‘Heyet-i Nasiha’ demek çok ayıp

MHP’li yetkililer açıkladı:

“Akil insanlar heyetinin, Heyet-i Nasiha’dan farkı yok”.

Haberin Devamı

*

CHP’den de geldi benzer bir açıklama:

“Aynı Heyet-i Nasiha... Hiçbir fark yok”.

*

Durun bir dakika!

“Heyet-i Nasiha”, yani “Nasihat Heyeti” ne idi?

Şu idi:

Memleket işgal edilmiş... Düşman vatan topraklarını çiğnemiş... Vatan toprakları düşman kuvvetler tarafından paylaşılmış...

İşte böyle bir ortamda...

Halkı, “Maceraya atılmaya gerek yoktur, direnişe geçilmesin” diye ikna etmeye çalışan heyet idi...

*

“Heyet-i Nasiha”...

İşgal edilmiş vatan toprağının savunulmaması için çaba harcıyordu.

“Akil insanlar” ise...

Bu devletin bir kısım vatandaşının eline silah alıp dağa çıkmasına son verilme çabasına destek olacak.

Var mı arada bir benzerlik?

*

Ne yani?

-  “Barış içinde bir arada yaşamak” için edilecek nasihat ile “zillet içinde yaşamak” için edilen nasihat bir midir?

-  “Kendi içinden dağa çıkmış insanların isyanı son bulsun” diye edilecek nasihat ile “işgal kuvvetlerine karşı direnişe geçilmesin” diye edilen nasihat bir midir?

-  “İstiklal Savaşı’nı birlikte vermiş Türkler ile Kürtler arasındaki her türlü ihtilaf son bulsun” diye verilecek nasihat ile “Yurdunu işgal etmiş düşmana karşı gelme” diye verilen nasihat bir midir?

-  “Türk’üyle, Kürt’üyle bu memleketin anaları ağlamasın” diye edilecek nasihat ile “İşgalci Yunan askerine karşı konulmasın” diye verilen nasihat arasında hiçbir fark yok mu?

-  “Diyarbakır’da meydanları dolduran kendi insanlarımızın taleplerine kulak vermemiz gerek” diye edilecek nasihat ile “Boyunduruk altında yaşayalım, işgalciye karşı bir şey yapmayalım” diye edilen nasihat aynı mı?

*

Haberin Devamı

-  Nasihat edecek insanların seçilme biçimini beğenmeyebilirsin... (Ben de beğenmiyorum).

-  Nasihat edecek insanların görevleri için çizilen çerçeveye itiraz edebilirsin... (Ben de ediyorum).

-  Nasihat edecek insanların bir kısmını “fazla yanlı” bulabilirsin... (Ben de buluyorum).

-  Hepsini geçtim: Sürece de türlü gerekçelerle en radikal biçimde karşı çıkabilirsin... (Ben çıkmıyorum).

Ama...

Akil İnsanlar Heyeti’ni, “işgalci düşman kuvvetlerine karşı direnişten alıkoymaya çalışanlar” heyetine benzetemezsin.

*

Haberin Devamı

Daha doğrusu...

Dilinin kemiği yok, istersen tabii ki benzetebilirsin benzet-mesine de...

Sonuçta fena halde ayıp etmiş olursun.

Akrabalıklar

- “BAŞBAKAN beni seçmedi” diye ahlayıp vahlayanlar ile “Başbakan beni seçti” diye sevinçten uçanlar kuzendir.

- Bir konuya en radikal şekilde karşı çıkanlar ile bir konuyu en radikal şekilde savunanlar emmioğludur.

- “Terör var sus” diyenler ile “Barış var sus” diyenler teyze kızıdır.

Bu yazıyı kim yazdı

“SEVGİLİ dostlar, artık işin dozu kaçtı. Belki farkındasınız, belki değilsiniz ama sistem artık demokrasiden faşizme doğru kayıyor. Türkiye’nin içine girdiği yolu Hitler Almanya’sına benzetiyorum. Türkiye adına çok ama çok endişeliyim. Benim gibi ideolojik olmayan ortalama Türk vatandaşlarının gidecek başka yeri yok. İçine girdiğimiz yol, her kurumun başına ve kadrolarına bizden mantığıyla atama yapılması, her yeri kontrol edelim çabası, 1923’te döşenen raydan makas atlama denemeleri ve en vahimi bunları eleştiren basın mensuplarına ağız dolusu saldırılar, hedefin net olduğunu gösteriyor. Sevgili dostlar... Ülkemize sahip çıkalım, çok ama çok geç olmadan”.

