İçi dışı bir

Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tülay Canda, mesleğine aşık insanlardan. Bilgili, donanımlı, başarılı, idealist bir hekim. Aynı zamanda çalışkan. Öyle ki, 07.00’de onu ya odasında ya da patoloji laboratuvarında çalışırken bulabilirsiniz, hem de 21.00’e kadar... Peki, gün ağarmadan uyanan biri bu tempoya ne kadar ve nasıl ayak uydurabilir? Tülay Hoca, bunun sırrının ‘konforlu uyku’da yattığını söylüyor. “İçi dışı bir insan olduğum için kafamı çok meşgul eden sorun olmaz. Yapacağım iş bellidir, kesintisiz uyurum. Sanırım beni ayakta tutan en önemli şey de bu” diyor. Mütevazı, açık sözlü, hayatının her alanında ölçülü, insan sevgisi yüklü, yardımsever, huzura önem veren kişiliğiyle ön plana çıkan Prof. Canda anlattı, biz dinledik. İşte ayrıntılar...

OTOMOBİL
Sadece bir kez kullandım

* Ehliyetim var ama şoförlüğüm yok! Eşimin teşvikiyle direksiyon başına oturduğum ilk gün işyerine gelirken yağmurun da etkisiyle öndeki arabaya çarptım, bir daha da kullanmadım. Doğrusu, otomobil kullanmayı da hiç sevmedim.
* Eşimle meslektaşız, aynı işyerinde yıllarca birlikte çalıştık. O nedenle hep beraber gittik geldik. Eşim Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi’ne rektör olduğunda dört yıl süreyle araçsız kaldım. Sabahları toplu taşım araçlarıyla geldim, akşamları da arkadaşlar bıraktı.
* Şu anda araba ihtiyacım olduğunda taksi kullanıyorum. Hangi güzergaha kaç lira yazar benim kadar iyi bilen yoktur.

BESLENME
Mutlaka sızma zeytinyağı

* Abartılı beslenme alışkanlığım yok. Yemek için yaşamıyor, yaşamak için yiyorum. Kahvaltıyı atlamam. Sabah erken uçağına binecek dahi olsam mutlaka yaparım. Salatalık, domates, kırmızı biber, beyaz peynir, 4-5 zeytin, 1 dilim ekmek, yarım porsiyon meyve, aklıma gelirse 2 bütün ceviz yerim. Süt ve narenciye zamanı taze sıkılmış meyve suyu içerim.
* Öğlenleri hastanede çıkan lezzetlerden tüketirim. Akşamları ise genelde evde yemeyi tercih ederim. Girit ve eşimden dolayı Antakya mutfağı ağırlıklı beslenirim.
* Kek dahil tüm yemeklerde sızma zeytinyağı, parça et yerine de daha çok kıyma kullanırım. Fırsat buldukça da balık yemeye çalışırım.
* Arada çay içiyorum. 7-8 aydır şeker kullanmıyorum. Çok sevmedim ama...

MEKAN
Ortam, güleryüz ve hijyen

* Dışarıda yemek alışkanlığım pek yok. Bununla birlikte Güzelbahçe’de deniz kenarındaki lokantalar, Ümit Restoran, Sipari, Deniz ve Boğaziçi tercih ettiğim yerler arasında.
* Bir mekanda sessizlik, kaliteli müşteri, güleryüzlü ve zamanlaması yerinde servis, hijyen ararım.

SPOR
Deniz kenarında yürüyorum

* Maalesef sporla aram yok gibi... Bunun belli başlı iki nedeni var. Ben bir patoloğum. Mikroskopta çalışıyorum. Günde 8-10 saat baktığım oluyor. Bu nedenle boynum fıtığa müsait. Ufak ufak da var doğrusu. Çalışma pozisyonumu ayarlayarak sorunsuz şekilde sürdürmeye çalışıyorum. Sporda ve araba kullanırken boyun hareketi önemli. O nedenle sağlığımı riske edecek şekilde spor yapmayı düşünmedim. Bir de alışkanlığım da yok. Bununla birlikte zaman bulursam eşimle birlikte deniz kenarında yürürüz. Ama düzenli olduğunu söyleyemem.

