Teknolojiden korkmayın

Güncelleme Tarihi:

Teknolojiden korkmayın
Oluşturulma Tarihi: Eylül 05, 2014 16:34

Gelişen teknolojinin iş hayatına birçok faydası var. Eskiden çok zaman alan işler şimdi hızlı bir şekilde yapılabiliyor. Çeşitli cihazlar, uygulamalar sayesinde zamandan kazanılıyor, daha verimli çalışılıyor. Kendini sürekli geliştiren bu teknolojiyi kullanmak için çalışanların da kendilerini yenilemeleri gerekiyor. Gençler için adapte olmak kolayken daha ileri yaşlardakiler zorlanabiliyor. İyi yapamadıkları bir konunu üzerine gitmek yerine uzaklaşabiliyorlar. Bu yaş grubundakilerin en çekindiği konu ise sosyal medya.

Haberin Devamı

Teknolojiden korkmayın
Gelişen teknoloji iş dünyasında da sıkça kullanılıyor. Yeni ürünler, yeni sistemler işlerin daha hızlı, daha iyi yapılmasını sağlıyor. Fakat bütün bunları kullanmak için de insanların öğrenmeye, kendini geliştirmeye devam etmesi gerekiyor. Teknolojiyi büyürken kullanmaya başlayan Y kuşağı için bu sisteme ayak uydurmak zor değil. Çok büyük bir kısmı teknolojiyi yakından takip ediyor, yeni çıkan cihazları hemen öğreniyor ve kullanmaya başlıyor. X ve baby boomers (BB) kuşağındakilerin işi biraz daha zor. Birçoğu yeni teknolojiyi anlamakta zorlanıyor, buna ek olarak gelişen ürünlerin, cihazların hızına yetişemiyor. Bu da onları iş hayatında zor duruma sokuyor. Çünkü teknolojik ürünleri kullanan şirketlerin, bu ürünleri anlayabilecek çalışanlara ihtiyacı oluyor.

BT olmazsa olmazlardan
Artık birçok şey online ortama taşındı. İletişim kanallarından eğitimlere kadar eskiden binbir zorlukla yapılan, uzun süren şeyler şimdi bilgisayar ve internet sayesinde hızlıca yapılabiliyor. Birçok kişi işlerini hafiflettiği ve hızlandırdığı için bundan memnun. Fakat teknolojiye ayak uyduramayan, eski usül devam etmek isteyen ve teknolojiyi kullanmakta zorluk yaşayanlar da var. Bilgi teknolojileri güvenlik şirketi ESET Türkiye Genel Müdür Yardımcısı Alev Akkoyunlu, eskiden teknolojinin, şirketlerin belli departmanları tarafından değerlendirilen bir alan iken, artık çalışma hayatımızın her bölümünde yer aldığını söylüyor: “Bugün gittiğiniz bir şirketin kapıdaki güvenlik personelinin önünde de interneti olan bir bilgisayar var, en üst pozisyonda olan yöneticilerin de. Bu nedenle nasıl ki CV’mize okuma yazma biliyoruz diye bir açıklama yapmıyorsak bence artık iş başvurularında temel seviyede bilgisayar ve teknoloji bilgisi de artık olmazsa olmazların arasında yer alıyor.“

