İçimdeki iflah olmaz oyunculuk tutkusu galip geldi

Biliyorum, "Bu dizi işi de nereden çıktı" diyorsunuz.

Hatta, "Adam şaşırdı, yakında albüm bile çıkarır" diye düşünenleriniz vardır.

Orada bir durun...

Henüz tam bir albüm yapacak hale gelmedim. Ama niye bir single olmasın değil mi?

Önce bir şan derslerine başlayayım, kısmetse önce single’ı çıkarır, peşinden bomba gibi bir albüm yaparım...

Üstelik benim sesim de gerçekten iyidir biliyor musunuz?

Aslında doğduğumda sesimi hemşire fark etmiş ama ana-baba "okuyacak büyük adam olacak" sevdasıyla üstüne düşmemiş, öyle körelip gitmişim.

Gerçi bir başlasam şu anda Ferhat Göçer’e bile rakip olurum.

Biraz daha sabır. Halkımın beni sahnelerde, ekstralarda görmesi için henüz erken olduğunu düşünüyorum.

Dizi macerası Sinan Çetin’in, "İşin yoksa bir uğrasana, seni star yapacağım" diye aramasıyla başladı. Şimdi diyeceksiniz ki, "Vaayy nereden çıktı Sinan Çetin’le bu muhabbet..."

Sizi de anlamak mümkün değil. Eleştirdiğim, hakkında yazı yadığım ya da hakkımda yazı yazan, eleştiren herkesle dostluğumu arkadaşlığımı kessem, dünyada arkadaşım kalmaz.

Örneğin bazıları sanıyor ki Ali Saydam’ı eleştirdiğim için ona aynı zaman da düşmanım... Ya da o beni eleştirdiği için onunla konuşmuyorum, ortak proje yapmıyorum, birlikte tatile geziye gitmiyorum.

Yok böyle bir şey.

Sinan Çetin de Ali Saydam da birçok reklamcı da, televziyoncu da, siyasetçi de, bürokrat da çok iyi arkadaşım, dostum... Ama eleştirmek, eleştirilmek başka bi rşey, dostluk arkadaşlık başka bir şey...

Sevmek başka, düşünce farklılıklarını, hataları eleştirmek başka. Bu nedenle "klasik" düşüncelerden vazgeçip biraz medeni olursanız çok sevineceğim...

Neyse Sinan Çetin telefonda, "Seni star yapacağım" diye dalgasını geçince önce şaka yapıyor sandım... Akşam Plato’da, "Ah Polis Olsam"ın ekibiyle senaryoyu konuşunca işin ciddiyetini anladım...

"Dur dedim, bu gece bu teklifin üzerinde uyuyayım, yarın sana dönerim..."

Gece epeyce düşündüm... Eğrisini doğrusunu... Artısını eksisini... Pusudaki fırsatçı "geçirme" avcılarının göz bebeklerindeki parıltıyı... Her zaman, böyle kritik kararlarda yaptığım gibi yüreğimin sesini dinledim...

İçimdeki iflah olmaz oyunculuk isteğini doyurmaya karar verdim. Ertesi gün, "Evet" dedim Sinan’a ve "Ah Polis Olsam"la dizi yolculuğum başladı...

Yapacak bir şey yok.

Seviyorum bu işi... Bu akşam Kanal D’de izleyin bakalım.

Salı günü dizi anıları hızla devam edecek. Tüm ayrıntılarıyla...

Geleceği satın alabilecek tek şey bugündür (Samuel Johnson)

Yazarın Tüm Yazıları