Her çocuk başka serüven

Çocuk sahibi olmak hepimizin hayatını değiştiriyor. Hatta doğan her çocuk tekrar tekrar değişikliklere sebep oluyor.

Bu yazının orijinalini Amerika'daki arkadaşım Megi göndermiş bana. Ben de sizler için yazıyı bize uyarladım. Hatta bazılarını bir çocuk için ilerleyen senelerde de yaşayabiliyorsunuz. Mesela emzik konusunu...

Kıyafet

1. Bebek: Hamile olduğunuzu öğrenir öğrenmez hamile kıyafetleri giymeye başlarsınız.

2. Bebek: Mümkün olduğunca geç hamile kıyafeti giymeye çalışırsınız.

3. Bebek: Hamile kıyafetleri artık normal kıyafetleriniz olmuştur.

Doğuma hazırlık

1. Bebek: Nefes alıştırmalarına, jimnastiğe, çok zaman ayırır, en ince ayrıntısına kadar her şeyi öğrenir, sayfalarca kitap okur, hiçbir detayı atlamazsınız.

2. Bebek: Nasıl olsa ilkinden her şeyi hatırlıyorsunuzdur, ekstra bir işe gerek yok. Zaten pek çok şey de işe yaramıyor.

3. Bebek: Doktorla en çabuk bebeği ne zaman alabileceklerini ayarlar, sonrası için özel planlarınızı yaparsınız.

Bebek çeyizi

1. Bebek: Aylar öncesinden alışveriş başlar, her şey özel detejanlarla yıkanıp renklerine, boylarına göre yerleştirilir. Odasına geli p gidip çıkarsınız.

2. Bebek: Doğuma bir hafta kala odanın ve eşyaların temiz olup olmadığını kontrol edersiniz.

3. Bebek: Evdekiler onu idare eder işte. Zaten devir değişti artık oğlanlar da pembe giyebiliyor.

Kucak

1. Bebek: Mırmırlanmaya başladığı anda hatta bakışları kaydığı anda kucağınıza alırsınız.

2. Bebek: Ancak birinciyi uyandıracak kadar ağladığı zaman onu kucağa alırsınız.

3. Bebek: En büyük çocuğunuza otomatik bebek salıncağının nasıl çalıştığını gösterirsiniz.

Emzik

1. Bebek: Emzik yere düştüğü anda koşuşturmaca başlar; emzik alınır, 5 dakika boyunca kaynatılır ve çocuğa verilir.

2. Bebek: Emziği yerden alır, muslukta şöyle bir sudan geçirirsiniz.

3. Bebek: Tişörtünüze şöyle bir siler, ya da kendi ağzınızdan geçirerek tüyleri temizler, çocuğun ağzına verirsiniz.

Alt değiştirme

1. Bebek: Her saat başı alt değiştirirsiniz. Gerekmese de 'rahatsız olmasın' diye...

2. Bebek: 2-3 saatte bir gerekirse değiştirirsiniz.

3. Bebek: Artık çocuktan kokular gelmediği sürece altını değiştirmek aklınıza bile gelmez.

Aktivite

1. Bebek: Zamanınızın çoğunu bebek masajı, bebek jimnastiği ile geçirirsiniz. Hatta beraber jimnastik yapar, saatlerce oynarsınız.

2. Bebek: Ev temizliğini, oda toplamayı oyun gibi sunar arada iş bitirirsiniz.

3. Bebek: Kardeşler birbiriyle oynasın işte...

Dışarı çıkınca

1. Bebek: Bir saatliğine çıksanız bile 5 kere evi ararsınız.

2. Bebek: Gerekirse sizi aramalarını söylersiniz.

3. Bebek: Gerekmedikçe sizi aramamalarını tembihlersiniz.

Evde

1. Bebek: Saatlerce onu seyreder, ne kadar muazzam bir şey olduğunu düşünürsünüz.

2. Bebek: Büyüğün küçüğe zarar vermemesi için onları seyreder, bir tuvalete giderseniz büyüğün bu fırsatı değerlendirip değerlendirmeyeceğini düşünürsünüz.

