Hilmi Özkök’ün 28 Şubat açıklamasının tefsiri

Aman kaynamasın.

Altını çizelim.

Üzerinde duralım.

Bakın Özkök, ‘Neden fazla konuşmuyorsunuz?’ sorusuna nasıl yanıt verdi:

‘Sık konuşulmasında fayda olduğunu zannetmiyorum. Eskiden genelkurmay başkanları da fazla konuşmazlardı. 28 Şubat sürecinde konuşulmak zorunda kalınmıştır. O zaman ben bu makamda olsaydım belki öyle davranırdım, o zamanki şartlarda. Ama benim şartlarım ayrı. Bulunduğum şartlara göre hareket etmek durumundayım.’

Bu açıklamayı okuyunca siz de benim gibi, Özkök’ten önceki Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hüseyin Kıvrıkoğlu’nun tarihi açıklamasını anımsadınız mı?

Ne demişti Kıvrıkoğlu:

‘28 Şubat bin yıl sürecek.’

Kıvrıkoğlu’nun çok tartışılan bu açıklamasıyla, Özkök’ün saptamaları arasında büyük bir çelişki yok mu?

Buradan yola çıkarak askerin bir strateji değişikliği yaptığını söylersek fazla mı abartmış oluruz?

***

Ben fazla abartmış olmayacağımız kanaatindeyim.

Çünkü Özkök, çok açık biçimde ‘28 Şubat dönemindeki şartların bugün için geçerli olmadığını’ vurguluyor.

Bunun anlamı şudur:

‘28 Şubat’ta askerin harekete geçmesini gerekli kılan olağanüstü gelişmeler oldu. Ama şimdi böyle bir şey söz konusu değildir.’

Yani?

28 Şubat, olağanüstü bir dönemin adıdır ve olağanüstü dönem sona ermiştir.

Özkök, ‘Benim şartlarım farklı’ mesajını vererek, çok açık biçimde 28 Şubat defterinin kapandığını söylüyor.

***

Sakın, askerin siyasi iktidar üzerinde her daim baskı oluşturmasından yana olanlar, yani ancak bu şekilde kendilerini güvende hissedenler, korkmasınlar, tedirgin olmasınlar.

Çünkü ‘defter’, bir daha açılmamak üzere sonsuza kadar kapatılmamıştır.

Özkök’ün açıklamalarında yer alan şu bölüme dikkat edelim:

‘28 Şubat sürecinde konuşulmak zorunda kalınmıştır. O zaman ben bu makamda olsaydım belki öyle davranırdım.’

Bu cümlenin tefsiri şudur:

Eğer 28 Şubat şartları yeniden gündeme gelirse asker yine aynı şeyi yapar.

***

Sonuç şudur:

Kıvrıkoğlu’nun dediği gibi olmamıştır, 28 Şubat bin yıl sürmemiştir.

Orgeneral Özkök, o defteri kapatmıştır.

Ama siyasetçiler ‘yaramazlık’ yaparsa, defterin yeniden açılmamasının garantisi yoktur.

Yani:

Ne ‘Askeri vesayet bitmeli’ diyenler bayram etmelidir...

Ne de ‘Asker siyaset üzerinde etkin olmalı’ diye düşünenler karalar bağlamalıdır.

Çünkü asker, ‘strateji değiştirmiştir’ ama bu çok esaslı bir değişim değildir.