Huysuz Ihtiyar

Haberin Devamı

Raki kulturu

‘‘Agir olun, agir gidin beyler... Ikiniz de su merete karsi dayaniksizsiniz. Bu hizla giderseniz daha ara sicak mezeler gelmeden sizleri evlerinize sirtimda goturmek zorunda kalacagim.’’

dedim. Recep ve Oktay'la uzun yillardan kalma sevgi dolu dostlugumuza ragmen, Istanbul 5-6 ayri ulke haline geldiginden bindebir gorusebiliyorduk. Iste, o gun de bir meyhanede bu bindebir kavusmalardan birinin keyfini cikariyorduk.

‘‘Biraz sikintili gibisin Recep'cigim. Insanin kafasi boyle bozuksa bu raki, Allah yaratti demeyip adama bir vurur, hosafa cevirir. Iki kadehte devirir. Hele sen Oktay gulum, ayda yilda bir ictigin icin rakiya alisik degilsindir. Once su zeytinyaglilarla mideni bir cilala da cabuk sarhoslama... Gecemiz uzun sursun.’’

Oktay dayanamadi:

‘‘Aman yahu, sunun surasinda 5-10 yildir iciyorsun diye basimiza raki alimi kesildin.’’

‘‘Cok haklisin, 50'sine kadar icmemekle esseklik ettim. Boyle yari cahil kalisimin nedeni de rakiya gec baslamamdir.’’

‘‘Asil sen simdiden oldun... Kulturlu adam olmakla rakinin ne ilgisi var?’’

‘‘Raki erkânindan olsan zaten boyle cahil cahil konusmazdin Recep'cigim. Sozlu kulturden yazili kulture bir turlu gecemeyen toplumumuzun aydinlari, bilgisinin cogunu raki sofrasinda edinir. Ornegin ben, Kemal Tahir'in bir raki muhabbetinde Fatih Sultan Mehmet'in Anadolu beyleri tarafindan nasil zehirlendigini anlatisini animsiyorum. Bunu hicbir kitapta bulamazsin. Cunku Fatih, Anadolu beylerinden olusan vezir takiminin devlet ustundeki egemenligini kirmak icin devsirme Osmanlilari egitip vezir yapmaya baslamisti. Bu kisiler, maasli devlet memuru olduklarindan toprak sahibi beylerin degil, devletin cikarina calisiyorlardi.

Hele hele, Sabahattin Eyuboglu Bey'in evindeki pazartesi gecelerini unutmak ne mumkun!.. Sabahattin Bey'e fazla yuk olmamak icin cebimiz elverdigince nevalemizi alip Nisantasi'ndaki kucuk bahceli evine damlardik. Kimler gelmezdi ki?.. Yasar Kemal, Melih Cevdet, Azra Erhat bazen Halikarnas Balikcisi, Sakir Eczacibasi, Hifzi Topuz, Can Yucel, Ara Guler, Fureya, Ferruh Dogan, Sadi Calik, Mina Urgan, Bedri Rahmi, Ruhi Su, Vedat Gunyol ve sanatin ve de bilimin daha bircok agir topu... Bu kisiler sadece mesleklerinin degil, Turkiye'nin de bilgeleriydiler. Kulturleriyle adeta birbirlerini beslerlerdi. Bes kutuphane hatmetsem, o gecelerde edindigim bilgi ve gorguyu edinemezdim. Sonra da sabaha kadar aglaya aglaya turku soylerdik. Rakinin muzigimize de katkisi buyuktur. Bana bak Oktay, sen daha simdiden sarktin.’’

‘‘Sarkmadim.’’

‘‘Ben konusurken esneyip duruyorsun be!..’’

‘‘Rakidan degil...’’

‘‘Ya neden?’’

Recep araya girdi ve,

‘‘Haydin bre ihvanlar, gecmis guzel gunlere!..’’

deyip kadehini dipledi. Tabii arkadan biz de...

‘‘Aman Recep, sunu agzina dokme de yudumla. Sonra, hanim seni eve almayacak ustume kalacaksin.’’

‘‘Ama sen de dipledin.’’

‘‘Yahu, ben seninle bir miyim? Ben rakiya serbetliyim. Benim genlerimde asit yerine raki dolasir. Rahmetli pehlivan dedemi son yillarinda 45 derecelik raki kesmez olmustu da, 80 derecelik kolonya icmeye baslamisti. Babam kis geceleri sabahin dordune kadar ictikten sonra giyinip karda buzda domuz avina cikardi. Kemal dayimi hic sorma... Vallahi, sabahtan oturup gunde 2 buyuk raki icer, aksama da meyhaneye giderdi rahmetli... Bunca yildir yedik ictik, siz benim bir kere bile ayakta sendeledigimi gordunuz mu?’’

‘‘Eh, pek gorduk sayilmaz.’’

‘‘Ne demek eh?.. Lafi kivirmayin lan!..’’