TATİL
Hafta sonları bana yetiyor

* İş tempom yoğun. Bu nedenle tatile çıkamıyorum. Beynimde öyle bir düşünce de yok. Hafta sonu 2 gün dinlenmek bana yetiyor. Tabii bir de bayramlar var. Ülkemiz çok güzel. Öncelikle Türkiye’yi gezmek isteyen bir insanım. Kongreler, toplantılar nedeniyle yurtdışına gittiğimde oradaki kültürü, eğitimi, yaşam biçimlerini öğrenmeye çalışırım. En son Saraybosna’ya gittim. Aynı yerde uzun süre kalamam, sıkılırım.
 
HOBİ
Bahçem beni dinlendiriyor

* Çocukken annem bizi boş oturtmazdı. El işi öğretti. İş yaşamımda stresli olduğum dönemlerde dantel örüp model çıkardığımda kafamı meşgul eden konulardan uzaklaşırdım. Bu bende bir hobi oldu. Ancak yıllardır yapmıyorum. Demek ki stresli değilim.
* Evimizin küçük bir bahçesi var. Özellikle yazın akşamları 1 saat ilgilenmek iyi geliyor.
* Kitap okumayı çok severim. Ayrım yapmam. Ancak Kurtuluş Savaşı’nı anlatan doğru bilgi kaynağı eserler daha çok ilgimi çeker. Bilim Teknik Dergisi’ni de kaçırmamaya çalışırım. TV’de haberlere bakarım, dizi izlemem. Radyo dinlemek daha hoşuma gidiyor.
* TSM, folklorik, Latin ezgileri ve dinlendirici müzikler bana daha uygun. Yeteneğim olsa piyano ve flüt çalmak isterdim.

KARİYER
Hep düzenli öğrenciydim

* Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunuyum.
* Okul hayatım boyunca hep düzenli bir öğrenciydim.
* Eşimin desteğiyle akademisyen olmaya karar verdim. Akademisyenliği seviyorum. Çünkü öğrenciyle iç içeyiz. Yeni uzmanlar yetiştiriyoruz. Bizi buraya bağlayan en önemli etken bu.
* Hayatım boyunca hep tam gün çalıştım. Tam günden yanayım. Yeter ki hekimlere hak ettikleri imkanlar sağlansın. Hekimlik kıymetli maden cevheri gibi. Kolay yetişmiyor. Siz ona bakar, uygun koşulları sağlarsınız uzun süre verim alırsınız.

GÜNE BAŞLANGIÇ
Gün ağarmadan uyanırım

* Genelde 05.00-05.30 gibi kalkarım. Kışın 22.00-22.30 gibi uyurum. Yazın bu 24.00’ü bulur. 06.30-07.00 arası işte olurum. 21.00’e kadar çalışırım. Uyku konforum iyidir. İçi dışı bir insan olduğum için kafamı çok meşgul eden sorun olmaz. Yapacağım iş bellidir, kesintisiz uyurum. Sanırım beni ayakta tutan en önemli şey de bu.

MODA
Yarı klasik giyiniyorum

* Para zor kazanıldığından amacı dışında giyim merakım yoktur. Çok sık alışveriş yapmam. Yarı klasik giyindiğim için aldığım şeyleri 8-10 yıl giyerim. Gündüz beyaz önlükle çalıştığımdan yıpranmaz, temiz kalır.
* Öğrencilere model olduğum için ölçülü giyinmeye özen gösteririm. Abartıyı sevmem.
* Her çeşit rengi giyerim. Beyaz, siyah, gri, fuşya, turkuaz... Parlak, insana enerji veren renkleri daha çok seviyorum.

SOSYAL MEDYA
Ayıracak hiç zamanım yok

* Facebook ve Twitter kullanmıyorum. Özel yaşamın paylaşılması bana göre değil. Şu anda ona ayıracak zamanım da yok. Ama teknolojiyle aram çok iyi. İnterneti ve elektronik postayı yerinde ve güzel kullanırım.
 
SEVİMLİ DOSTLAR
Tüye karşı alerjim var

* Hayvanları severim ama pek yakın olmak istemem. Hem tüyleri alerji yapıyor hem de ayıracak zaman yok. Ama çocuklar küçükken süs balıklarımız, su kaplumbağalarımız vardı.

HAYAT FELSEFESİ
100 yaşına kadar yaşasak da hayat kısa. Bu nedenle insanlar birbirlerine değer vermeli ve bunu hissettirmeli. Tabii huzur da çok önemli.