Herakles biraz soluklansın da...

YORGUN Herakles döndü.

Haberin Devamı

Gövdesi bacaklarıyla nihayet birleşti Herakles Abi’nin.
Ertuğrul Günay’a, gazeteci Özgen Acar’a ve tabii 2001’de aramızdan ayrılan Profesör Doktor Jale İnan’a teşekkür etmemiz gerek.
Arada ismi geçmeyen kahramanlar vardır muhakkak, onlara bir şapka selamı...
Antalya’da altı ve üstü 30 yıl sonra buluştu Yorgun Herakles’in.
Niye yorgundur Herakles?
Aslında o yorgun olmayacak da kim olacak?

Zeus’un (deyusla karıştırmıyoruz lütfen, Uğur Abi rahat ol!) sayısız çapkınlıklarından birinin neticesinde dünyaya gelmiştir Herakles.
Çok kuvvetlidir ama belalısı da çoktur.
Henüz beşikteyken iki zehirli yılanla boğuşup galip gelmiştir.
Ondan sonra gelsin Nemea Arslanı, gitsin dev Geryoneus...
Hep bir kavga, hep bir zorlu görev.
Herakles yorgun olmasın da kim olsun?
Nihayetinde “Yakacam kendimi!” noktasına gelmiştir ki; garibim bu işi yapmıştır da...

Haberin Devamı

“Yorgun Herakles”, meşhur bir antikçağ heykel motifidir.
Aslan postuna yaslanmış “Yetti be!” ifadesiyle bakar dünyaya.
Artık iki parçası bir araya geldiğine göre 1800 yaşında filan olan heykeli huzur içinde dinlenebilir.
Ama arkeolojiye meraklı olanların dinlenebileceği bir ülke sayılmayız, yani Herakles Abi’ye yine iş düşebilir.
Ertuğrul Günay’ın bu topraklardan çalınmış eserleri geri getirmek için gösterdiği çaba takdir edilesi ama halihazırda Anadolu’ya yayılmış sayısız eser, kalıntıyı, anıtı korumak konusunda da bir şeyler yapmak gerek.

NTV Tarih dergisi ve ntvmsnbc.com “Görmezden gelmeyin!” sloganıyla bir kampanya yürütüyor.
Bir ihbar hatları var. Dergiyi çıkaranları tanırım, muhbirliğe meraklı insanlar değildir.
Zaten bu ihbar hattını da maksat muhbirlik olsun diye açmadılar, karakterli ve bu toprakları gerçekten seven insanlar oldukları için açtılar.
Vatandaşlar yaşadıkları, ziyaret ettikleri, gelip geçtikleri antik yerlerde gördüğü aksaklıkları, saçmalıkları bildirsin diye açıldı bu ihbar hattı (tarih@ntvmsnbc.com).
Her ay, NTV Tarih sayfalarında gelen ihbarları öfkeyle, merakla, şaşkınlıkla okuyorum.

Ekim 2011 sayısından ihbarlar aktarayım özet olarak:
- Mersin, Adamkayalar’daki kabartmaların yok edilmiş olduğunu gördüm. Duvarlarda açılan küçük oyuklar patlayıcı kullanıldığını gösteriyor...
- Isparta’nın Yalvaç ilçesindeki Pisidya Antiokyası antik kentinin dibindeki geniş alan Yalvaç Belediyesi tarafından çöp depolama sahası olarak kullanılıyor...
- Çorum, Mecitözü’nde 50 yıl önce köprü inşaatında ortaya çıkarılan 3 lahit dönemin belediyesi tarafından kapatıldı. Gerekçe olarak “Şimdi bunu Çorum’a bildirirsek gelirler, eşer deşerler. Bizim köprü de bitmez; kapatmak en iyisi” denildi...
- Amasra’daki tarihi alanlar çöp içinde. Kalıntılarda bilgilendirme yok. Müze de cumartesi ve pazar günleri kapalı, ziyaret etmek mümkün olmuyor.
- Konya Koçaş Köyü’nde bir lahit yalak olarak kullanılmış, şimdi yok oluyor...

Haberin Devamı

Herakles Abi, bu örnekler çoğaltılabilir.
Yetkililer gücü yettiği kadar çaba gösteriyor, haklarını yemeyelim.
Ama biraz dinlendikten sonra sana yine işimiz düşeceği aşikâr.
Onu bil, öyle dinlen olur mu güzel abim...
Ne tarihi eseri ne de vandal zihniyeti biter bu coğrafyanın, ortadan kesilmiş olan sensin, anlatmaya gerek yok, biliyorsun.
“Çanak çömlek patladı!” dediğimizde toparlanıp gelmen umuduyla.
İyi dinlen, hoş geldin, seni gördüğümüze sevindik.

Yazarın Tüm Yazıları