulama Projesi Hizmet Alımı İşi' ihalesi yapıldığı saatlerde, Harbiye'deki Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nin önünde toplanan sanatçı ve teknik elemanlar, tiyatro binalarının yıkımına karşı sessiz bir eylem başlıyorlardı.

Bazı pankartlarda "Yıkılırsa Zobu ve Muhsin Bey'in kemikleri sızlar", "Muhsin Ertuğrul Sahnesi yıkılmak isteniyor, tiyatronun haberi yok" deniyordu.

Sanatçıların yüzlerinde Muhsin Ertuğrul maskeleri vardı.

Slogan atılmıyordu.

Bu arada Oyun Yazarları ve Çevirmenleri Derneği'nin bir bildiri okundu.

Bildiriyi, Şehir Tiyatroları'nın eski Sanat Yönetmeni Erol Keskin okudu.

Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nin yıkımına karşı gerçekleştirilen eyleme katılan bazı isimler şunlar:

Şehir Tiyatroları'nın eski Sanat Yönetmenlerinden Gencay Gürün, Göksel Kortay, Haldun Dormen, Hadi Çaman, Ayla Algan, Fuat İşhan, Mücap Ofluoğlu, Aytaç Arman ve Muhsin Ertuğrul'un eşi Handan Ertuğrul...

Şehir Tiyatrolarında görev yapmış çok sayıda emekli ve yaşlı sanatçı da Harbiye'ye gelmişti.

Şehir Tiyatrolarında 650'e yakın personel çalışıyor, bunun 380'i tiyatro sanatçısı, geri kalanı da teknik eleman...

İHALE İPTAL EDİLDİ

Bu arada Büyükşehir'den, ihalenin, şartlar oluşmadığı gerekçesiyle iptal edildiği haberi geldi.

Büyükşehir'den yapılan yazılı açıklamada, ihale için 4 katılımcının şartname aldığı hatırlatılarak, İhale Komisyonunun toplandığı ve ihaleye bir firmanın teklif verdiği anımsatıldı.

Açıklamada, “İhale Komisyonunun değerlendirmesi sonucu; Arima firmasının verdiği teklif evrakı eksik olduğu ve ihale şartlarını sağlamadığı için ihale gerçekleşmedi" denildi.

Arima firmasının, Erol Kuzubaşoğlu'na ait olduğu öğrenildi.

EYLEM SÜRECEK

Şehir Tiyatrosu sanatçılarının buna rağmen eylemi sürdürecekleri açıklandı.

Bildiri dağıtan sanatçılar, 10 kişilik gruplar halinde eylemlerini 23.30'a kadar sürdürecekler.

Bir tiyatro sanatçısı "Bu Büyükşehir Belediyesi'nde en büyük sanatçı eylemidir. Oyuncusundan teknik elemana kadar herkes birlikte hareket ediyoruz" dedi.

ULUSOY NE DİYOR

TURİZM sektörünün en önemli meslek örgütlerinden TÜRSAB Genel Başkanı Başaran Ulusoy, 'Tiyatroya 2. darbe' başlıklı 'Kongre Vadisi' ile ilgili yazımızda adlarının geçmesi üzerine bir açıklama gönderdi. Açıklama şöyle:

"Söz konusu yazının içeriğinde, AKM'nin yıkım kararının ardından Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nin de yıkılacağı, bu sebeple de Birliğimizin öncülük ettiği bu projeye mimar ve sanatçıların tepkili olduklarından bahsedilmektedir.

Bilindiği gibi AKM ile Kongre Vadisi Projesi arasında hiçbir bağlantı bulunmamakta olup, biri Kültür ve Turizm Bakanlığı diğeri ise İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı mülkiyetinde bulunan iki farklı yapıdır. Ve bu iki yapının iyileştirilmesine yönelik projeler arasında hiçbir ilişki bulunmamaktadır.

Kaldı ki, Birliğimizin sanata ve sanatçıya verdiği değer ve önemin hangi boyutlarda olduğu bugüne kadar yaptığı çalışmalardan da çok net anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, sanki bir inşaat firmasıymış gibi gösterilmeye çalışılması, son derece yanlış bir yaklaşımdır."

(Aslında bizim yazımız, hem AKM'nin hem de Muhsin Ertuğrul Sahnesi'nin yıkımına ilişkin sanatçıların gösterdiği tepkiyi ve ihalenin bugün (dün) yapılacak ihaleyi anlatıyordu.

Biz de, TÜRSAB'ın sadece Kongre Vadisi projesinde yeraldığını, AKM ile bir ilgileri olmadığını biliyoruz tabii ki... Ancak hem mimarlar olsun, hem de sanatçılar olsun, her iki sanat merkezinin yıkılmasına karşı çıktıklarını vurgulamak istedik. Yoksa ikisini karıştırmış değiliz.)