‘‘Sinirlenme Oguz'cugum... Bak sinirlenince sesin biraz yuksek cikiyor sonra herkesler bize bakiyor.’’

‘‘O zaman siz de damarima basmayin, adam gibi konusun!..’’

‘‘Haklisin ben, senin sendeledigine hic sahit olmadim. Sen hic Oguz'u sallanirken gordun mu Oktay?’’

‘‘Ben mi, aslaa!.. O, bir buyuk icer temel civisi gibi dimdik ayakta kalir. Hatta, meyhaneden sonra kac kere bizi evlerimize goturduydu ve soyup yatirdiydi.’’

Ben, bu ozu sozu dogru adamlari sevmeyeyim de kimleri seveyim?.. Icim bir anda sevkât ve sevgiyle doldu.

‘‘Dur yahu, ne yapiyorsun?.. Bardaklari devirdin.’’

‘‘Sizi opuyorum be!.. Kacma lan Oktay... Sen simitimi, cayimi, dolmus parami paylastigim kirk yillik arkadasimsin. Az mi kahrimi cektin. En kotu gunumde seni hep yanimda buldum.’’

‘‘Tamam tamam, optun iste!.. Artik yerine otur. Millet yiyip icmeyi kesti, bizi seyran ediyor.’’

‘‘Recep, canimdan cok sevdigim kardesim... Ne olur beni affet.’’

‘‘Oguz, Allah'ini seversen masanin altindan cik ve dizlerime sarilmayi birak.’’

‘‘Beni affettigini duymadan birakmam!’’

‘‘Tamam, vallahi de billahi de affettim, ama affedilecek ne yaptin ki?’’

‘‘Mutlaka bir halt etmisimdir ve kalbinizi kirmisimdir. Cunku ben hiyarin biriyim... Ben magandayim... Ben....’’

‘‘Allah rizasi icin kes su aglamayi da masanin altindan cik artik. Herkes bize gulmeye basladi.’’

‘‘Neee!.. Benim arkadaslarima kim guluyormus bakayim?.. Arkadaslarima gulecek hiyarin o gulen agzini ben ensesine kadar yirtarim. Sen mi guluyordun lan kel kafa?..’’

‘‘Aman Oguz Bey, estagfurullah... Gulmek ne haddime!.. Biz burada Gassaray muhabbeti yapiyorduk.’’

‘‘Var mi lan icinizde benim arkadaslarima gulecek hiyar?..’’

‘‘Eee, uzattin ama ihtiyar. Otur yerine de surda agiz tadiyla iki kadeh raki icelim.’’

‘‘Ulan fres dumbuk, biz ihtiyariz ama eski topragiz. Bu raki sisesini senin gibi meme sutuyle rakiyi birbirinden ayiramayan sumuklu cocuklarin kulagina sokariz!..’’

‘‘Oguz, sevdiklerinin basi icin gel cikalim suradan. Bak kimse bize gulmuyor. Herkes onune bakiyor.’’

‘‘Recep, Oktay... Tutmayin beni kalbinizi kirarim. Zaten hepi topu 5 kisiler!..’’

*

‘‘Herifleri amma marizledik degil mi cocuklar?’’

‘‘Evet, cok marizledik. Bilhassa, sen o iki yarmanin altindayken muthis kroseler cikardin.’’

‘‘Agzimda serin bir bosluk var yahu, yeni yaptirdigim protez dislerime ne oldu?’’

‘‘Son olarak onu havada ucarken gordumdu. Merak etme kimsenin isine yaramadigi icin kaybolmaz. Garson Remzi onu saklar, yarin gidip aliriz.’’

‘‘Oktay'cigim sen niye hic konusmuyorsun?’’

‘‘Onun dudagi patladi da, konusurken aciyormus.’’

‘‘Herifleri amma da marizledik degil mi?’’

*

Sabah uyandigimda kendimi tanimadigim bir odada buldum. Ustelik Recep ve Oktay'la ayni yatakta yatiyorduk.

‘‘Biz neredeyiz yahu, burasi neresi?..’’

‘‘Burasi Sile'de bir otel.’’

‘‘Peki, burada ne ariyoruz?’’

‘‘Bilmem, bizi zorla sen getirdin. Sarhos oldugumuzu ve o kafayla araba kullanamacagimizi iddia edip dove sove kendi arabana bindirdin ve bizi evlerimize birakacagini soyledin.’’

‘‘Oyleyse ne halt etmeye Sile'ye geldik?’’

‘‘Orasini sen bilirsin.’’

‘‘Demek ki karilarinizin sizi sarhosluktan yikilir durumda gormelerine gonlum razi olmamis. Siz, rakiyi agziniza degil kulaginiza iciyorsunuz. Raki kulturu olmayan, raki icmemeli. Daha ikinci kadehte hir cikariyorsunuz. Zaten, bundan sonra sizinle raki sofrasina oturmayacagim!..’’

Recep'le Oktay bir agizdan,

‘‘Allah senden razi olsun!..’’

dediler.

Yazarın Tüm Yazıları