Heidelberg'de korunan Almanya

Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

Heidelberg

Almanya'ya yabancılar iş bulmaya, iş kurmaya gelir...

Bazen ülkesindeki politik takipten kaçar...

Eğlenmek için Almanya'yı seçmek ancak şaka sayılır. Babalarımızın zamanındaki gibi iyi eğitim denilince önce Almanya'yı düşünmek mazidir.

Çok satan Alman dergisi Stern, 20 yıl önce dünyaya sordu:

- Almanya adını duyunca aklınıza önce ne geliyor?

Yanıt listesinde ilk sırayı ne sosis aldı, ne de bira veya Volkswagen...

Yabancılara göre Almanya, Heidelberg'den ibaretti...

Aradan geçen süre bu dünya cenneti kente ilgiyi azaltmadı. Daracık tarihi sokaklarındaki her milletten turisti eksiltmedi.

Çünkü Heidelberg Almanların olmak, yabancıların görmek istediği Almanya'nın küçük modeliydi.

Çeliğiyle, askeriyle, katı kurallarıyla değil, yazarıyla, düşünürüyle, müziğiyle övünen Almanya...

Bu hayal Heidelberg kadar yakın, Heidelberg kadar küçük.

* * *

Heidelberg'e hanedan-kilise-üniversite ortak yapımı demek yanlış olmaz.

Kent 800'üncü kuruluş yıldönümü törenlerini 2 yıl önce kutladı, üniversite tam 512 yaşına bastı. Üniversitenin kuruluşu stratejik bir karardı. Alman prensleri kendi dillerinde eğitim veren Prag Üniversitesi'nin Çek milliyetçi akımının pençesine düşmesinden korktu...

Uzun din savaşları Heidelberg'e de yansıdı. Protestan kent, papanın ordularına yenik düşünce üniversite mecburen Katolik oldu.

Avrupa'yı tek bayrak altında toplamak isteyen Napolyon'a karşı kutsal ittifak, Avusturya kayzeri, Prusya kralı ve Rus çarı arasında yine bu kentte 1815'te imzalandı.

Ne var ki Heidelberg, 100 yıl sonra Avrupa'da gamalı haçı egemen kılmak isteyen Naziler'e kucak açtı. Musevi hocalar kovuldu, solcu öğrenciler üniversiten uzaklaştırıldı.

İkinci Dünya Savaşı'nı ABD'nin insaf ve ısrarı sayesinde bomba yemeden, harabeye dönmeden atlatan kent, 1945 yılında ABD işgal kuvvetlerinin karargâhına ev sahipliği etti.

* * *

19'uncu Yüzyıl'a romantik akımı yaratarak damgasını vuran Heidelberg Üniversitesi'nden çok ünlü geldi, geçti...

İlk Cumhurbaşkanı Friedrich Ebert, düşünür Karl Jaspers, Nobel ödüllü fizikçi Jensen sadece akla ilk gelenlerden...

Bugün üniversite eski geleneklerin ve tarihin canlı laboratuvarı gibi çalışıyor. Sadece turistik amaçla da olsa üniversite avlusunda, at sırtında kılıç ve uzun mızrakla dövüşler düzenleniyor.

İsteyen şirket eski şatonun kalıntılarını kokteyl parti için kiralıyor. Dev fıçıların etrafında toplanan konuklar bira içerken saray soytarısı cücelerle sohbet ediyor.

Almanya tarihinden korkmuyor. İyi günüyle, kötü günüyle (daha fazla) tarihini Heidelberg açık hava müzesinde sergiliyor.

Dünya vatandaşı sıfatıyla dileğimiz, yarınki seçimin galibi Heidelberg'den ders çıkaranlar olsun...













Yazarın Tüm Yazıları