Namazımı kılarım gollerimi atarım

Güncelleme Tarihi:

Namazımı kılarım gollerimi atarım
Oluşturulma Tarihi: Nisan 04, 2004 00:51

Biri, Beşiktaş’ın bu yılki en büyük transferlerinden, son dakikalarda oyuna girip maçın kaderini değiştirmesiyle tanınan Ahmed Hassan (28). Diğeri Fenerbahçe’nin Hollandalı satrforu Pierre Van Hooijdonk (34). Sezonun kuşkusuz en çok konuşulan konularından biri ise onun frikik golleri

Haberin Devamı

Beşiktaş’ın fazla forma şansı bulamayan, son dakikalarda oyuna girip maçın kaderini değiştirmesiyle tanınan, bu yılki en büyük transferlerinden biriydi Ahmed Hassan (28). Áláyıválá ile geldiği Gençlerbirliği’nden sonra Beşiktaş’ta bir türlü mutlu görünmeyen Mısırlı golcü. Yüzünde her zaman ağlamaklı bir ifade var. Sürekli Küçük Emrah gibi bakıyor. Yedek kaldığı zaman dünya başına yıkılıyor, gazetelere ‘Kulübe kalbimi acıtıyor’ diye demeçler veriyor. Beşiktaş’ın menajeri Sinan Engin’in ona taktığı lakap ‘Mısırlı Prens’. Brezilyalı takım arkadaşı Ronaldo ise onu Bin Ladin diye çağırıyor. İnancı sağlam. ‘Namazımı kılarım, gollerimi atarım’ diyecek kadar dinine bağlı. Hatta Türkiye’yi kendi ülkesi Mısır’a göre fazla rahat buluyor. ‘Arapça bizim anadilimiz olduğu için dine daha bağlıyız’ diyor. Beşiktaş’ın Mısırlı oyuncusu Ahmed Hassan ile Beşiktaş’ın şampiyonluk yarışında olduğu şu günlerde spordan çok dünya meselelerini konuştuk. Mısır’daki yaşantısını, Türkiye siyasetine bakışını, dini eğilimleri nedeniyle hakkında ortaya atılan iddiaları sorduk. Bu röportajdan sonra herkes Hassan hakkında daha fazlasını bilecek.

Nerede doğdunuz?

- El Minya’da doğdum. Kahire’ye 100-150 km yakın. Ama hayatımın büyük bir bölümü Kahire’de geçti.

Ailenizi anlatır mısınız?

- Babam fabrikada işçiydi. Annem çalışmıyordu. Altı tane kız kardeşim var. Ailenin tek erkek çocuğu benim.

Yani ailenin prensisiniz. Ve ne tesadüftür ki Beşiktaşlılar da sizi Mısırlı Prens diye çağırıyorlar. Bu lakabı kim taktı?

-
Beşiktaş’a ilk geldiğimde Sinan Engin bana Mısırlı Prens dedi. O deyince futbolcular ve bütün taraftarlar da söylemeye başladı. Ama takım arkadaşım Ronaldo bana ‘Bin Ladin’ diyor.

Neden?

- Bilmem.

Mısır’da futbolculuk nasıl bir meslektir?

- Türkiye ile aynı. Ben de futbola mahalle aralarında top oynayarak başladım. 12-13 yıl küçük bir kulüpte oynadım. 17 yaşında Asvan adında büyük bir kulübe transfer oldum. Bir sezon sonra İsmaili kulübüne aldılar beni. İsmaili, Mısır’ın en büyük kulüplerinden biridir. 19 yaşında milli takıma seçildim. Bugüne kadar 104 kez milli oldum. İsmaili’de üç sezon oynadıktan sonra Türkiye’ye geldim. Yaklaşık altı yıldır Türkiye’deyim.

OSMANLI’NIN HİKAYESİNİ BİZE OKUTMUŞLARDI

Hiç okula gitmediniz mi?

- Liseyi İslami bir okulda okudum. Daha sonra spor akademisini bitirdim.

Türkiye’ye kimin sayesinde geldiniz?

- Beni Kocaelispor teknik direktörü Güvenç Kurtar keşfetti, izledi ve Kocaeli’ne transfer oldum. Bir sezon Denizli’de oynadım. Ardından bir buçuk yıl Gençlerbirliği ve sonra Beşiktaş.