Çocuklarını dahil ediyorlar
X kuşağının teknolojiye adaptasyonu çok daha zor, Y kuşağı daha kolay adapte olan bir grupken, Z kuşağı teknoloji ile doğup yaşıyor. Z kuşağı sokak oyunlarının dijital versiyonlarını iPad’lerde yaşıyor. Yeni teknolojilere en yavaş adapte olan kesim ise 50 yaş üstünde olanlar. Bu yaşlardakiler de genelde kıdemliler oluyor. Uzaktan eğitim veren Enocta’nın CEO’su Ahmet Hançer, kıdemli çalışanları orta ve üst yönetim olarak ayırıyor. Orta yönetimdeki çalışanlar, iş verimliliğini artırmak için teknolojiyi kullanmak zorunda. Üst düzey yöneticiler de teknolojik gelişmeden kaçma lüksü olamayan bir kesim. Bu sebeple şirketteki diğer çalışanlar gibi onlar da teknolojiyi iş yapmak ve kendi gelişimlerini sağlamak amacıyla kullanıyor. X kuşağından olup üst düzey yönetici olan birinin muhakkak teknolojiyi yaşamasa da mutlaka iş süreçlerini takipte teknolojiden faydalanması gerekiyor. Esneklik, hız, az stok tutarak minimum üretim maliyetlerini yakalamak gibi fonksiyonlar için teknolojiyi kullanmak artık kaçınılmaz. X kuşağından olup teknolojiye adapte olamayan iş sahipleri de bu konuda adaptasyon sorunu yaşıyorsa da, işin içine Y kuşağını yani çocuklarını dahil etmeyi tercih edebiliyorlar.

Eğitim alırlarsa problem yaşamıyorlar
Teknoloji kullanımında ortalamayı düşüren grubun 50 yaş üstü çalışanlar olduğunu belirten Hançer, genç ekiplerin bu farklı teknolojilerle sunulan eğitim programlarını daha çok kullandığını söylüyor: “Hemen hemen her sektörde bilgisayar okur yazarlığı, iş süreçleri için kullanılan sistemlerin eğitimleri için e-öğrenme de dahil olmak üzere eğitimler veriliyor. Kurumlar yine sosyal medya kullanımına yönelik çalışanlarına eğitimler veriyorlar. Çalışanlar öğrenirken bile yeni teknolojileri kullanıyor. Sosyal medyada nelere dikkat etmeli, bilgi güvenliği, sık verilen eğitimler arasında. Çünkü kurumlar için markanın kullanılması, kurumu temsil etme ve bilgi güvenliği konuları çok kritik. İleri yaştakilerin işlerini yaparken teknolojiyi kullanmaları gerekiyorsa ve eğitim verilirse sıkıntı yaşamıyorlar. PC açmak, kullanmak zorken artık kullanıcı deneyimine önem veren tablet ve akıllı telefonlarda bir tık ile iş yapılıyor.”

Sosyal medya kullanımında sorunlar var
Alev Akkoyunlu’nun gözlemlerine göre sosyal medya, genelde ileri yaşlardaki insanlar için zorluk yaşatabiliyor. Özellikle bu dünyanın jargonunu anlamak ve adaptasyon sağlamak bu yaş grubu için zor. Akıllı cep telefonları üzerinden iş uygulamalarını kullanmakta zorluk çekebiliyorlar. X kuşağının teknolojiye adapte olabildiğini belirten Akkoyunlu, çoğunluğunun ‘anlamıyorum’ diyerek uzak durduğunu gördüğünü söylüyor: “Teknolojinin kapısını açıp içerdeki renkli dünyayı görüp içeri girmemek ileri yaş grubu içinde çok kolay değil. Ama korkmayın! Uzmanlaşmak istediğiniz alanlar ile ilgili eğitimleri araştırın ve dahil olun. Eğitimin gerçekten yaşı yok. Hiçbir eğitime gidecek vaktiniz yoksa yakınınızdaki ilgili kişilerden yardım alın ve ilerleyin. İlk adım çok önemli sonrası iplik söküğü gibi geliyor, çünkü teknoloji hayatı kolaylaştırıyor.”

İleri yaştaki çalışanar teknolojiyi nasıl öğrenebilir?
BB ve Y kuşağının teknolojiye adapte olması için yapılacak şeyler arasında tersine mentorluk sistemi bulunuyor. Bu sistemde genç çalışanlar üstlerine kendi bildikleri bir konuda danışmanlık veriyor. Bu da genelde teknoloji, internet ve sosyal medya oluyor. Yönetici ve çalışan haftada birkaç saat bir araya geliyor, bilgilerini paylaşıyorlar. Danone, Akbank, Yıldız Holding tersine mentorluk üzerine çalışan firmalardan.

