Hürriyet'in o cümlesi değişir mi

BAŞYAZARIMIZ Oktay Ekşi, Başbakan'ın ortaya attığı ‘‘Türkiyelilik’’ kavramına kategorik biçimde karşı.

Bunun gerekçesi de Hürriyet'in logosunda yazılı.

Oktay Ekşi, Hürriyet'in başyazarı ve bu gazetenin logosundaki Türk bayrağı ve Atatürk portresinin altında ‘‘Türkiye Türklerindir’’ cümlesi var.

PATRON BİLE

Bazen çok liberal çevrelerde, ‘‘O cümleyi çıkarmayı düşünmüyor musunuz’’ sorularıyla karşılaşırım.

Her defasında verdiğim cevap şudur:

‘‘O cümleyi oradan çıkarmaya ne benim, ne de Hürriyet'in sahibinin gücü yeter.’’

İstesek de çıkaramayız.

Çıkaramayız ama ‘‘Türkiyelilik’’ kavramını tartışmamıza bir mani yok.

Önce kendime ait bir hatıradan başlayayım.

1970'li yıllarda Paris'te öğrenciyken, en çok tartıştığımız konu, ‘‘Türkiyelilik’’ kavramıydı.

Benim de yönetim kurulu üyesi olduğum derneğin adı, ‘‘Fransa Türkiyeli Öğrenciler Birliği’’ydi.

Ben o yıllarda ‘‘Türkiyelilik’’ kavramına karşıydım.

Hálá da kavram olarak güzel bulmuyorum.

Çünkü Atatürk'ün ‘‘Türk’’ kavramına, ırka dayalı bir anlamdan çok, sosyolojik bir çerçeve çizdiğine inanıyorum.

Ancak Başbakan Tayyip Erdoğan'ın Almanya'da başlattığı ‘‘Türkiyelilik’’ tartışmasını da, serinkanlı ve sağlıklı biçimde yapmamız gerektiğine inanıyorum.

Çünkü daha uzunca bir süre bazı kavramları tartışacağız.

Ayrıca bugün bize inanılmaz gibi gelen bazı şeylerin, yarın öbür gün ‘‘normal’’ acendamıza girdiğini de unutmayalım.

Bana göre ‘‘Türkiyeli’’ diye bir üst kimlik yaratmak gereksiz.

Bugün Fransa'da yaşayan insanlara ‘‘Fransız’’ denir.

Almanya'da ise ‘‘Alman’’.

ALT KİMLİKLER

Dil, din, mezhep gibi şeylerin ‘‘alt kimlikler’’ olduğu görüşüne ben de katılıyorum.

Onlar alt kimlik olunca, tabiatıyla birleştirici bir üst kimliğin bulunması gerekiyor.

Bu üst kimliği, ‘‘Türkiyelilik’’ yerine ‘‘anayasal vatandaşlık’’ olarak tarif edersek, ‘‘Turancıdan’’ en liberaline kadar herkesin rahatça birleşebileceği bir üst kimliğe ulaşırız.

Diyeceksiniz ki, ‘‘vatandaşlık’’ kelimesine ‘‘kimlik’’ monte etmek kolay değil.

EŞCİNSEL ENTERNASYONALİZMİ

Ama ‘‘kimlik’’ dediğimiz şey, sonunda günlük dildeki kullanım olduğuna göre, yarın bize sorulduğunda hangimiz çıkıp ‘‘Ben Türkiyeliyim’’ diye cevap veririz?

İsteyenimiz ‘‘Türk’’, isteyenimiz ‘‘Ermeni’’, isteyenimiz de ‘‘Kürt’’ diyecektir.

Tabii üst kimlik gerektiği zaman da verilecek tek cevap olacaktır:

‘‘Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı.’’

İşte bu noktada Başbakan'ın o gün ortaya attığı ‘‘anayasal vatandaşlık’’ kavramına geliyorum.

Başbakan Tayyip Erdoğan'a karşı kuşkuyla bakanlara bir şeyi hatırlatmak isterim.

‘‘Anayasal vatandaşlık’’ kavramını Türk siyasi tarihine sokan kişi o değil, Dokuzuncu Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'dir.

Üstelik bu kavramı ilk defa, Çanakkale Şehitliği'ni ziyarete giderken, helikopterde telaffuz etti.

Ben, 21'inci yüzyılda artık alt kimliklerin üst kimliklerden daha önemli olmaya başlayacağına inanıyorum.

Biraz fütüroloji yaparak şunu söyleyebilirim.

Belki bugün, belki de ilerde, pul meraklılarını, treking düşkünlerini, eşcinselleri, çevre savunucularını birbirine bağlayan bağlar, üst kimlik dediğimiz bağlardan, ırktan ve dinden daha önemli hale gelecek.

Şimdiye kadar sadece dine, siyasi ideolojilere ve aynı etnik kökene ait olma duygularının yarattığı ‘‘enternasyonalizmin’’ yerini başka tür bağlılıklar alacak.

O nedenle ırk ve din aidiyetlerine rakip hale gelecek olan bu yeni alt kimlikleri bir arada tutacak en iyi kavram ‘‘anayasal vatandaşlık’’ kavramıdır.

SAKİNCE TARTIŞALIM

İşte bu yüzden sadece siyasilerimizin, siyaset bilimcilerimizin değil, ama sosyologlarımızın, tarihçilerimizin, kültür antropologlarının da bu tartışmaya girmesi gerekir.

Sinirlenmeye hiç gerek yok, adım adım bunları tartışacağız.
Yazarın Tüm Yazıları