Hükümet, TÜBİTAK’ı rahat bırak!

ŞART değildir ama ruh ve zihin sağlığından özürlü ya da yaralı olmak bir edebiyat yazarı ve sanatçı için (besteci, ressam, heykeltıraş) belki bir olanaktır; özürlü ve yaralılar arasından çok büyük romancı, şair, ressam ve besteci çıkmıştır: Dostoyevski, Van Gogh, Maupassant vb.

İş gazeteciliğe, gazete yazarlığına gelince, mesleklerini kusursuz, yansız ve nesnel yapabilmeleri için, edebiyat yazarlarının ve sanatçıların tersine, ruh ve zihin sağlığından ‘‘sağlam’’ raporlu olmaları gerekir. ‘‘İntikam’’, edebiyat yazarı ve sanatçı için belki bir itici güç olabilir ama gazeteci ve gazete yazarı için kesinlikle en büyük engeldir!

* * *

Yukardaki satırları YÖK konusunda bazı dam uçuranları düşünerek yazdım! Gerçeklere bakarken geçmişleri yüzünden vicdan körelmesine uğradıkları için, YÖK sınavında sınıfta kaldılar. Dolaylı da olsa irticayı desteklediler. Şimdi bakalım TÜBİTAK sınavında ne yapacaklar?

Şunu hemen yazayım: AKP hükümeti, özellikle kitap yayınları yüzünden TÜBİTAK'ı susturmak istiyor. Geçen dönemde Fazilet Partisi milletvekillerinin en büyük merakı, TÜBİTAK'ın yayınladığı kitaplar konusunda soru önergesi vermekti. Darwinci görüşe uygun bilimsel kitaplar yayınladığı için TÜBİTAK'ı TBMM kürsüsünden suçlarlardı. Fazilet Partisi kökenli AKP milletvekillerinin tamamı Darwin'den nefret eder, gençlerimiz için tehlikeli bulur. Bu nedenle bu káfir kurum susturulmalı, susturmak için de ele geçirilmelidir.

İmam-hatipli Başbakan'ın bu operasyonu mutlaka gerçekleştirmesi gerek, yoksa seçmen ve parti tabanı gözünde ne işe yarar?

* * *

Bakın TÜBİTAK Bilim Kurulu ne diyor? Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), 278 sayılı Kuruluş Kanunu uyarınca, Başbakan'a bağlı bir kamu tüzel kişiliğidir. Bu yasa uyarınca, TÜBİTAK Başkanı, Bilim Kurulu'nca seçilir ve Başbakan'ın teklifi üzerine Cumhurbaşkanı tarafından atanır. Yasaya göre, başkanın görev süresi dört yıldır ve en çok iki dönem bu göreve seçilebilir. 30 Mayıs 2003'te birinci görev dönemini tamamlayan Prof. Dr. Namık Kemal Pak, Bilim Kurulu'nca gizli oyla yapılan seçim sonucunda, oybirliğiyle yeniden TÜBİTAK Başkanlığı'na seçilmiş ve Bilim Kurulu'nun bu kararı, 6 Mayıs 2003 günü Başbakanlığa arz edilmiştir. Prof. Pak'ın görev döneminin sona ermesinin ardından yaklaşık dört ay geçmesine rağmen, dosya Başbakanlıkça henüz Cumhurbaşkanlığı'na sunulmadığından, yasal süreç tamamlanamamıştır.

Bu gecikmenin nedenleri araştırıldığında, Başbakanlıkça ‘‘Başkan’’ olarak Cumhurbaşkanlığı'na önerilecek kişinin Bilim Kurulu'nca seçilmesi yönteminin uygun görülmediği, bunun yerine Başbakanlıkça önerilen adaylardan birinin Bilim Kurulu'nca seçilmesinin beklendiği izlenimi edinilmiştir. Yürürlükteki yasa ile bağdaşmayan böyle bir işlem yapmasının Bilim Kurulu'ndan beklenemeyeceği açıktır.

* * *

Devletin kurumlarıyla, Cumhurbaşkanı'yla, Genelkurmay Başkanlığı'yla, üniversitelerle, YÖK'le, sivil toplum örgütleriyle kavgalı bir Başbakan, TÜBİTAK gibi bir bilim kurumunu medreseleştirmek istiyor. Bilimin seçmenliğini reddedip siyasete karar yetkisi veriyor. Ve ‘‘Ayna güzelleri, şoför mahalli ve vitrin düşkünleri, ana rahmine haklı düşenler, ben demedimmiciler’’ susuyorlar.
Yazarın Tüm Yazıları