Hikayeye yazık oluyordu

Güncelleme Tarihi:

Hikayeye yazık oluyordu
Oluşturulma Tarihi: Ocak 13, 2011 10:00

Kanal D’nin sevilen dizisi “Türkan”ın günü değişti. Prof. Dr. Türkan Saylan’ın hayatını konu alan dizi, yarından itibaren pazar akşamları saat 20.00’de ekrana gelecek. Dizinin takipçilerini sevindiren bu değişiklikten başrol oyuncuları Pınar Öğün ve Özgürcan Çevik de memnun.

Haberin Devamı

Pınar Öğün (Türkan)        
Ben bile izlerken uyuyakalıyordum        
 
Sizinle “Türkan” başlamadan önce de görüşmüştük, o zaman çok heyecanlıydınız. Aynı heyecan hâlâ var sanırım...

- Tabii ki var heyecan ama aynı zamanda yorgunluk da var. Çünkü Türkan Saylan, yüklü bir rol benim için. Çok yoğun çalışmam gerekiyor. Senaryoyu alıp ince ince her tarafını çalışıyorum. Sadece ezber yapıp oynanacak bir rol değil, hâlâ araştırmalar yapıyorum. Türkan Saylan’ın arkadaşlarıyla ve kardeşiyle de görüşmeye devam ediyorum.
 
Kendinizi izlerken, oyunculuğunuzu eleştirdiğiniz oluyor mu?    

- Ben yaptığım hiçbir şeyi beğenmiyorum zaten! Bugüne kadar hiç “Çok güzel oynadım burayı” dediğim olmadı. Her defasında “Bir şeyler daha katabilirdim, burası eksik kaldı” diye özeleştiri yapıyorum.

Eşiniz Memet Ali Alabora takip ediyor mu “Türkan”ı?

- Eşim de çok yoğun çalışıyor. Birbirimizin işlerini izlemeye çalışıyoruz ama yoğunluk yüzünden zaman zaman kaçırdığımız bölümler oluyor. Ben bazen kendi dizimi bile izleyecek zaman bulamıyorum.

“Türkan”, perşembeden pazar gününe alındı, saati de daha erkene çekildi. Sizce bu değişiklikler diziyi nasıl etkiler?

- “Türkan”, çok geç saatte yayınlanıyordu. Bir önceki dizinin uzaması, reklamlar derken 23.00’te başlıyordu dizi. Perşembe günleri o saatte başlayan bir diziyi kim izleyebilir ki? Ben bile izlerken uyuyakalıyordum bazen. Bu kadar kıymetli bir hikâyenin o kadar geç saatte yayınlanması kayıptı açıkçası. Beni yolda görenler de bu konunun özellikle altını çiziyordu. “Kaçırıyoruz, çok geç saatte yayınlanıyor, çocuklarımız da izlesin istiyoruz” diyenler oluyordu. O nedenle dizinin pazar gününe ve saat 20.00’ye alınması çok iyi oldu.

Özgürcan Bey’le aynı okuldan mezunsunuz. Öğrenciyken birbirinizi tanıyor muydunuz?

- Evet, arkadaştık zaten. Şimdi de arkadaşlığımızın getirdiği keyifle çalışıyoruz.

Haberin Devamı

SEVİMLİ E-POSTALAR GELİYOR

Yaptıklarınızın, bir başkasının hayatında nasıl bir ışık yakacağını bilemezsiniz. Mesela ben Türkan’ı canlandırmaya başladıktan sonra “Ayşe Kulin’in kitabını sizin sayenizde buldum”, “Güneş Umuttan Şimdi Doğar’ı sayenizde okudum”, “Tıp öğrencisiyim, sizin sayenizde idealist olmanın ne anlama geldiğini şimdi idrak ediyorum” gibi çok sevimli e-postalar aldım. Bunlar çok hoşuma gidiyor.

