Hiç imajımız olmayacağına korkunç Türk kalmak da iyi

Güncelleme Tarihi:

Hiç imajımız olmayacağına korkunç Türk kalmak da iyi
OluÅŸturulma Tarihi: Mart 27, 2005 00:00

Havai fiÅŸek gibi rengarenk bir kiÅŸilik Özlem Kumrular’ınki. Akademisyen, yazar, çevirmen, polilog, kronik gezgin, müzik programcısı, folklorcu... Merak ettiÄŸi, ilgi alanına giren hemen her ÅŸeyin peÅŸinden sonuna kadar gitmiÅŸ.BoÄŸaziçi Ãœniversitesi’nde Ä°ngiliz Dili ve Edebiyatı okurken Jale Parla’dan aldığı Don KiÅŸot dersinden sonra merak sardığı Ä°spanya ve Ä°spanyolca hayatının dönüm noktası olmuÅŸ. Tarih master’ından sonra Ä°spanya’nın en eski üniversitesi olan Salamanca’da doktora yapmış. Kanuni dönemine ait Ä°spanyolca belgeleri inceleyerek hazırlamış tezini. Halen BahçeÅŸehir Ãœniversitesi’nde Ä°spanyolca dersleri veriyor. GeçtiÄŸimiz haftalarda yayınlanan birbirinden çok farklı iki kitabın üzerinde imzası vardı Özlem Kumrular’ın. Biri ciddi bir derlemenin editörü olarak diÄŸeri de bir mizah kitabının yazarı olarak. Peki hangisi gerçek kiÅŸiliÄŸi ya da insan ikisi birden olabilir mi? Akademik bir kimlik ve fırlama bir kiÅŸilik. KonuÅŸmanın sonunda sanırım böyle bir Özlem Kumrular portresi çıkıyor. n BoÄŸaziçi Ãœniversitesi’nde Ä°ngiliz Dili ve Edebiyatı okuyup Tarih Bölümü’nde yüksek lisans yapmışsınız. Edebiyatta aradığınızı bulamadınız mı?- Edebiyatta yeni bir ÅŸey öğrenemiyorsunuz ya da yapamıyorsunuz. Ama tarih öyle deÄŸil, arÅŸive girip daha önce hiç kimsenin bilmediÄŸi belgeleri ortaya çıkararak, yeni bir ÅŸeyler söyleyebiliyorsunuz. Ancak edebiyatta bu yok, tamamen yalan. Evde okunup zevk alınması gereken bir olgu durumuna getirilmiÅŸ ülkemizde. Ben bunu ikinci yılda keÅŸfettim ama deÄŸiÅŸtiremedim bölümümü.n Edebiyat okumanın hiç mi yararı olmadı yani?-Edebiyatın bana en büyük faydası Jale Parla ile tanışmak oldu. Üçüncü yılda anlatım teknikleri diye bir ders aldım. Sadece Don KiÅŸot üzerinden iÅŸleniyordu ders. Zaten o dersi aldıktan sonra Ä°spanya’ya aşık oldum. Tarihte yüksek lisans yaptım ve Salamanca Ãœniversitesi’ne gittim. Paleografya öğrendim, eski Ä°spanyol ve Ä°talyanca yazıları rahatlıkla okuyabiliyorum. ArÅŸivden yaklaşık 50 bin tane kopya çıkardım. Bunun sadece yirmi bininden iki tane tez çıktı ortaya. Sonra öğrendim ki bizim çok yanlış bildiÄŸimiz ÅŸeyler varmış.n Neler mesela?-1532 seferi, Kanuni’nin zaferi gibi gösteriliyor. Döndüğünde beÅŸ gün beÅŸ gece düğünler yapılmış. Ancak bunlar tiyatrodan baÅŸka bir ÅŸey deÄŸil. Bazı baÅŸarısızlıkların kapatılması için yapılmış ÅŸeyler. Bu ve buna benzer olaylara dair korkunç bir dokümantasyon var Avrupa’da.TANIMADIÄžIM Ä°NSANLARA MEKTUP YAZARAK BAÅžLADIMBöyle bir akademik çalışma ortamından sonra romancılığa geçiÅŸ nasıl oldu ve nereden çıktı?- Romancılığa geçiÅŸim çok komik, tanımadığım insanlara mektuplar yazarak merak sardım bu iÅŸe. Hiç tanımadığım bir insana mektuplar gönderdim ve dışarıdan onun ne gibi deÄŸiÅŸimler gösterdiÄŸini gözlemlemeye baÅŸladım. Ä°ki yıl falan sürdü bu ve dışarıdan o kiÅŸinin psikolojisindeki deÄŸiÅŸimleri izleyerek epey eÄŸlendim.n Kimdi bu, yakın çevrenizden biri miydi?-Ben BoÄŸaziçi Ãœniversitesi’ne giderken serviste kupon toplayan çocuktu. Ona gönderiyordum, daha sonra bir öykü yarışmasına katılıp oradan ödül kazanınca gönderdiÄŸim mektupları bir araya getirip romana çevirmeye karar verdim. Bayan Hayatbirrüyadır’ın YeldeÄŸirmenleri kitabını böyle yazdım. n Sonra kimliÄŸinizi açıkladınız mı ona?