Bunun yerine yönetici, dışarıdan danışmanlık veya eğitim de alabiliyor. Eğer siz kendi yöneticinizi yavaş yavaş teknolojiye, internete alıştırmak istiyorsanız yapılabilecek birkaç şey var:
- Yöneticinizin bunu istediğinden emin olun. Sonrasında teknolojinin, internetin korkulacak bir şey olmadığını anlatın. Büyük ihtimalle yanlış bir şey yapacaklarından veya güvenlik problemi yaşayacaklarından teknolojiyi kullanma konusunda çekince yaşıyorlardır.
- Bu aşamada biraz sabırlı olmanız gerekiyor. Onun pek de aşina olmadığı bir dil kullanacaksınız. Çevresinden, arkadaşlarından browser, URL gibi şeyler duymuş olabilir. Ne nedir, nasıl kullanılır basit bir şekilde tek tek açıklayın. İşinizi biraz daha kolaylaştırmak için günlük hayatta kullanacağı şeylerden başlayın. Böylece bir yandan da pratik yapma fırsatı olur.
- Her zaman yanında olamayacaksınız. Bu nedenle güvenlikle ilgili bazı şeyleri anlatmak gerekecek. Olur olmaz reklamlara tıklamaması, virüs bulaştıracak dosyalar indirmemesi gerektiğini açıklayın.
Antivirüs programlarını gösterin.
- Daha iyi hatırlamasını sağlayacaksa not tutturun.
- Her fırsatta onu cesaretlendirin. Yeni bir sisteme geçmek herkes için kolay olmaz. Teknolojiyi kullanırken mutlaka hata yapacaktır. Anlayışlı olun ve yardım edin.

Likeable Istanbul Yaratıcı Ekip Lideri Ali Erkurt, teknoloji kelimesinden korkulmaması gerektiğini belirterek şu tavsiyelerde bulunuyor:
Teknolojinin korkulacak bir şey olmadığında anlaşın: Teknoloji deyince aklınıza uzay istasyonları ya da roket bilimi gelmesin. Kullandığımız telefondan, gezindiğimiz sitelere ve oynadığımız oyunlara kadar hayatımızın neredeyse her alanında teknolojiyle iç içeyiz.

Kullanmayı bilmediğiniz cihazlarla ilgili bir bilene danışın: “Kılavuz da neymiş?!” demek yerine, uzman görüşüne başvurun ve cihazların kullanımına daha çabuk alışın.
Aklınıza takılan en basit soruları sormaktan çekinmeyin: Teknoloji kullandıkça öğrenilir. Öğrenmenin yolu da araştırmaktan ve soru sormaktan geçer. “Bu da sorulur mu ya?” diye düşünmeden aklınızdaki tüm soruları bir bilene sorun.

Sosyal medya bir deryadır, kaybolmamak için güvenilir limanlara sığının: Sosyal medyada her platformda olmak için zaman ve çaba harcamayın. Bunun yerine yer almak istediğiniz platformları önceliklendirin ve kişisel kullanımınızı buna göre yapın. Bu sayede hem platformlara aşina olabilir, hem de kullanım amacınızı bu kanallara göre şekillendirebilirsiniz.

Teknoloji çok hızlı gelişse de, işinize yarayacak yenilikleri takip edin: Dün aldığınız tabletiniz gözünüze bugün eksimiş gibi mi geliyor? Merak etmeyin, teknolojik gelişmeler ve yenilikler kulağa ayak uyduramayacakmışsınız gibi gelse de öyle değildir. Yeni bir teknolojik cihaz almak istediğinizde son model almak yerine ortalama veya üstü modelleri de tercih edebilirsiniz.

Tamamen uzak değiller
Ernst & Young (EY) Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Ortağı Emre Beşli, EY’ın boomer, X ve Y jenerasyonları ile ilgili olarak Amerika’da 1.200 profesyonel ile yaptığı bir araştırmadan bahsediyor. Bu araştırmada özellikle teknoloji ile ilgili olarak ‘teknoloji kavrayışı’ ve ‘sosyal medya fırsatçılığı’ başlıkları altında iki özellik inceleniyor. Buna göre boomer jenerasyonu her iki alanda da diğer jenerasyonlara göre göreceli olarak daha geride dururken, Y jenerasyonu açık ara öne çıkıyor.

