Herkesin ‘yaz’ı başka

Yaz geldi geliyor...

Yani gelmesi lazım...

Eli mahkum, gelecek!

Hatta elimize ulaşan haberlere göre eskisinden çok kavuracak bu sefer.

Gerçi fragmandan anlaşılmıyor... Yani kavuracakmış gibi göstermiyor arada gönderdiği numuneler...

Sağ gösterip sol vuracaktır belki... Neyse... Öyle ya da böyle yaz gelecek!

Hem havayı boşverelim... O bir ayrıntı. Esas herkesin kendine göre bir ‘yaz’ı var. Tarifi birbirine benzemeyen... ‘Yaz’ deyince aklına gelen... Kışlıkların kaldırılıp yazlıkların çıkarılmasından ibaret oluşundan tutun da Miami’deki yazlığa uçmaya kadar...

Sizin ‘yaz’ınız hangisi?

Pencerelerden süngerlerin çıkarılması...

Güneye inmek...

Damda uyumak... Hatta damdan düşmek...

Hayatın oturma odasından balkona taşınması...

Patlıcan biber kızartması...

Avludaki asmanın altı...

Denizin içine kurulmuş sofrada buzlu rakı...

Yeni aşklar...

Geçici bekárlık...

Badana boya...

Memlekete gitmek... Mahsul toplamak...

Dükkánın kapısında turist beklemek... Her sarışına ‘Buyurun madam’ demek...

Bulaşığa temizliğe yazlık evde devam etmek...

Istakoz olmak...

Arabanın üstünü açmak... Tekneden inmemek...

Yıldızların altında sabahlamak...

Açık büfe, beş yıldız, tam pansiyon oteller... O tur, bu tur, şu tur gezmeler...

Kumsalda bira içmeler...

Su kenarında fanilalı piknikler...

Trendi mekánlarda boy göstermeler...

Hangisi sizin ‘yaz’ınız?

Haydi çocuklar aşıya!

Huzurlarınızda Sağlık Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği’ne ‘Teveccühünüz’ demek istiyorum.

Zira geçenlerde ‘Ne Coğrafya Ama’ başlığı altında, gazetelerde yer alan yanlış uygulama yüzünden kızamık aşısının ölümcül hastalıklara neden olabildiği haberi üzerine yapmış olduğum yoruma karşılık bir açıklama göndermişler. Toplumu, aşılamaya karşı olan güveni sarstığımdan ve şu an yürütülmekte olan aşı kampanyasının başarısını olumsuz yönde etkileyebileceğinden falan söz ediliyor açıklamada.

Demek bu kadar etkiliyim!

Yani çocuğunu aşılatmaktan vazgeçebilir ana babalar... ‘Teveccühünüz’ deyişim bundan. Memleketin durumuna bakınca 30 senedir suya yazı yazmakta oldukları anlaşılan değerli ustalarıma selam olsun!

Bakın ne diyor Sayın Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri Mine Tuncel...

‘Yazınızda bahsedildiği gibi çocukların aşı yapıldığı için öldüğü kesinlikle doğru değildir. Aksine kızamık hastalığından ve buna bağlı olarak ortaya çıkan diğer hastalıklardan korunmanın tek yolu aşıdır.’

Buna itiraz edenin aklından şüphe etmek gerekir. İtiraz eden de yok zaten. Fakat her zaman olduğu gibi yanlış anlaşılma var.

İTİRAZ, KAŞ YAPAYIM DERKEN GÖZ ÇIKARMAYA, ÇOCUKLARIN YAĞMURDAN KAÇARKEN DOLUYA TUTULMALARINADIR. VURGULANMAK İSTENEN, BU MEMLEKETTE ‘FAYDA’NIN, İŞLER DOĞRU DÜRÜST, HAKKIYLA, EKSİKSİZ YAPILMADIĞI İÇİN ÇOĞU ZAMAN ‘ZARAR’A DÖNÜŞMESİDİR.

Yoksa ‘Çocuklar aşı olmasın’ diyen yok. Ha ‘Ben olmadım’ dedim. Evet olmadım.

Zaten Mine Tuncel de söylüyor. ‘Ülkemizde 1970 yılından beri kullanılan kızamık aşısı, hastalıkları önlemede kullanılan halk sağlığı araçları içinde en etkin ve en güvenli olanlardan birisidir.’

Benim çocukluğum 1970 öncesine denk geldi maalesef. Fakat yine de iyi sıyırtmışım ölümden. Aslında bana şöyle bir itiraz yapılabilirdi:

‘Pakize Suda!

Tıp her gün ileriye doğru koşmaktadır. Sizin çocukluğunuzda olmayan bir sürü ilaç ve tedavi yöntemi bulunmuştur. Kızamık aşısı da bunlardan biridir. Sizin kızamıktan ölmeyişiniz tamamen tesadüftür. Ancak takdir edersiniz ki çağımız, hayatın tesadüflere bırakılacağı çağ değildir.’

Takdir etmezsem ne olayım...

Fakat müşavirliğin aklına gelmemiş. Yazımı Mine Tuncel’in açıklamasından önemli bir bölümle bitiriyorum.

‘Kızamık aşısı ölümlere yol açmamakta, aksine kızamık hastalığına bağlı olabilecek milyonlarca ölümü önlemektedir.’

Mutlaka öyledir. Fakat yanlış uygulanmaması şartıyla. Aslında benim yerime, istenmeyen neticelere varılmasına sebebiyet verenler kimlerse onların peşine düşülse daha iyi olmaz mı?

Ölüm aşısızlıktan gelmesin ama aşıdan da gelmesin!

Hepimizin arzusu bu olmalı.

MIŞ-MUŞ

Mahsun Kırmızıgül Irak’ta halkın büyük sevgisiyle karşılaşmış.

Alişan da gidip bi yoklama çeker artık...

DYP, Fatih Terim ve Rıdvan Dilmen’e transfer teklif etmiş.

‘Parti’ uyduramadık ‘Takım’ verelim!

Unakıtan kaçak villasını yıktırıyormuş.

Zaten o ‘iyi örnek’ olmak için önce ‘kötü örnek’ olmuştu!
Yazarın Tüm Yazıları