Haydi, yıkalım arkadaşlar!

Ege CANSEN
Haberin Devamı

Ali Sami Yen Stadı, hayırlısıyla yıkılıyormuş. Yerine yarı gömme bir stad ve de bol rantlı tesisler yapılacakmış. Aynı maksatla, Fulya Tarlası üzerindeki tesisler de yıkılacak herhalde. Sırada ne var? Fenerbahçe Stadı. GS, mekan rantı için bir stad yıkarsa, evvelallah biz FB'liler bir semti zaptederiz. İşin en tatlısı, rantın en süperi Dolmabahçe Stadyumu yıkılınca ortaya çıkacak. Ama benim gözüm Veliefendi Hipodromu'nda. Yoldan gelip geçerken gözüm takılıyor, içim geçiyor. Ne güzel arazi diye. Onun üstüne neler yapılmaz. Bugünkü gibi bırakıp üstünde at koşturmak çok yazık. At dediğin her yerde koşar. Şart mı bu kadar kıymetli bir arazide tırısa kalkması?

Biliyorum bu yazdıklarımın değil etkili olma, hoşa gitme şansı bile yok. Mekân rantı yüksek spor tesislerini allem edip, kallem edip ‘‘iyi’’ etmek gibi ‘‘parlak’’ bir fikre, kim karşı çıkabilir?

Nitekim atalarımız söylemiş; biz güncelleştirmişiz: ‘‘Yiğitliğin onda dokuzu kaçmaksa, iş adamlığının onda dokuzu arsa rantı kapmaktır’’ diye. İşadamları, arsa rantı kapmayı hüner bellerde, kulüp yöneticileri niye bellemesin? Üstelik kulüplerin bu bakımdan çok büyük avantajları var. Hazine arazilerinin üstüne konarken ‘‘spora ve gençliğe hizmet’’ gibi tenkit savar bir silah var ellerinde.

***

Herhalde çoğunuz Avrupa'ya gitmişsinizdir. Gitmemişseniz bile, gidenlerden dinlemişsinizdir. Özellikle medeni bir şehre uçakla yaklaşırken aşağıya baktığınızda fevkalade bir düzen görürsünüz. Besbelli ki, bu şehirler bir plan dahilinde inşa edilmiştir. En büyük özellikleri de, tıkış tıkış binalarla, tesislerle doldurulmamış olmalarıdır. Her yapı, çevresiyle bir uyum içindedir. Böyle olmakla birlikte, oralarda da trafik sıkışır. Onlar da yeterince iyi plan yapamamış olmaktan şikâyetçidir.

Bir de bizim şehirlerimize bir bakın. Ne sosyalist ne de kapitalist ülkeler de bir benzerini bulamazsınız. Her şey bir hercümer. Bu niçin böyle, hepimiz biliyoruz. Plansızlık diyoruz. Hem doğru, hem değil. İstanbul için, Ankara için daha pek çok şehrimiz için imar planları yapılmıştır. Ne var ki; hiçbiri ‘‘kalıcı’’ olmamıştır. Kalıcı olan tek şey, imar planlarının ‘‘sürekli değişmesi’’dir.

Peki imar planları niçin sürekli değişiyor? Daima karşımıza çıkan iddia şu: Bu değişikliği yaparsak, ekonomik olarak verimi yüksek binalar elde edeceğiz. İşte yanılgı buradadır. Doğrudur. Her yapılan yeni bina, eskisinden daha fazla rant sağlamaktadır. Ama binaların verimini arttırırken, şehrin verimini düşürüyoruz. Sonuçta, verimsiz ve çok çirkin şehirler kurarak hayat kalitemizi düşürüyoruz. Tam aksini amaçlarken.

Son Söz: Hatanın yaygınlaşması, hatayı haklı çıkartır.

Yazarın Tüm Yazıları