Ulusoy, 23 martta yayınladığı bildiri de göndermiş. Metinde, Habitat 1966 ile ilgili olarak şöyle diyor:

"İşte bu yıllarda İstkanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nın devreye girmesi ile Cemal Reşit Rey Konser Salonu, Harbiye Askeri Müze ve Kültür Sitesi, Hilton Exhibition Center, İstanbul Radyoevi binası ve aşağıda Açık Hava Tiyatrosu ile tamamlanan devasa bir 'Kongre Vadisi' ortaya çıkmıştır."

SANATÇIYA SAYGI YOK

İstanbul'un tabii ki bu yerlere acil gereksinimi var. Ulusoy'un başarılı çalışmalarını da biliyoruz.

Bakın o bildiride ne güzel söylüyor:

"İstanbul'un o eşsiz silüetini bozmayacak, aksine bu güzelliklere destek verecek projelere imza atardım. Eski yerleşimi korur, yeni yerleşimin bu silüeti bozmasına izin vermezdim."

Dünya Kenti 2010 için bir anda panikleyen Büyükşehir Belediyesi'nin, bir anda AKM'yi, Muhsin Ertuğrul Sahnesi'ni alel acele yıkmaya kalkışması, kamuoyu ile hiçbir şeyi paylaşmaması, ortaya konulacak projenin ne olduğunun bilinmemesi ve tartışılmaması, yönetmen ve sanatçılarla konuşulmaması ve "ben yaptım oldu" zihniyeti tabii ki, tepki doğuracaktır.

İlk önce sanatçıya saygı gerekli değil mi?

Burası Belediye'nin dediği gibi 'Kültür Vadisi' mi, yoksa TÜRSAB'ın vurguladığı gibi

'Kültür Vadisi'mi olacaktır, hangisi...

İstanbullular bunu öğrenmek istiyorlar.

Rus halkının %63.4’ü 'Türkiye dost, partner' diyor

MOSKOVADA’
dan yayın yapan günlük haber sitesi TürkRus.Com’un, Rusya Kamuoyu Araştırmaları Merkezi’ne (VTsIOM) yaptırdığı özel anket, her üç Rusya vatandaşından ikisinin Türkiye’ye 'dost ya da partner ülke' gözüyle baktığını ortaya koydu.

Anket, ülkenin en saygın kamuoyu araştırma şirketi olan VITsIOM tarafından, mart ayı sonunda Rusya çapında 153 yerleşim biriminde 1600 kişiyle yüz yüze gmrülülkerek yapıldı. “Rusya için sizce Türkiye neyi temsil ediyor?”sorusuna anket katılımcılarının %52.8’i 'partner', %11.5’i 'dost' cevabını verdi. Türkiye’yi Rusya’nın 'rakibi' olarak gören Rusların oranı % 12.1. Sadece %3.6’lık bir kitle Türkiye’yi 'düşman' olarak algılıyor. Anket katılımcılarından yüzde 20’si ise, soruyu cevapsız bıraktı.

Anket sonuçları, özellikle gençler ve orta yaşlılar arasında Türkiye’ye “dost ve partner” olarak bakanların oranının daha yüksek olduğunu gösteriyor. Anketi yapan şirketin uzmanları, en yaşlı gruptakiler içinde Türkiye’nin rakip ya da düşman olduğunu düşünenlerin daha yüksek olduğunu, bunun da eski dönemin önyargılarından kaynaklandığını düşünüyor. Bir başka önemli nokta da, gelir düzeyi arttıkça Türkiye’ye sempati ile bakanların oranının artması.

TürkRus.Com sitesinin editörü Suat Taşpınar, “Çok değil 15 yıl önce, önyargıların etkisiyle halkların birbirlerine ‘hasım’ gözüyle baktıkları bir dönemden yola çıktık. 15 yılın sonunda eğer Rusya’nın en önemli, en saygın kamuoyu araştırma şirketinin ülke çapındaki dev anketi, ‘Her üç Rusya vatandaşından ikisi Türkiye’yi partner ya da dost olarak görüyor’ diyorsa, bu muazzam bir sonuç” dedi. Taşpınar, “Özellikle turizm, halkların karşılıklı olarak birbirlerini daha yakından tanımasına ve önyargıların azalmasına büyük katkı sağladı. Turizm sayesinde, hayatlarının en güzel çocukluk anılarını Türkiye’de yaşayan bir Rus nesli yetişiyor. Onlar gerçek Türkiye dostları olacaklar ve Rusya’da Türkiye lobisi böylece kendiliğinden oluşacak. Son yıllarda Rusların Türkiye’ye bakışı olumlu yönde hızla değiştiyse, bunda Putin faktörü de çok önemli. Çünkü Rusya’da en önemli ve hatta tek etkili ‘kanaat önderi’ olarak Putin’in Türkiye ile ilgili olumlu sözleri ve attığı yapıcı adımlar, halkta da drin etki yarattı” değerlendirmesini yaptı.

Anket, Rusya’daki en büyük Türk şirketlerinden Rönesans İnşaat’ın sponsorluğunda yapıldı. www.turkrus.com ; e-mail: bilgi@turkrus.com

Yazarın Tüm Yazıları