Haberin Devamı


Özgürcan Çevik (Orhan)Orhan, babama benziyor

Özgürcan Bey, siz dizinin yeni saati ve günü için neler söyleyeceksiniz


- “Türkan”ı, Türkan Saylan’ın hayat hikâyesini anlattığı için diğer dizilerden ayrı tutmak gerek. Ben dizimizin entelektüel bir kitleye hitap ettiğini düşünüyorum. Entelektüel adamların zaten çok uyumadığını düşünürsek, gerçekten izlemek isteyenlerin geç saatte yayınlanmasına rağmen diziyi takip ettiğini söyleyebiliriz. Ama madem ki bir televizyon işi yapıyoruz ve Türkan Saylan’ın hayatını anlatıyoruz, o zaman geniş kitlelere ulaşmak daha çok işe yarayacaktır. Çocukların ve gençlerin izlemesi de önemli. Dolayısıyla dizinin pazar günü ve daha erken saatte yayınlanacak olması, iyi oldu.

Tiyatro bölümünden mezunsunuz. “Türkan” sizin ilk uzun soluklu diziniz, değil mi?

- Evet. Okulu bitirmeden girişmek istememiştim bu tarz işlere. Ama öğrenciyken para kazanmak için bir-iki bölümünde rol aldığım birkaç dizi olmuştu.

Peki, “Türkan” dizisinde sizi çeken şey neydi?

- “Türkan”dan önce birkaç diziden daha teklif geldi. Çok acele etmek istemiyordum dizi piyasasına girmek konusunda ama “Türkan” gelince “Bu artık bir yol ayrımı” diye düşündüm. Doğru bir karar vermek zorundaydım. Türkan Saylan’ın hayatını anlatması, bana önerilen karakter, diziyi yayınlayacak kanal, yönetmen, yapım şirketi, tüm bunları göz önünde bulundurduğumda bu diziyi seçmemem için hiçbir neden olmadığını gördüm. Planladığım bir zamanda gelmedi ama reddetmek de imkânsızdı.

Role hazırlık sürecinde neler yaptınız?

- Önce Ayşe Kulin’in romanını, daha sonra Türkan Saylan’ın “Güneş Umuttan Şimdi Doğar” ve “At Kız” kitaplarını okudum. Türkan Saylan’la ilgili okuyabileceğim her şeyi okudum, onun hakkında araştırmalar yaptım. Orhan’ı romanda okuduğum kadarıyla babama çok benzettim. Bana da fazlasıyla yakın bir karakterdi. O nedenle pek zorluk çekmedim canlandırırken.

Orhan, Türkan’a olan aşkı uğruna kariyerinden vazgeçti. Siz böyle bir şeyi göze alabilir misiniz?

- Zor. Alamayabilirim. Ben çok fazla uzun vadeli, detaylı planlar yapabilen biri değilim. Bir kadın için ölünebilir de ama benim karşıma şimdiye kadar öyle biri çıkmadı açıkçası.

Kız arkadaşınız varsa, bu sözlerinize alınmasın?

- Alınmasın. Dünyadan haberi yok onun.

Orhan, Türkan’ı evlenmeye ikna etmeye çalışıyor. Türkan Saylan’ın hayatını anlatan birçok kaynak var ama biz yine de bilmeyenler için soralım. Nereye varacak ilişkileri?

- Şimdilik istikrarsız bir ilişkileri var. Sanırım bu bir süre daha devam edecek. Uzun vadede daha derli toplu bir ilişkiye doğru gittiklerini tahmin ediyorum.

Haberin Devamı

JÖN OLMA KAYGIM YOK

Sizin için “Yeni bir jön yetişiyor” diyorlar...


- İnşallah öyle olur... Benim için gelmiş geçmiş en büyük jön Tarık Akan’dır. Onun yanına yakıştırılmam bile onur verici benim için. Jön olmak gibi bir kaygım yok tabii. Gelen işi alnımın akıyla yapayım da, sonra ne olursak oluruz. Ben işimi temiz, kirlenmeden yapmak derdindeyim.  

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!