Hükümet Kıbrıs'ta sürekli yalpalıyor

BAŞBAKAN istediği kadar ‘‘Rauf Denktaş illa nihayet Annan Planı'na sırt çeviremez’’ desin; ülkemizin ‘‘Kıbrıs politikası’’, Kıbrıs Masası'nın meseleyi ‘‘zamana yatırma’’ çabası karşısında çaresiz kalan Abdullah Gül'ün ‘‘inşallah KKTC'deki aralık seçimlerini muhalefet kazanır, bu iş de böyle çözülür’’ diyerek ellerini gökyüzüne açmasıdır.

Dışişleri'ndeki statükocu ekip Rauf Denktaş ile birlikte, belki 30-40 yılda ama eninde sonunda KKTC'nin tanınacağına inanıyor ve AB üyeliğini iplemiyor. ‘‘Zaten bizi almazlar’’ diyerek AB görüşünü ifade eden şahinler de umudunu aralık seçimlerine bağlamış, ha babam bazı ‘‘taktiklerle’’ seçimi iktidar lehine çevirmeye çalışıyor.

Şahinlerin iktidara oynama çabaları ise çoğu kez uluslararası hukuku hiçe sayan Zihni Sinir projeleri.

Kıbrıs konusunda iki arada bir derede yüzen hükümet ise sürekli yalpalıyor.

* * *

1) Altında imzamız olan AİHM'de, Rumların açtığı Tazminat Davası (Loizidu), örnek dava olarak, 1997'de aleyhimize sonuçlandı, AİHM'nin tek muhatap kabul ettiği TC, 600 bin dolar tazminata mahkûm oldu. Denktaş danışmanı ‘‘AİHM siyasi karar vermiştir’’ dediği için bu tazminat bugüne dek ödenmedi. Tazminat, şahsi kaprisler nedeniyle, 1 milyon dolara yükseldi. Yaz başında ise Avrupa Konseyi'nden, yine kendi imzası nedeniyle atılma tehdidi ile karşı karşıya kalan TC ‘‘tazminatı şartlı olarak ekimde ödeyeceğiz’’ dedi. Ekim başında da şart belli oldu. Hükümet:

- Loizidu tazminatını, dava diğerlerine emsal teşkil etmezse öderim, deyiverdi.

Hukuk nosyonunu yerle bir eden, hukukun temel prensiplerini inkár eden bu ‘‘mantıksız teklife’’ AİHM'nin ne cevap vereceği bu satırlar yazılırken henüz belli değil ama bizim kurnazlar Türkiye'ye 250-300 milyar dolara mal olacak toplam tazminatların altında kendilerinin kalacağını biliyorlar, bu töhmetten de hukukun temel prensibini yok sayarak kurtulmaya çalışıyorlar.

* * *

2) Aynı Dışişleri; bir ara KKTC'de Tazminat Mahkemesi kurarak Rumları bu mahkemeye müracaat etmeye çağırmıştı. O tarihte de AİHM'nin KKTC'yi tanımadığı için bu teklifi reddedeceğini yazmıştım. Dışişleri'nden beni şahsen telefonla arayarak ‘‘yaptıkları temaslar sonucunda lehte karar alacaklarını’’ iddia etmişlerdi. Dışişleri'nin lobicilik faaliyeti(!) kısa sürede belli oldu ve AİHM bu teklifi ciddiye alınacak bir karar olarak görmediği için gündeme dahi almayacağını bildirdi.

* * *

3) Aynı aklı evveller hükümeti KKTC ile uyduruk bir Gümrük Birliği kurmaya da ikna etti. Koca koca bakanlar Kıbrıs'a gidip oyuncak antlaşmaya imza attılar. İmzalar atılmadan evvel yine ‘‘böyle zırva olmaz’’ diye yazmıştım. Ne oldu? İmzalanan antlaşma TBMM'ye gelmeden önce Abdullah Gül Birlik Anlaşması'nı yırttı, attı. Hükümet kendi imzasını yok saydı.

* * *

4) Zihni Sinir aklı KKTC'de ha babam iktidara oy verecek ithal vatandaşlar yaratmaya çalışıyor, Rauf Denktaş bile kantarın topuzunun ağır kaçtığını kabul ediyor.

* * *

Hükümetin en zayıf noktası ha bire yalpalayan ‘‘Kıbrıs politikaları’’dır!
Yazarın Tüm Yazıları