Gelmeden önce Türkiye hakkında ne düşünüyordunuz?

- Müslüman bir ülke olduğunu biliyordum. İslami okulda Osmanlı İmparatorluğu’nun hikayesini okuduk. Mısır’da kökleri eskiye dayanan Türk aileleri var. Türkiye’ye geldiğim için mutluyum. Herhangi bir Avrupa ülkesine gitseydim çok zorlanabilirdim. Sonuçta kültürlerimiz, örf, adetlerimiz ve yemeklerimiz benziyor. Hem Türkiye de Mısır da birer Müslüman ülke.

Ama yine de, geçmişte bazı uyumsuzluklar yaşadığınız yolunda haberler çıkmıştı. Örneğin namaz kıldığınız için Gençlerbirliği Kulübü ile tartıştığınız konuşuldu.

- Bu tamamen asılsız bir şey. Birlikte çalıştığım her yabancı hoca, dinime saygı duyuyor. Ben de onlara saygı duyarım. Namazımı kılarım golümü atarım.

Çok hırslısınız. Gol kaçırdığınızda öyle sinirleniyorsunuz ki koşup kale direğine kafa atacaksınız diye endişeleniyoruz.

-
Yenilgiyi sevmiyorum. Bu benim yapım. Ne iş yaparsanız yapın başarılı olmak için ruhunuzu ve yüreğinizi ortaya koymalısınız. Ben de öyle yapıyorum.

Yedek kaldığınız dönemlerde çok mu üzülüyorsunuz? Yüzünüzden düşen bin parça oluyor...

-
Üzülüyorum ama bunalıma girmiyorum. Galiba benim ifadem böyle. Moralim bozuk olunca ağlamaklı bir yüzüm oluyor. Ama sevinince de çok belli ederim.

KULÜPLER, MANKENLER BANA UYMAZ

Türk futbolcusu hakkında ne düşünüyorsunuz? Türkiye’de başarılı futbolcular son model arabalara biner, mankenlerle sevgili olur ve gece kulüplerine giderler...

-
Onlar hakkında laf söylemek haddim değil. Herkesin özel yaşantısı kendine. Güzel arabalara binmeleri son derece doğal. Diğer hususlara gelince, onların yaptığını yapamam, gittikleri yerlere gidemem. Kendi hayatımı yaşarım. Gece kulüplerini sevmem. Vaktimi çocuklarım ve ailemle geçiririm. Onlarla mutluyum.

Transfer olmayı düşünüyor musunuz?

- Şimdi değil. Ama zaman ne gösterir bilemem. Gelen teklif iyi olursa hem ben hem de Beşiktaş kulübü para kazanacaksa giderim.

Bir Avrupa şehrine gitmek sizi korkutur mu?

- Hayır. Acemiliğimi üzerimden attım, her yere gidebilirim. Ayrıca gittiğim ülkede yine Mısır’ı temsil edeceğim için büyük bir gururla giderim.

Keşke burada da kapalı insanların sayısı artsa

Sizce Türkiye’deki Müslümanlıkla, Mısır’daki Müslümanlık arasında fark var mı?

-
Var tabii. Arapça bizim anadilimiz olduğu için dine daha bağlıyız. Kuran-ı Kerim kendi dilimizde yazıldığı için çok şanslıyız. Bence Allah’ın varlığına inanıyorsan ve inanmanın gereklerini biliyorsan, bu gerekleri yerine getireceksin. Bilip de yapmamak çok kötü.

Türkiye’deki türban sorunu hakkında ne düşünüyorsunuz?

-
Herkesin görüşüne saygı duyuyorum. Tüm insanlar şunu bilmelidir ki, din özgür bir seçimdir. Baskı sonucu kimse saçını açamaz, aynı şekilde kapayamaz da. Herkesin Allah’ı kendine.

İstanbul’da sokakta dolaşırken, ‘Burası Müslüman bir ülke’ diyebiliyor musunuz?

-
Her şeyden önce Türkiye’de çok fazla cami var, kapalı insanlar da var. Bu insanların artmasını diliyorum.

Bir ara Mısır’daki Müslüman Kardeşler Örgütü’ne üye olduğunuz lafları dolaştı ortalarda. Var mı hakikaten böyle bir şey?