*

Haberin Devamı

Yukarıdaki satırlar, bugün Türkiye’nin en bilinen yandaşı tarafından 2008 yılında kaleme alındı. Bu arkadaşın adını doğru bilen okurlarımla bir Tophane kahvesinde buluşma gerçekleştireceğim.

*

İPUCU: Bu arkadaş bir süre önce Başbakan’dan “Kendisi atam olur” diye söz etmişti.

Roman yazacaklara tavsiyeler

-  Tanrı ile hesaplaşmaya kalkma... Bu iş 19. yüzyılda tamamına erdi... Oradan büyük bir isyan çıkmaz.

-  Cinsellikten medet umma... Neredeyse ev kadınları bile cinsellik üzerine romanlar yazdı... Artık oradan da bir elektrik çıkmaz.

-  Hayatının roman olduğu konusunda biraz kuşkuya düş... Sana roman gibi gelen, başkası için bir yerli dizinin haftalık bölümü gibidir.

-  Tarihi roman işine girme... O kadar çok yazıldı ki neredeyse tarih tükendi.

-  Aşk romanı yazmadan önce bir durup düşün... Unutma: Aşk romanının kötüsü insanı aşktan soğutur.

-  Gizemli cinayet romanı yazmadan iyi düşünün de ucu politik bir yere sarmasın. Unutmayın: Memleketinizde işlenmiş son gizemli cinayetin faili Özgür Suriye Ordusu saflarında savaşırken yakalandı da herkes afallamaktan bitap düştü.

-  En az 10 iyi roman okuyun... Hâlâ “Yaparım ben bu işi” diyorsanız... Buyurun: Kalem sizin.

Haberin Devamı

Akit yazarı da listede

-  TERTEMİZ diliyle...

-  Güzelliklerden, iyiliklerden, sevgiden söz eden makaleleriyle...

-  Nefret ettirmeyen, sevdiren üslubuyla...

-  Farklı yaşam tarzlarına karşı sergilediği olağanüstü saygı ile...

-  İftiraya tenezzül etmemesiyle...

-  İktidar ve muhalefet karşısında sergilediği hakkaniyetli tutumla...

-  Hassas, narin ve kırılgan yapısıyla...

-  Hayatını kaybedip gitmiş insanların arkasından yazdığı sempatik yazılarıyla...

Meşhur olan...

En barışçı, en demokrat, en özgürlükçü köşe yazarı Akit yazarı Hasan Karakaya da akil insan seçilmiş.

Hadi hep beraber “Barış kesin gelir artık” diyerek şarkımızı söyleyelim:

“Dağlarına bahar gelmiş memleketimin”.

*

Haberin Devamı

Şaka bir yana...

“Bekri Mustafa Ayasofya’ya imam oldu” diye bir kıssa vardı ya...

Kıssaydı, gerçek oldu.

‘Akil’ ile ‘yandaş’

AKİL insanları kim seçti?

Kim seçecek?

“Tek seçici” seçti...

Hatta bölgelere göre başkanları, başkan yardımcılarını, sekreterleri bile bizzat kendisi belirledi.

*
 
Akil insanlara verilen görev nedir?

Hakemlik yapmak değil, denetlemek değil, gerektiğinde hükümeti uyarmak değil, etliye sütlüye karışmak değil.

Peki ne?

Süreci 7 bölgede halka anlatmak...

*

-  Akil insanların seçilme biçimine...

-  Akil insanlara verilen göreve...

Bakıp...

“Hükümet akil insan değil yandaş arıyor” denmeyecek de ne denecek?

*

Açıklanan listede...

“Yandaş” vasfı taşımayan bazı isimlerin yer alması, bu yalın hakikati değiştirir mi?

Yazarın Tüm Yazıları