Hayatımız arabesk mekânımız çeteler

Enis BERBEROĞLU
Haberin Devamı

Yazar ağabeyimiz Ali Sirmen anlatmıştı, hiç unutmadım...

Zaman: 12 Eylül dönemi. Mekân: Barış Davası sanıklarının koğuşu.

TV'de Türk sineması izleyen tutuklular şamata koyuyor.

Çünkü ekrandaki tam bir ‘‘Türk filmi’’... Adam suçsuz yere hapiste, karısı bırakıp gitmiş, çocukları babalarını unutmuş... İzleyenler işin alayında, ‘‘Hiç bu kadarı olur mu?’’ havasında.

Birden biri ayılıyor, yanındakine dönüyor:

- Yahu sen şimdi neredesin?

- Hapiste...

- Eşin nerede?

- Amerika'ya gitti.

- Ya çocuklar?

- Uzun zamandır ziyarete gelmiyor...

- Peki neden bu filmle alay ediyorsun ki...

Ali Sirmen bu diyaloğu aktardığı andan itibaren Türk filmlerine farklı gözle bakmayı öğrendim... Fark ettim ki yaşamımız aslında arabesk, Türk filmleri sadece boy aynası.

* * *

Necip milletimizin bağrından yetişen çetelerin portresinde öne çıkan arabesk motifler rastlantı mı sandınız...

Mesela İstanbul'da yakalanan son çete. Bünyesinde iki eski polis, turistik Edirne cezaevinden firar eden bir hükümlü var.

Silahları ölüm mangasına yakışır yelpazede: 100 gram da olsa C-4 patlayıcı bulabilmişler. Temini son derece zor olan Uzi ve lav silahları var. El bombaları ile uzun namlulu silahları da cabası. Ele geçen sahte kimliklerden kendilerine polis süsü vermeyi sevdikleri anlaşılıyor.

* * *

Çetenin eylem listesine bakıldığında genellikle çek-senet tahsilatı, otopark işgali, polis kimliği kullanarak gasp gibi suçlara rastlanıyor.

Ama iki eylem var ki çok ilginç:

1) 1997 haziran ayında İstanbul Büyükşehir Belediye Binası'nın kurşunlanması...

2) 7 Kasım 1997 tarihinde Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Celal Doğan'a dönük silahlı saldırı...

Çete sanki belediye düşmanı. Üstelik siyaset farkı da gözetmiyor. Refahlı Belediye binasına da, CHP'li başkana da silah sıkıyor.

Peki neden? İnanması güç ama çete ‘‘durumdan vazife çıkarıyor’’.

Hatırlarsınız, dokunulmazlığı kaldırılan eski Refah Partili milletvekili Şevki Yılmaz, Başkan Celal Doğan'ın eşine burada tekrarlamak istemediğimiz ölçüde bayağı üslupla hakaret etti...

Aralarında Gaziantep doğumluların da bulunduğu çete, hemşerilerine yapılan bu hakaret üzerine hemen misilleme kararı alıyor, Tayyip Erdoğan'ın makam binasına kurşun sıkıyor.

Ardından dönüp faturayı Gaziantep Belediyesi'ne çıkarmak istiyor.

Yani, Celal Doğan'a ‘‘Biz senin için belediye kurşunladık, artık sen de bir iyilik yaparsın’’ deniliyor.

Aslında istedikleri bir çay bahçesi ihalesi. Ama Celal Doğan bu isteğe pabuç bırakmayınca yine silahlar konuşuyor.

Gaziantepspor maçını izlemek üzere İstanbul'a gelen Doğan ve kulüp asbaşkanı Asım Atmaz'a otel çıkışında pusu kurulup ateş ediliyor. Atmaz bacağından yaralanıyor.

* * *

Bu küçük öyküyü, bizler Alaattin Çakıcı kasetleri ile avunurken, çetelerin nelere cüret ettiğini göstermek için aktardık.

Yaşamı arabesk olanın kaderi çetedir.



Yazarın Tüm Yazıları