- Ne biçim soru bu. Yok öyle bir şey.

Sadece Lig TV’yi ve spor programlarını izlerim, onun dışında uydudan Arapça kanallara bakarım

Kaç yıllık evlisiniz?

- Beş yıllık evliyim. İki çocuğum var. Biri dört, diğeri 1,5 yaşında.

Burada vaktinizi nasıl geçiriyorsunuz? Sosyal bir çevreniz var mı?

- Sosyal çevremiz pek geniş değil ama görüştüğümüz aileler var. Dindar insanlarla karşılaşıyoruz. Bir de yakın dostluklarım var tabii. En yakın arkadaşım Gençlerbirliği’nde oynayan vatandaşım El Saka. Dokuz yıldır tanışıyoruz. O bir yana dünya bir yana.

Peki kendinize ayırdığınız vakitlerde ne yaparsınız? Müzik dinler misiniz, televizyon seyreder misiniz mesela?

- Müzik dinlerim. Mustafa Sandal, Tarkan ve İbrahim Tatlıses’i tanıyorum örneğin. Televizyonda da spor kanallarını ve Lig TV’yi izliyorum. Dizileri falan takip etmiyorum. Çünkü uydudan Arapça yayın yapan kanalları izliyorum.

ERDOĞAN MÜKEMMEL TANIŞMAYI ÇOK İSTİYORUM

Sizce Tayyip Erdoğan nasıl bir başbakan?

- Tek kelimeyle mükemmel bir insan. Onun için sürekli Allah’a dua ediyorum ve etmeye devam edeceğim. Erdoğan halk tarafından sevilen bir insan. Onunla tanışmayı çok istiyorum.


Gol için Allah’a sürekli dua ederim. Bu nedenle gol attıktan sonra secdeye yatıyorum. Dualarımı kabul ettiği için Allah’a şükrediyorum. Şimdi de Galatasaray maçı için dua ediyorum. İnşallah Galatasaray’a ilk golümü atacağım.

Haberin Devamı

Fenerbahçe’yi liderliğe taşıyan Van Hooijdonk frikiklerinin sırrı

Haberin Devamı

Ligde şampiyonluk yarışı tüm heyecanıyla sürerken, sezonun kuşkusuz en çok konuşulan konularından biri Pierre Van Hooijdonk’un attığı frikik golleri. Fenerbahçe’nin Hollandalı santrforu öyle maçlarda öyle frikik golleri attı ki, bir ara rakibi Beşiktaş’tan 11 puan geriye düşen Fenerbahçe, bugün Beşiktaş’ın önünde şampiyonluğun en güçlü adayı. Sezon başından beri, Hollandalının attığı frikikler, tüm rakip kaleciler için ciddi bir tehdit haline geldi. Hatta, bazı takımlar onun frikiklerine karşı baraj kurdurmaktan bile vazgeçti. Bu kadar çok konuşulan bu atışları, bilimsel açıdan yorumlatmak istedik. Van Hooijdonk’un füzelerini Hacettepe Üniversitesi Spor Bilimleri ve Teknolojisi Yüksekokulu’ndan Dr. Asaf Özkara’ya gösterip, ‘Nedir Hocam bu adamın sırrı?’ diye sorduk.

Christoph Daum yönetimindeki Fenerbahçe kadrosunun ligde tutunmakta zorlandığı bir dönemde Van Hooijdonk attığı kritik gollerle takımı ayakta tutan isim haline geldi. Skorun başabaş gittiği maçlarda, golün geciktiği dakikalarda attığı frikikler, galibiyetin kilidini açan anahtardı. Trabzon maçından sonra Diyarbakır’da, Ankara’da berabere giden maçlarda kaç kişilik baraj kurulursa kurulsun hedefi bulmayı başardı. Hatta Van Hooijdonk’un frikikleri penaltı kadar tehlikeli bir hale gelince, rakip kaleciler değişik stratejiler geliştirmeye başladılar. Barajdan vazgeçmeyi düşünen ilk takım Gaziantepspor’du. Ligin ilk yarısındaki maçta Van Hooijdonk’un frikik golünü engelleyemeyen kaleci Ömer, barajın Hollandalı golcüye avantaj yarattığını düşünüyordu. Bunun üzerine 22. haftada Gaziantep’te oynanan maçta baraj kurdurmamaya karar verdi. Kaleye 30 metre uzakta çaprazdan gelen Van Hooijdonk’un şutu çok sertti. Ömer ancak yumruklayıp uzaklaştırabildi.

