Hem suçlu hem güçlü...

Oktay EKŞİ
Haberin Devamı

Kimin kullandığını anımsayamadığım bir deyim var: Kolektif paranoya...

Konunun uzmanları (özellikle eşim bu konularda pek hassastır ve bir deyim yanlış şekilde kullanılırsa -hele ben kullanırsam- derhal itiraz eder) ne derlerse desinler...

Yani kavram bilimsel olarak ister doğru olsun, ister olmasın...

Yunanlılar'ın ve bu satırları yazarken bulunduğumuz Kıbrıs Rumları'nın ortak ruh halini bundan daha iyi anlatan bir kavram olacağını sanmıyoruz.

Kendi kendilerine uydurdukları Türkiye korkusu yüzünden her şeyin altında bir Türkiye arıyorlar. O yüzden de ne halt edeceklerini bilemiyorlar. Bilemedikleri bir yana, üstelik pek acemice işler yapıyorlar.

Son kanıtı, Yunanistan'ın Kenya'nın başkenti Nairobi'deki Büyükelçisi Yorgos Kostulas'ın Apo rezaleti üzerine Atina'da verdiği ifade ortaya koydu:

Yunanistan'ın o sıradaki Dışişleri Bakanı P/Dangalos, Abdullah Öcalan'la suç ortaklığının ortaya çıkacağından korkup da iyice sıkışınca meğer kendi yardımcısı aracılığıyla Nairobi'deki Büyükelçi Kostulas'a:

‘‘Öcalan'ı bayıltıp çarşafa sararak bir otele bırakın’’ talimatını vermiş.

Suçlu insanların telaşı konusunda bir örnek arasanız, bundan iyisini bulamazsınız.

Tabii yapamamışlar.

Sonra bir sürü hokkabazlık... Yok ‘‘Safariye gitsin’’ (gitsin de aslanlara yem olsun istiyorlar anlaşılan), yok ‘‘Bir kiliseye sığınsın’’, yok ‘‘Seychelles adalarına gitsin’’li bir sürü komik arayış.

Hepsinin ispat ettiği tek gerçek var:

Binlerce insanın kanına giren bir terör örgütü başının, Yunanistan gibi Avrupa Birliği üyesi, bir başka deyişle terörü lanetleyen, çağdaş uygarlığı temsil etme iddiasındaki bir birliğin mensubu ülke tarafından korunmuş olduğu...

Bu adama -ve onun örgütü PKK'ya- sadece Türkiye ‘‘terörist’’ deseydi, Yunanistan'ın tavrı -Türkiye'ye düşmanlığı nedeniyle- anlaşılabilirdi.

Oysa bu adam ve onun örgütüne terörist demeyen ülke yok. Üstelik Avrupa Birliği'nin patronu Almanya bile, yıllar önce Interpol'a bu adamı ihbar etmiş ve ‘‘yakalanırsa adi bir suçtan yargılayacağını’’ bildirmiş.

Rezalet bu kadar açık şekilde ortada iken Yunanistan Başbakanı Kostas Simitis'in ‘‘Yine de Öcalan konusunda kimseye hesap vermeyiz’’ dediği bildiriliyor.

Simitis'in bu sözlerini esas alarak Batılılara sormakta yarar var:

‘‘‘İnsan hakları' ve ‘terör' kavramları hiçbir ülkenin kendi iç işi değildir. Bunlar sınır söz konusu olmaksızın tüm insanlığın ilgileneceği konulardır’’ diyen siz değil misiniz? ‘‘Terörle mücadele’’ eğer insanlığın ortak sorunu ise, bir terörist başını koruduğu sadece olaylarla değil kendi yetkililerinin beyanlarıyla da ortaya çıkan Yunanistan'a ne diyorsuruz?



Yazarın Tüm Yazıları