Hediye mevzuu

Güncelleme Tarihi:

Hediye mevzuu
Oluşturulma Tarihi: Aralık 28, 2002 00:00

Yılbaşına üç gün kaldı.Hediye alışverişine çıktınız mı?Ben henüz vakit bulamadım. Öyle araya sıkıştırmak da istemedim. Keyifli keyifli, uzun uzun dolaşıp herkese en uygun hediyeyi seçeyim dedim.Her sene böyle derim.Derim de... Ne yaparım?31 Aralık günü koştura koştura çarşıya gider, saçı olmayana tarak, gözü görmeyene ayna alır gelirim.Yani hediyede benden daha isabetsiz seçimler yapan biri var mıdır, bilmiyorum.Bir keresinde evinde tek saksı Afrika menekşesi bile olmayan bir arkadaşıma doğum gününde bahçe makası almıştım.‘‘Bu kadar da olmaz’’ demeyin. Oluyor işte.Tamam enteresan bir şey almak için yola çıkmıştım ama bu hakikaten enteresan ötesi olmuştu.Ama benim kabahatim yok. Tezgáhtarın tezgáhtarlığına geldim.‘‘Herkesin bir bahçeli ev hayali vardır, arkadaşınız bu makasa baktıkça hayalini gerçekleştirme yolunda motive olur’’ dedi.Merak ediyorsanız, makasın üzerinden 7 sene geçti, arkadaşım hálá motivasyon aşamasında. Neticeye varamadı. Belki bir çim biçme makinesi almalıydım, bilmiyorum.Aslında hediye almak yerine göğüslerine para taksam hem benim için hem karşı taraf için daha iyi olacak. Ama hediye almanın bir anlamı da ‘‘Bak sana zaman ayırdım’’ demektir değil mi? Para verip sevgi vermeyen ebeveyn durumuna düşmek istemem.*Neyse ki her şeyden haberdar olan medya benim gibilerin varlığından da haberdar. Gazeteler dergiler nasıl hediye alınacağını öğretip duruyorlar habire.Mesela Milliyet'tekini okudum geçen gün; 8 maddenin 7'si benim yaptıklarımı yapmamalarını salık veriyordu okurlara.Yalnız birinde yüreğime su serpildi.Şöyle diyordu:‘‘Hediye kesinlikle kendinizden bir şeyler taşımalı.’’Evet, benim hediyelerim kesinlikle benden bir şeyler taşıyor. Gerçi bu şey ‘‘beceriksizlik’’ ama olsun, benden bir şey.*Aynı yazıda, gelen hediyelerin yüzde 28'inin ikinci bir kişiye hediye olarak gittiği de yer alıyor.Benim hediyelerimin o yüzde 28'e girmesi mümkün değil.Çünkü ben hediyemi takip ederim.Bayağı peşine düşerim.‘‘Beş sene önce sana bir kaşkol almıştım, ne oldu?’’ diye sorarım.‘‘Duruyor’’ derler inanmam, yemin ettiririm. Olmazsa, ‘‘Göster o zaman’’ diye sıkıştırırım.‘‘Sana aldığım yüzüğü hiç görmüyorum, takmıyorsan ver ben takayım’’ dediğim çok olmuştur.*Gelelim bana alınan hediyelere...Bayılırım hediye kabul etmeye.Hiç ‘‘Ne zahmet ettin’’ falan demem.Eğer hoşuma giden bir hediye değilse, ‘‘Ne bu böyle’’ demem ama laf olsun diye ‘‘A, çok hoş’’ da demem.Kardeşimin dediğine göre, dememe gerek yokmuş, vücut dilimin maşallahı varmış.*Şimdi de sadede gelelim.Bu sene hediye alacaklarımın listesini yaptım: Tam 34 kişi.Şöyle kabaca bir hesapla, denize sıfır olmasa da, Bodrum dağlarında bir devremülk alabiliyorum hediye bütçesiyle.Ne olacak şimdi?Olacağı şu:Siz bu satırları okurken ben ilk elemeyi yapıyor olacağım. Yarın ikinci, öbür gün üçüncü elemeyi yaparım. Salı günkü finale 6, bilemediniz 7 kişi kalır. Eski senelerden biliyorum.Gönlüm zengin aslında, ama cebimle denk düşmüyor, ne çare ki.*Çok şahsi bir yazı oldu. Ben, ben, ben... Biraz genel şeytmek lazım. Laf ettirmeyelim.Şimdi sizden bir ricam var. Birinci tekil şahısları üçüncü çoğul şahıs, zamanı da geniş zaman yaparak tekrar okuyun yazıyı.Şöyle:‘‘Her sene böyle derler.Derler de... Ne yaparlar?31 Aralık günü koştura koştura çarşıya gider, saçı olmayanlara tarak, gözü görmeyene ayna alır gelirler.’’*Bir dakika!Tam bitirmişken bir şey dikkatimi çekti. Burçlarına göre kime ne hediye alacağımız hususunda tavsiyeler de var gazetede.Ben ipekle kadifeye bayılırmışım. Bana ipekle kadife almalıymışsınız.Sakın ha!Tamamen yanlış.Öteki burçlara bakıyorum... A, ablam pahalı elbiseler, kardeşim egzotik eşya severmiş. Biraz alakası olsa.Yahu, biz kime güveneceğiz bu memlekette? Ha?..Ya güvenip buna göre alsaydım hediyelerimi?Bu sefer de bilimsel yoldan çuvallayacaktım demek ki.İyi ki test ettim.Ha bakın, doğum günlerimiz konusunda astrolojiyle nüfus müdürlüğü arasında bir anlaşmazlık bulunuyor olması, dolayısıyla tavsiyelerin aslında isabet buyuruyor olması ihtimali de var tabii.MIŞ-MUŞGül, ‘‘İstikrarsızlığa izin vermeyeceğim’’ demiş.Hemen sevinmeyin, bu ‘‘İstikrarsızlık daima işbaşında olacak’’ demek de olabilir.YÖK Başkanı ‘‘Üniversite kimsenin malı değil’’ demiş.YÖK'ten başka tabii.Sudan'da yıllardır devam eden iç savaşa karşı kadınlar savaşan kocalarına seks boykotu başlatmışlar.40 yıllık evlilikle o boykottan netice almaları imkánsız.Sezer, ‘‘Türkiye istemese bile harekátta yer alacak’’ demiş.O halde bir sürü makamın ne gereği var, bir ABD Başkanı Türkiye'ye de yeterdi.Gül ile Erdoğan Kıbrıs'ı konuşmuşlar.Denktaş'ı nefesi kuvvetli bir hocaya okutmaya karar vermişlerdir belki.Rus basını, ‘‘Bize de bir Erdoğan lazım’’ demiş.Hakikaten lazım, bakın biz kaç aydır ekmeğimizi ondan çıkarıyoruz.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!