Hülya Avşar da ‘Gorbaçev Sendromu’na yakalanmış...

Perestroika (Yeniden yapılanma) ve Glasnost (Saydamlık) ile Komünist sistemi yenilemeye çalışırken, sonunda Sovyet İmparatorluğu’nun çöküşüne tanık olan son “Genel Sekreter” Gorbaçev’le bir yemekte buluşmuştuk.

Haberin Devamı

-Dünyada çok seviliyor, övülüyorsunuz, dedim.

Güldü,

-Siz bir de Rus halkına sorun beni. Kendi ülkemde en nefret edilen adam benim, diye cevap verdi.

Hülya Avşar’ın kendi dergisinde kendisi hakkında yazdıklarını okuyunca, “Gorbaçev Sendromu”nun evrensel olduğunu düşündüm.

Avşar, önce kendini kendi açısından değerlendirmiş.:

“Selüliti olmayan, proporsiyonu düzgün, sporcu, zayıf ve çok güzelim/ Dünyada bile kendimden güzel bir ünlü göremiyorum/ 43 yaşında en dişi çağımdayım, üstelik kafam çalışıyor/ İş kadını ve anneyim/ Okulum var, vergimi veriyorum/ Uluslararası ödüle sahip tek oyuncuyum/ Sosyal, toplumsal çalışmalarım var/ İki köpeğim, bir kedim var/ Kahve severim, omuzlarımda gamzelerim var/ Gözlerim çok güzel ve güzel bakarım”

Kendi vatanında

Haberin Devamı

Sonra da “Gorbaçev Sendromu”na gelmiş sıra:

“Ama kendi vatanımda sadece selüliti olan, 43 yaşında yaşlı bir kadınım”

Yaşamları başarılarla dolu insanların, bir noktada “Kendi vatanları”na takılmaları, kaçınılmaz bir olgu mu?

Bunu Türk siyasetinde de görmez miyiz?

Adam yıllarca halkın verdiği destekle iktidar sahibi olur... Geçen yılların ardından halk yeni isimleri desteklemeye başlayınca “Zaten bu halk beni anlamaz” diye “Derin Devlet”e veya “Bürokratik Oligarşi”ye kur yapmaya başlar.

Tabii ki Hülya Avşar’ın durumu farklı. O sanat ve magazin dünyasının yıldızı.

“Berlin in Berlin”in unutulmaz oyuncusu. Her biri magazin basınının kim bilir kaç ton kağıdını tüketen aşkların kadın kahramanı. Şarkı bile söyleyen, TV sunuculuğu bile yapan bir yetenek.

Bütün bunlar Hülya Avşar’ın “Kendi vatanında” oldu.

“Türkan Şoray-Fatma Girik-Filiz Akın” üçgenini kırıp bu vatanda tüm nitelikleri ile öne çıktı.

Öz-gelecek önemli

Müjde Ar da bazen zayıflıyor, bazen şişmanlıyor. Ama kimse onun selülitleri ile ilgili değil. Yıldız Kenter’in yaşı, Hülya Avşar’ın yaşının iki katından 6 eksik... Avşar 43 yaşındaymış, Yıldız Kenter 37 yıldır sahne hocalığı yapıyor.

Yani Hülya Avşar’ın “Kendi vatanımda sadece selüliti olan, 43 yaşında yaşlı bir kadınım” diye dertlenmesi, gerçekten kendi kendine yapılmış bir haksızlık.

Haberin Devamı

Herhalde unutulmaz Cahide Sonku bile, o muhteşem çıkışlar ve trajik inişlerle dolu yaşamının sonunda böyle bir karamsarlığa düşmemişti.

Genç arkadaşım yazar Erdal Demirkıran, “Bana öz-geçmişimi soran olunca, önemli olan öz-geleceğimdir, onu sorun” der.

Ben de sevgili Hülya Avşar’a buna benzer şeyler söylemek istiyorum:

-Meryl Streep 58, Shirley MacLaine 71 yaşındalar. Amerika’ya kızmak yerine,  rol alacakları yeni senaryoları okumaktalar.

  

İpin ucu kaçınca

 

Seçim kampanyasında siyasetçilerin ipe sapa gelmez suçlamalar ve vaatlerle, birbirleri ile yarışacaklarını doğal olarak bekliyorduk.

Ancak MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Erzurum Mitingi’nde kürsüden ilmik atılmış idam ipini atarak “Yoksa asacak kadar ip mi bulamıyorsun? Al sana ip, as” demesi, bütün beklentilerin ötesine geçti.

Haberin Devamı

Dileriz biri de kürsüde sehpa kurmaya kalkmaz.

 

 Devlet sorumluluğu buharlaşırken...

 

CHP hakkında tabii ki sayısız eleştiri seslendirilebilir. Tek parti döneminin otoriter uygulamaları, ekonomideki devletçiliğin Türkiye’yi dünyanın gerisinde bırakması, halk yerine bürokrasiye dayanmak, vb..

Ancak CHP için kimse “Savaş körükleyicisi” diyemez. Kurtuluş Savaşı ertesinde barışı egemen kılan, Türkiye’yi 2’nci Dünya Savaşı’nın bile

dışında tutabilen bir partidir CHP.

Bu seçim kampanyasında CHP sözcülerinin şahince söylemleri ve dış politikayı günlük polemiklerin mezesi haline getirmeleri, CHP tarihindeki ciddi bir kırılmanın işaretçileridir. “Devlet sorumluluğu” bu şekilde CHP’nin portföyünden çıkmaktadır.

 

Yazarın Tüm Yazıları