İçimdeki şeytanı yumrukla eğitiyorum

Güncelleme Tarihi:

İçimdeki şeytanı yumrukla eğitiyorum
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 11, 2016 13:55

Kanal D’nin yeni dizisi “Kanıt: Ateş Üstünde” bu akşam başlıyor. Senaryosu gerçek olaylardan esinlenilerek kaleme alınan, dram ile polisiyeyi harmanlayan dizide Tansel Öngel de boks tutkunu bir komiser olarak ekrana gelecek. Projenin izleyiciyle buluşmasına günler kala seti ziyaret ettik, Öngel’i yine ringde bulduk.

Haberin Devamı

* Öncelikle “Kanıt: Ateş Üstünde” için hayırlı olsun diyelim. Nasıl bir dizi çıktı ortaya?
- Kanıt herkesin bildiği bir dizi ama biz farklı bir versiyonunu yapıyoruz. Önceki dizi daha kriminal bir yapıdaydı, suçu ve suçluyu ortaya çıkarma odaklıydı. Biz, gerçek olaylardan alıntılarla hazırlanan polisiye kısmı, polislerin hayatları ile harmanladık.

* Geçmişte çekilmiş bir dizinin yeni versiyonunda rol alma fikri, “kıyaslama” riskinden dolayı sizi tedirgin etmedi mi?
- Tereddüt ettiğim işlere girmem ki ben... Şüphe duyduğumda elim imzaya gitmez. Bırakın imzayı, görüşme aşamasında tıkanıyor olay. Sevmişsem, yüzde 100 içime sinmişse yer alırım o projede.

* Gelelim dizide canlandırdığınız Komiser Kaan karakterine... Nasıl biri?
- Çok değişik, aksiyonlu bir adam. Yetiştirme yurdunda büyüdüğü için hassas noktaları var. Adalet anlayışı biraz farklı, kendince bir bakış açısı var. Devletin önüne geçen bir adalet anlayışı değil bu ama... Evli değil, tek hayatı kardeşi... Dövüş sporlarıyla ilgili. Boksa küçük yaşlarda başlamış, bu da onun suç alanından sıyrılmasını sağlamış. Ani öfke patlamaları yaşamamak, insanlara zarar vermeden çıkış yolunu bulmak için bir nevi terapi olarak görüyor boksu.

* Ekranda sizi bol bol boks yaparken izleyeceğiz görünüşe göre... Peki bu projeden önce de boks yapar mıydınız?
- 5 yıl önce başka bir proje için başlamıştım boksa, o gün bugündür de yaparım. Başladıktan sonra aşık oldum boksa. Kuralları çok net. Tam anlamıyla “kuralına göre oynamak” deyiminin karşılığını veriyor. Boksun iki kuralı var; biri hırs, diğeri azim. Hırs başkasıyla, azim kendinle ilişkilidir. Hayat dersleri çıkarabileceğin bir spor bu...

* Bokstan ne gibi bir hayat dersi çıkarılabilir ki?
- Bu ülkenin orta dereceli mahallelerinde gördüğünüz boks salonları, birçok genci birilerine gerçekten yumruk atmaktan korur. Bütün dünyada böyledir. Amerika’nın kenar mahallesinde de vardır bu. Kanı kaynayan gençleri bir bakıma serserilikten koruyor.

İçimdeki şeytanı yumrukla eğitiyorum


BOKS SAYESİNDE DAHA HÜMANİST OLUYORUM

* O yumruğu savurduğunuzda hangi duyguyu atıyorsunuz içinizden?
- Çok edebi olacak ama bir arkadaşım şöyle demişti; “İçimdeki şeytana yumruk atarak onu eğitmeye çalışıyorum...” Boksa başlamamın üçüncü yılında duymuştum bu sözü.

* İçinizdeki şeytan size ne diyor?
- Belli bir şey demiyor canım (gülüyor). İçinizdeki şeytan her an her şeyi söyler, anlıktır o. Aslında yumruğu kimseye değil, kendime atıyorum ben. Bu olay bir aşk aslında. Boks, birilerinin lüks salonlara gidip “Kick boks dersi alıyorum” dediği şey olarak algılanıyor ya, ona da uyuz oluyorum (gülüyor).

* “Şöyle bir şey olmuştu, kendimi salona attım ve kum torbasını saatlerce yumrukladım” diye anlatabileceğiniz bir olay geçti mi başınızdan?
- Sana şöyle söyleyeyim, filmlerdeki gibi olmuyor. Bu sporda ne kadar sinirli olursan, o kadar kaybedersin. Ben boks antrenmanından çıktığım zaman her zamankinden çok daha nazik bir İstanbul şoförü oluyorum. Korna sesine tahammülüm yoktur, cinnet geçirebilirim. Bu yüzden karşıda (Anadolu yakası) oturuyorum. Ama antrenmandan çıkmışsam “dat dat” diye korna çalana bile gülümseyip geçebiliyorum. Bende hümanizm oluşturuyor. Daha çok insan sever oluyorum.

* Kerem Bürsin, Barış Arduç, Çağatay Ulusoy... Hepsi boks yapıyor. Hatta Bürsin de yeni projesinde bir boksörü canlandıracak. Rekabet söz konusu olur mu dersiniz?
- Yok. Ne rekabeti... Yapsınlar, ne güzel işte başka insanları da boksa özendirirler. İsteyen herkes boks yapmalı. Kim yapıyorsa da tebrik etmek düşer bize. Zaman veriyor, çalışıyorlarsa, ayakta alkışlarım...

İçimdeki şeytanı yumrukla eğitiyorum


ÇEKİM YASASI YAŞLARA GÖRE DEĞİŞİYOR

* Diziye döneceğim. Başrol partneriniz Başak Güröz’ün canlandırdığı karakterle çok atışacaksınız galiba...
- Başak, dizide “Asya” olarak karşınıza çıkacak. Benim karakter Kaan ona uyuz olacak hatta. Ama sonra çok şaşıracaksınız biliyorum (gülüyor)...

* En büyük aşklar nefretle başlar klişesi mi?
- Aşkı konuşmak için erken. Ama aralarında bir bağ kurulacaktır. Bütün dünyada olduğu gibi zıt kutuplar birbirini çeker yasası geçerli olacak. Asya çok kuralcı, Kaan kendi yöntemleri olan bir polis.

* Siz de zıt kutup yasasına maruz kaldınız mı?
- Oldu tabii, çok oldu hem de. Benim başıma da geldi. Karşı cinsle ilgili çekim yasası yaşlara göre değişir. 18-20’lerde başka kutuplar, 30’dan sonra başka kutuplar vardır.

* Şimdi nasıl bir kutup çekiyor sizi?
- Bu dönem çok farklı benim için.

* Neden?
- Hayata yeniden başlıyorum dediğim bir dönemdeyim. İlk aradığım da huzur... Her şeyin başı aşk ama aşkın verdiği huzur ve güven ilk önceliğim...

 

Haberin Devamı

İYİ AŞÇIYIMDIR HÜNKARBEĞENDİ FALAN YAPARIM

Haberin Devamı

* Hayatınızda şu an bir aşk var mı?
- Biz hepimiz her an aşk duygusunu yaşarız. Sadece onu o an bir cisme adarız.

* Günlük hayatınız nasıl gidiyor?
- İyi bir aşçıyımdır. Hünkarbeğendi falan yaparım.

* Sizi alan yaşadı mı?
- Valla bilemiyorum, o yemeği hak edecek önce (gülüyor)...

 

BAKMADAN GEÇME!