-Çok komik bir ÅŸekilde açıkladım. GönderdiÄŸim her mektuba gözleri hareket eden hayvan çıkartmaları yapıştırıyordum. Her mektupta ayrı bir çıkartma oluyordu. Aradan yıllar geçti, okul bitti ve ben mektup yazmayı bıraktım. Bir gün yine bir iÅŸ için okula gidiyorum, servise bindim ve tesadüfen yanına oturduÄŸum kiÅŸinin mektup yazdığım çocuk olduÄŸun gördüm. Yine buyük bir rastlantı yanımda o çıkartmalardan var. Ä°nmeden önce o çıkartmalardan birini çocuÄŸun okuduÄŸu kitabın ortasına pat diye yapıştırdım. Hayatımda öyle bir yüz ifadesi gördüğümü hatırlamıyorum.n Aynı anda iki kitap ve iki farklı Özlem Kumrular kimliÄŸi. Biri editörlüğünü yaptığınız Dünyada Türk Ä°mgesi diÄŸeri Kaçılın Türkler Geliyor. Birbirinden oldukça farklı iki kitap. Åžizofrenik bir kiÅŸilik parçalanması gibi sanki...- BahçeÅŸehir Ãœniversitesi’nde yaptığımız ve benim düzenlediÄŸim bir sempozyumda sunulan bildirilerden oluÅŸtu Dünyada Türk Ä°mgesi. DoÄŸru aslında tespitiniz ama ben hep böyleyim. Okulda öğrenciler hep bir ÅŸenlik havasında geçtiÄŸini düşünüyorlar derslerimin. Bir nevi sahneye çıkıyorsunuz aslında. Etrafınızdaki bütün ciddi figürler de zamanla sizi kabullenince kolay oluyor. Kaçılın Türkler Geliyor da derslerde yaptığım esprilerden yola çıktı. Komediler kurmayı severdim ama tek başına bir komedi kitabı yazabileceÄŸime inanmıyordum. BaÅŸlayınca on günde çıktı ortaya. Ä°ki kitabın da aynı anda çıkması ise tamamen ÅŸans oldu, yani destekli bir Türk imajı külliyatı oldu.n AB’ye girmek için her ÅŸeyi yaptığımız bir dönemdeyiz. Bu bizim imajımızı nasıl etkiliyor?-Baktığın zaman AB’ye girebilmek için maymun olmuÅŸuz. O korkulan Türk gitti; yerine, sümsük, ne olursa yapan, her ÅŸeye eyvallah diyen bir insan imajı geldi. Hiç imajın olmayacağına bırak korkulan da olsa bir imajın olsun.SÄ°KENDER ABİ’YÄ° YARATIRKEN, Ä°SKENDER PALA’DAN ESÄ°NLENDÄ°M n Edebiyat dünyasında dolanan bir dedikoduyu sormak istiyorum. Kaçılın Türkler Geliyor kitabının alt baÅŸlığı Sikender Abi’nin Övropa Seyir Defteri. Sikender Abi’nin Ä°skender Pala olduÄŸu söyleniyor. DoÄŸru mu bu?Kitabın içindeki Divan edebiyatı esprisi dolayısıyla böyle bir dedikodu çıkmış olsa gerek. Kendisine saygı duymasam bile yaptıklarına saygı duyuyorum. n Bir dönem iliÅŸkiniz olduÄŸu ve ayrıldıktan sonra bu kitabı yazdığınız söyleniyor!-Yok öyle bir ÅŸey. Aramızda herhangi bir ÅŸey olmadı, olsaydı da açıklamakta sakınca görmezdim. Sikender tam bir Türk tiplemesi ve iÅŸin içine biraz da Divan edebiyatı esprisi girince böyle ÅŸeylerin düşünülmesi normal. Elbette biraz ondan etkilendim ama tamamen o deÄŸil.n SinirleneceÄŸini düşünmediniz mi?-Bunda bozulacak bir ÅŸey yok. Tek Sikender Abi o deÄŸil ve oraya Divan esprisi çok güzel oturduÄŸu için öyle oldu. Tabii Ä°skender Bey’i düşünerek sokuÅŸturulmuÅŸ bir espri olabilir ama doÄŸrudan ÅŸahsına yönelik hiçbir fikrim ve kastım yok. Aslında kitabın adı ‘Af Buyrun Götingen’den Geliyorum’ olacaktı ama deÄŸiÅŸtirdim. Avrupa Komisyonu Türkiye Masa Åžefi şöyle bir hikáye anlattı. Günün birinde komisyona bir Türk geliyor ve şöyle baÅŸlıyor konuÅŸmasına: ‘Af buyrun ben Götingen’den geliyorum.’ Bu tamamen ciddi bir olay. Ä°ÅŸte Avrupa’da olsa bile bir Türk olaya böyle bakar ve söze böyle baÅŸlar. YEDÄ° DÄ°L BÄ°LÄ°YORUMToplam yedi dili gayet iyi düzeyde biliyorum ÅŸu anda. Son merakım Yunanca. Hem dili öğrenip hem sirtaki kurslarına gidiyorum. Daha sonra Macarca’yı öğrenmeyi düşünüyorum, hem onların diline de merakım var, hem de Akdeniz dilleri üzerine bir de Macarca’yı öğrenirseniz yazılabilecek en iyi Osmanlı tarihini yazarsınız. Çünkü Macarca metinleri, belgeleri kullanarak Osmanlı tarihi yazan birisini görmedim. Bunu yapan birisi gerekiyor gerçekten. TURÄ°ST GÄ°BÄ° DEĞİL AKRABA ZÄ°YARETÄ° GÄ°BÄ° GEZÄ°YORUMÇoÄŸunlukla dünyanın pek çok yerinde arkadaşım var, onların yanına gidiyorum, eÅŸ dost, akraba ziyareti gibi. Bir de Kanuni üzerine çalışan insan sayısı az olduÄŸu için neredeyse bütün sempozyumlara çaÄŸrılıyorsunuz. Onun için son birkaç yıldır o ÅŸekilde geziyorum. Ä°spanya’nın 80’in üzerinde ÅŸehri var ve benim gezmediÄŸim iki tane kaldı. Bu sene de onları gezeceÄŸim kısmet olursa.Â
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!