Hulki İlgün: Duam kabul oldu
Güncelleme Tarihi:
FENERBAHÇE benliğimde öylesine yer etmiş ki, yıllardır süregelen başarısız gidiş, bu sezon da devam edince adeta hayatım kaydı. Ne yediğim ekmeğin, ne de içtiğim suyun tadını alamaz oldum. Sağa sola sataşan, kalp kırıcı kapkara bir adam oldum çıktım. Bana da hiç yakışmadı.
Örneğin yıllardır abi-kardeş seviştiğimiz Mustafa Denizli'ye yaptığım acımasız eleştirilere de çok üzüldüm. Bu arada asırlık rakipler, G.Saray'dan sonra Beşiktaş'ın da içeride ve dışarıda yaptığı patlamalar beni futbolsever olarak sevindirse de müzmin bir F.Bahçeli olarak daha da yıktı, bitirdi.
Bir şeyler yapmalı, aklımı başıma almalıydım. Bu nedenle Yozgat maçı öncesi kendime bir program yaptım. Maç günü, trafiğimi değiştirdim. Karacaahmet'teki başta ana ve babacığımın olmak üzere tamamı F.Bahçeli aile efradım, 17 İlgün'ün ebedi istirahatgahlarına ziyarette bulunup, dualar edip, ruhlarını şad ettim. Sonunda da Tanrıma yakarıp, ‘‘Allah'ım F.Bahçe'mizi bugünkü Yozgat ve daha sonraki bütün maçlarında başarılı kıl, yıllardır özlemini çektiğimiz şampiyonluklara erişmesini nasip eyle’’ dedim.
ŞÜKÜRLER OLSUN
Yozgat maçına işte böyle geldim. Ve de duam kabul oldu. Maç başladı, ilk 10 dakikada Fener kalesinde Yozgat'ın kaçırdığı yüzde yüz dört golü görünce Tanrıma şükürler ettim. Hele, Andersson'un ve Revivo'nun gollerini de görünce, kendi kendime, ‘‘Allah'ım sana şükürler olsun’’ dedim.
Beyefendiler, anlatmış olduğum bu olay, bir fantazi değil, F.Bahçe'nin içinde bulunduğu durumun gerçek bir aynasıdır. Kısaca, F.Bahçe'nin bugünkü oyununu gördükten sonra işinin Allah'a kaldığının bir kanıtıdır. O koskoca F.Bahçe'de yine ne bir organizasyon, ne bir pres, ne bir verkaç, ne de gol yollarına derin bir pas vardı. Dolayısıyla koskoca oyunda şöyle göze hoş gelen bir gol pozisyonu, hiç ama hiçbiri yoktu.
Kısaca olmuyor, olmuyor. Evinde 2 farkı yakalayan Fenerbahçe ecel terleri döküyor. Bu kadar özen ve böylesine uğraşıya karşı F.Bahçe'nin işi benim duama kalıyor. Vay, bu Fener'in haline.