3. Bebek: Onlardan saklanırsınız.

Bozuk para yutarlarsa

1. Bebek: Hemen alır onu en yakın hastaneye koşarsınız.

2. Bebek: Paranın alttan dışarı çıkmasını kontrol edersiniz.

3. Bebek: Bu parayı ilerki harçlığından kesersiniz!!!


Annelerin maceraları


Evlerimizi güvenli hale getirmek için çırpınıyoruz. Bariyerler, kilitler alıyoruz, pek çok şeyi ortadan kaldırıyoruz. Yine de o ufacık veletler nasıl bir zeka ve yaratıcılığa sahipler ki bütün engellerinize rağmen ulaşacak tehlikeli şeyler bulabiliyor.Bir grup anne ile (ki bunlara anneler grubu diyebiliriz) çocukların yaptığı örneklerden konuşurken konu annelerin çocukken yaptıklarına geldi. Ben de bunların bir kısmını sizin için toparladım. Okurken çoğu eğlenceli gelebilir ama yaşarken herkes biliyor ki çok ağır. Bunları okurken sanırım hepimizin çıkaracağı önemli bir takım sonuçlar da olacak.


Banyodayız her ikisinin de elleri ve dişleri fırçalandı ve arkamı havluyu asmak için döndüm bir baktım ki, Batuhan: 'Hadi Görkem, gel seni yıkayayım,' diyor. Ne göreyim; Görkem'in başı çamaşır makinesinin içinde. Hemen olaya müdahale ettim.

Şule, Görkem ve Batuhan

Çocukluğumda masamda mandalina yerken çekirdeğini kulağıma soktum. Yalnız biraz derin sokmuşum, çıkaramadım, cımbız falan da kár etmedi. Anneme ve babama da söyleyemedim. O gün diğer kulağımı tıkayıp duyma yeterliliğime bir baktım, duyuyorum. Ve ben ondan sonra hayatimin en az on yılını çekirdekle geçirdim. Ve o çekirdekten geçen senelerin birinde kurtulabildim. Yalnız neye pişmanım biliyor musunuz, benimle acı tatlı günlerimi paylaşan o çekirdeği attım.

Evrim AKMAN

Orta okuldaydım. Daha yeni yüzmeyi öğrenmiştim. 5 yaşlarında bir çocuk kendisini havuzun diğer tarafına geçirip geçiremeyeceğimi sordu, 'tamam' dedim 'sen arkadan boynuma sarıl ben yüze yüze karşıya geçireyim seni'. Havuzun ortasında pilim bitti ve durdum, ben durunca çocuk panikledi, kafama bastırıp suyun üstüne çıkmaya çalıştı, kendimi imkansız kurtaramıyorum çocuktan, bir o benim kafama çıkıp nefes alıyor, bir ben onun kafasına çıkıp nefes alıyorum. Her çıkışımda havuz kenarında oturan ablamdan yardım istemek amacıyla el sallamaya çalışıyorum, ablam da oyun oynadığımı zannedip gülümseyerek bana el sallıyor!

Herkesin gözü önünde boğulmamıza ramak kala bir mucize oldu ve çocuk yüzmeye başladı! Yüze yüze havuz kenarına kadar gitti. Ben de dışarı kendimi zor çıkardım. O gün bugündür havuzda telaşlı birilerini görünce daha bir dikkatli bakarım, özellikle de çocuklara.

Meral&Selin

Arkadaşlar ben kaç yaşımdaydım hatırlamıyorum ama burnuma özellikle bezelye soktuğumu sonrada çıkaramadığımdan cımbızla çıkarıldığını hatırlıyordum. İşin garibi neydi biliyor musunuz böyle bir şeyi babaannem aklıma getirene kadar hiç düşünmemiş olmam. Bana bir çocuğun başından geçen benzer bir olayı anlatmıştı ben de meraktan yapmıştım. Bir annemizin yazdığı gibi ‘şunu yapma’ demek çocuk için 'yap' demekle aynı şey bence en azından bende öyle olmuştu.

Pınar ve dün tokasına yutmaya çalışan Melis

Bundan 7 ay kadar önce şehir dışına eşimin arkadaşının düğününe Ankara ya gittik. Zeynep o gece anneannesinde kalacaktı, ben de ertesi gün trenle dönecektim. O gün yola çıkmadan bizim küçük sıçan babasının cep telefonunun anten kapağını burnuna sokmuş. Biz yola çıktık, düğünde eğlendik, ertesi gün annemlere geldiğimde annem gece Zeyno'nun uyumadığını, sanki burnu tıkalı gibi sürekli burnunu kaşıdığını söyledi. Baktım, sol burun deliğinin içinde bir şeyler var. Yukarıdan sıktırdım burnunu ve çıktı ama biz annemle şoktaydık.