Benzer bir taktiği Türkiye Kupası yarı final maçında Gençlerbirliği de denedi. Maçı 3-1 önde götüren Ankara takımı, 86. dakikadaki serbest vuruşta baraj kurdurmayı düşünmedi bile. Gençlerbirliği’nin bu hamlesine Van Hooijdonk da, çok ilginç bir taktikle karşılık verdi. ‘Madem siz barajdan vazgeçtiniz, ben de kendi barajımı kurdururum’ diyerek iki takım arkadaşından faydalandı. Rakip kaleci Botanjic, topun hareketini göremeyince ikinci golü kalesinde gördü.

PÜF NOKTASI TOPA HAREKETLENME ANINDA

Ankara Üniversitesi’nden Asaf Özkara ve ekibi Van Hooijdonk’un frikik görüntülerini basit şekilde inceledi. Van Hooijdonk’un vuruşlarını üç açıdan ele alan Özkara’ya göre, sporun genelinde olduğu gibi futbolda da teknik hareket analizinin temelinde hareket üç bölümden oluşuyor: Önce başlangıç yani koşma ve hız alma. Bunu takiben hareketin uygulanması aşamasındaki vuruş tekniği ve sıçrama. Son olarak da ayağın salınımı ve yere iniş ile hareketin sonlandırılması. Bu bölümlemeye göre yapılan inceleme sonucu, Van Hooijdonk’un serbest vuruşlarının püf noktalarından biri topa doğru hareketlenirken çizdiği açıda yatıyor. Asaf Özkara, bu püf noktasını şöyle açıklıyor: ‘Van Hooijdonk’un topa vuruşlarında başlangıç bölümlerinde çıkış noktası ile topun bulunduğu noktanın konumu yaklaşık 45 derecelik bir açı oluşturuyor. Bu tür bir noktadan yay çizerek topa doğru koşma hareketi, topa ayak iç üstü ile vuruşun tipik bir özelliğidir. Burada yavaştan hızlıya doğru bir ivmelenme gerçekleşir.’

1 Vuruş anında destek ayağını topun yan gerisinde sağlam bir şekilde yere basıyor. Destek ayağının dizini bükünce, vücut ağırlık merkezi bu ayağın sol ön yanı üzerine düşüyor. Dengesini sağlamak için yanlara açılmış kollarından faydalanıyor. Gövdesi sola doğru diz ve bel bükümü ile eğiliyor. Topa vuruş sırasında ise bacağı kalçadan geriye alıyor.

2 Hız aldıktan sonra topa vuruşta kalçadan ve belden vuruş yönüne doğru ani bir dönüş gerçekleştiriyor. Geriden salınımla kazandığı hızla da vuruşunu gerçekleştiriyor. Vuruşun özelliğine gelince: Bilekten sabitlenmiş biçimde ayağın iç üstü ile topun sağ alt alanının biraz üstüne vuruyor. Burada açığa çıkan çabuk kuvvetle, top kendi ekseni etrafında dönerek hafif bir yay çiziyor ve hedefine falsolu gidiyor.

3 Topa vuruştan sonra basketbol oyuncularının, tenis oyuncularının atış ve vuruşlardan sonra gerçekleştirdikleri el salınımının bir benzerini yapıyor. Ayağı ile topa arkasından yön verircesine bir salınım gerçekleştiriyor.

Bir hafta önce kendi sahasında 50 bini aşkın seyircisi önünde farklı yenilgi almış Fenerbahçe’nin genç oyuncuları son derece heyecanlı. Ligin daha ilk haftasında yaşadıkları hayal kırıklığı hálá yüzlerinden okunuyor. Soyunma odasına seyircinin ıslıkları altında gittiklerini bir türlü unutamıyorlar. Belki de sezonun en zor deplasmanından, Fenerbahçe’nin hep zorlandığı Trabzon’dan moral verici bir sonuçla dönme umudu var hepsinde. Tüm bu baskı altında takımın yeni transferi imdada yetişiyor. Maçın 12. dakikasında Trabzonspor kalesine yaklaşık 30 metre uzaklıkta bir serbest vuruş kazanıyor Fenerbahçe. 34 yaşındaki Hollandalı santrfor Pierre Van Hooijdonk topun başına geçiyor. Karşısında beş kişilik bir Trabzonspor barajı var. Geriliyor ve sert, falsolu bir vuruş yapıyor. Barajın sağından geçen şut, kaleci Petkovic’in müdahalesine karşın filelerle buluşuyor. Maç o golle bitiyor. Fenerbahçe Trabzon’u Avni Aker’de 1-0 yeniyor.

