Hocaların hocası Fehmi Kızıl
Güncelleme Tarihi:
Türk tenisi var oldukça varolacak bir büyük sporcuyu, eşi zor bulunur iyiler iyisi bir insanı, hocaların hocası Fehmi Kızıl'ı kaybettik. ‘‘Fehmi Abi gerçekten çok ayrıcalıklı bir kişiliğe sahipti. Tenis oyuncusu olarak ülke çapında ulaşılacak en yüksek zirvelere çıkmıştı. İkinci dünya savaşının felaket ortamı mani olmasa büyük ümitlerle gittiği Fransa'da ismini dünya tenisine de yazdırabilirdi. Ama tenise en büyük hizmeti sayılmayacak kadar çok tenisçi yetiştirmesidir. Bunların arasında Türkiye şampiyonları ve değerli tenis antrenörleri de bulunmaktadır. Bir çok kuşak tenis hocası üzerinde emeği olduğu için onu her zaman ‘‘Hocaların hocası’’ olarak yaşatacağız. ‘‘Türkiye'de tenis antrenörlüğü onunla başladı’’ demek yanlış olmayacaktır.
Yedi yaşında raketi eline alan, 12 yaşında ilk resmi birinciliğini kazanan Fehmi Kızıl 1941 yılında da ilk Türkiye şampiyonluğunu kazanmıştı. Yedi yaşından yetmiş yaşın üzerine kadar tenis kortlarından hiç ayrılmayan hocamız, tenis okullarının temelinin atılmasında da öncülerden biridir. Öylesine alçak gönüllü bir insandı ki, 28 yaşında TED Tenis Okulları'nda başladığı öğrenciliğe, 70 yaşında da devam etmişti. Uzun sözün kısası 1991 yılında düşüncelerini şöyle açıklamıştı: Tenisi öyle sevdim ki, bu bende bir tutku halindedir. Kendime çizdiğim yol, tenisimi, hocalığımı olabildiğince sürdürmek, orta halli bir yaşam, huzurlu bir ortamda, sevmek, sevilmek, saygılı olmak, sayılmak. Ben çok milliyetçi, Atatürkçü ve laik fikirleri benimsemiş bir insanım.
Fehmi hocayı anlatmak ve onunla ilgili olan duyguları dile getirmek saatler sürer. Fakat herşeyi yukarıdaki metinde olduğu gibi bir kaç satırda yazıya dökmek öyle kolay değil. Bu vesile ile gerek bu yazımda, gerekse 6 yıldan beri Hürriyet gazetesindeki köşe yazarlığımda, bana her zaman destek olan basın ve tenis camiasının yakından tanıdığı Ziya Işıküstün abime teşekkür etmek istiyorum.