Gökçen ÇINAR

Benim de kardeşlerim ufakken (kendileri ikiz olurlar) burunlarına sakız sokmuşlardı da cımbızla falan zor çıkarmıştık, hem de 1-2 gün arayla her ikisi birden. Hoş birinin ayağına çivi batarken ertesi gün diğerinin aynı ayağına, birini kedi ısırırken, ertesi gün diğerini de aynı yerden bir başka kedi ısırmıştı. Annem tetanos ve kuduz aşılarına abone olmuştu.

Emel (31) & Can (11 aylık)

Arkadaşımın arkadaşının çocuğu kolundaki kollukları çıkarır, ayak bileklerine takar ve havuza atlar! Sonucu hayal edin lütfen. Ayak bileklerindeki kolluklar vücudun alt tarafını su üstünde tutar, üst tarafını su altında! Allah'tan bir kişi durumu fark eder de çocuk kurtarılır!

Meral&Selin

Yaklaşık 3-4 yaşlarındayken bahçede oynarken bulduğum ve bebekliğim boyunca kullanmadığım emziği denemek istedim. Tipi biraz bozulmuştu. Kauçuk ve sarı başlığı vardı. Yamulmuş olmasına rağmen nasıl bir tadı olduğunu merak etmiştim. Eve gidene kadar emdim. Nasıl da böyle bir lezzeti reddettiğime hayret etmiştim. Bir süre sonra ağzımın içinde bazı yaralar çıkmaya başladı. Annem panik. Yaralar bütün yüzüme yayılmaya başladı. Doktorlar, hastaneler... Hatta profesörün kanser teşhisi bile koydu. Düşünebiliyor musunuz. Alt tarafı bir meme emdik. Sonra başka bir doktora götürüldüm. Mantar enfeksiyonu. Anneme söylediğimde çok kızmıştı.

Dilek DUMAN


Anlatın beraber gülelim


Bu yıl ilkokula başlayan kızım Zeynep'in okuma fişlerini yeni aldığı günlerdi. Ali bak, Oya okula koş, Emel eve gel gibi fişlerin her gün bir yenisini okuldan getiriyor evde de bunlara çalışıyordu. Bir gün okul dönüşü benzin istasyonuna uğradık. Depo dolarken yandaki pompada bir arkadaşımla eşini gördüm. Yanlarına gidip konuştum. Arkadaşımda kızımla görüşmek için bizim arabaya geldi. Kızıma 'Merhaba Zeynep, ben Emel nasılsın, okul nasıl?' gibi şeyler söyledi. Akşam Zeynep babasına olayı anlattı. 'Babacığım,' EMEL EVE GEL ' deki EMEL var ya, o gerçekmiş!!! Ben bugün onunla tanıştım.'

Nurgül DEDE-ANKARA

Şakacıktan Fener'li

Işıl 2,5 yaşındayken, babası onu Cimbom'lu yapmaya çalışıyor. Öte yandan kuzenleri de Işıl'ı ne zaman görseler Fenerbahçe'li yapmak için rüşvetler veriyorlar. Tabii çocuk iki arada kalıyor. Kuzenler sordukça 'Fenerliyim' diyor, babası da duyunca 'hani sen Cimbom'luydun, ama bak Cimbom'u baban da tutuyor annen de tutuyor,' diye baskı yapıyor. Çocuk neyi tutacağını şaşırdı ama bir yandan da Fenerbahçe daha fazla ilgisini çekiyor.

Bir gün hep beraber otururken kuzenlerinden biri sordu; ‘‘Işıl sen hangi takımı tutuyorsun?‘‘ Bizim kız önce etrafına bakındı, ‘‘babam yok değil mi' dedi, sonra da ’’En büyük Fener ’’ diye bağırdı. Gece eve gelince babası ona kızım sen 'Fenerliyim' demişsin diye sorunca, cevabı: ’’Şakacıktan baba, şakacıktan '' oldu.

Şener YAŞ


ANNEMİN KÖŞESİ


Annem babamla baş başa geçirdiği bayram sonucunda tatile gitme kararı aldı.

Bu hafta kaçtı!!!
Yazarın Tüm Yazıları