BU FRİKİKLER NASIL DURDURULUR

Dr. Asaf Özkara, Van Hooijdonk’un frikiklerini durdurabilmenin yolunu şöyle anlatıyor: ‘Van Hooijdonk’un yaptığı vuruşlarda isabet ve topun hızı, kalecilerin topa ulaşmalarını engelleyen temel etkenler. Van Hooijdonk’un serbest vuruşlarında tehlikeyi önlemek için kurulan barajın görüntüyü engellediği doğru. Baraj kurulmaması bir tercih. Ama barajın 9.15 metreden daha yakın kurulması mümkün olmadığına göre en azından yakın direğe bakan tarafa uzun boylu futbolcuların alınmasında ve kalecinin de yakın direğe daha çok konsantre olmasında yarar var.’

VAN HOOIJDONK SEZON BOYU RAKİP KALEYİ BÖYLE BOMBALADI

İstanbulspor

Van Hooijdonk’un 69. dakikada kullandığı falsolu frikik, barajdaki İstanbulsporlu Faruk tarafından elle kesildi. Hakem pozisyonu süzemeyince oyun devam etti.

Trabzonspor (D)

Trabzonspor kalesine 30 metre uzaklıkta, Fenerbahçe bir serbest vuruş kazandı. Sağ ayağının içiyle barajın yanından sert bir vuruş yapan Van Hooijdonk, topu kaleci Petkovic’in sol tarafından filelere gönderdi.

Elazığspor

Fenerbahçe, henüz 5. dakikada ceza alanının 10 metre kadar dışında kaleyi karşıdan gören noktadan bir serbest vuruş kazandı. Van Hooijdonk, sert ve falsolu vuruşla topu barajın üzerinden aşırdı. Kaleci König’in uzanamadığı top kalenin doksan tabir edilen noktasından geri döndü.

Diyarbakırspor (D)

Skor 1-1 iken, 76. dakikada kaleyi karşıdan gören bir noktada hakemin serbest vuruş düdüğü geldi. Beş kişilik barajın üstünden, Van Hooijdonk topu kaleci Şenol’un bakışları arasında kalenin sol üst köşesine astı.

Gaziantepspor

Kendi sahasında yenik durumdaki Fenerbahçe, ceza alanının sol tarafında kaleye 30 metre uzaklıkta bir frikik kazandı. 74. dakikada kaleye çapraz pozisyona ve iki kişilik baraja karşın Van Hooijdonk, falsolu bir vuruş yaptı. Kaleci Ömer topu geç görünce filelerden çıkarmak zorunda kaldı.

Adanaspor

80. dakikada Van Hooijdonk’un sol çaprazdan kullandığı falsolu serbest vuruş üst direğin içine çarpıp geri döndü. Savunma uzaklaştıramayınca Tuncay topu filelere gönderdi.

Ankaragücü (D)

Maç 1-1 devam ederken kaleye 30 metre uzaklıktaki serbest vuruşu Van Hooijdonk kullandı. Sert vuruş kaleci Oğuz’a rağmen ağlara gitti.

Gaziantep (D)

Fenerbahçe 3-0 öndeyken 55. dakikada bir frikik kazandı. Gaziantep kalecisi Ömer kaleye 30 metre uzaklıktaki frikik için baraj kurdurmadı. Ama Van Hooijdonk’un vuruşunu da ancak yumruklayarak uzaklaştırdı.

Gençlerbirliği

Kupadaki yarı final maçında, skor 3-1 Gençlerbirliği lehineyken, 25 metreden attığı frikik, kaleci Botanjic’in müdahale etmesine fırsat vermeden üst direğin altına vurup ağlarla kucaklaştı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!