Katkıları da oldu
“Çalışma hayatında boomer jenerasyonunu teknoloji kullanımı konusunda ilgisiz ya da teknolojiye uzak olarak değerlendirmek pek de doğru değil” diyen Beşli, bu jenerasyonun günümüzde ağırlıklı olarak şirketlerin üst düzey yöneticilerini ya da kıdemlilerini oluşturduğunu söylüyor: “Yapılan işleri takip edebilmek bu jenerasyon için önem taşıyor.

Özellikle kritik bilgileri mobil cihazlardan takip edebilme imkanı da heyecan verici. Aslında günümüzün teknolojisinin nereden geldiğine bakarsak, bu sürecin başlangıcında yine boomer
jenerasyonunu görüyoruz. Bu jenerasyon iş hayatlarının başlarında belki teknolojiyi bugünkü anlamda ve yoğunlukta kullanmıyorlardı, ama bugünün teknolojisinin oluşumuna ve şekillenmesine büyük katkılar yaptılar.”

Dedeler torunları sayesinde öğreniyor
Reklamcı Olcayto Cengiz, yöneticilere kademeli olarak dayatma yapılması gerektiğini söylüyor: “Dayatma olmaz ise yönetici, pozisyonu itibariyle soramadığı, bilmiyorum diyemediği için reddediyor. Bu dayatma evresi kolay bir şekilde lanse edilirse de iş ilerliyor. Her geçen yıl, hatta ay be ay daha kolay cihazlar, arayüzler çıkıyor. Akıllı telefonlar zaten pide boyutlarına geldi, “Ekran ufak okunmuyor” da kalmadı. Dolayısıyla bundan bir 5-10 sene öncesine göre artık her şey daha kolay. Bir scanner ya da printer kullanmak eskiden daha dertti. ‘Aletin ısınmasını beklemek’ diye bir şey vardı. Yok kağıt biter, mürekkep biter, onu çıkartması takması bir dert, cihazın üstünde zilyon tane düğme. Ancak artık böyle değil. Her şey için işaret parmağını şöyle bir soldan sağa çekmek yetiyor. Hele bir de yöneticiler teknolojik bu oyuncakların sadece işte değil başka zamanlarda da hayatlarını renklendiren/kolaylaştıran şeyler olduğunu anladığı anda kendileri zaten işin içine giriyor. Bir de ‘dede faktörü’ adını verdiğim bir şey var. En teknoloji uzağı üst düzey yönetici bile yaşı sebebiyle dede olunca, torunun fotoğrafını videosunu whatsapp’tan görmek, skype ile görüntülü konuşmak, ‘İşi de böyle yapsam ya’ noktasına getiriyor. Tecrübeyle sabittir, böyle oluyor.”

“Teknoloji karışık ve kullanışsız”
Ipsos Türkiye’yi Anlama Kılavuzu Araştırması’na göre teknolojiyi yakından takip etme oranı Türkiye ortalamasında yüzde 27’yken bu oran 36-45 yaş aralığında yüzde 22.5 ve 46 yaş üstü kitlede de yüzde 19.3. Türkiye’deki insanların yüzde 46’sı gelişen teknolojinin insan ilişkilerini olumsuz etkilediğini düşünüyor. Bu oran 46 yaş üstü kitlede yüzde 46.9. Gençler dışındaki kitlelerin en büyük problemi ise teknolojinin karışık, kullanışsız ve zor gelmesi. Bu oran 46 yaş üstü kitlede yüzde 34.6. “Teknoloji hayatımıza girdikçe her türlü kitlenin kullanıma alışması hızlanacak” diyen Ipsos Tüketici Panelleri Genel Müdürü Kıvanç Bilgeman, eskiden akıllı telefonlar sadece gençlerde varken şimdi 46 yaş kitlede de olduğunu ve hatta 60 yaş üstü kitlede bile yer bulabildiğini söylüyor.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!