Hayata Dönüş operasyonunun en yakın tanığı öldü

Güncelleme Tarihi:

Hayata Dönüş operasyonunun en yakın tanığı öldü
Oluşturulma Tarihi: Kasım 15, 2012 14:11

ÜMRANİYE ve Bayrampaşa Cezaevi’nde 19 mâhkum ve 1 askerin hayatını kaybettiği Hayata Dönüş Operasyonu’nda, Bora ve Tufan operasyon planını hazırlayarak büyük rol oynayan dönemin İstanbul Bölge Jandarma Komutanı emekli Tuğgeneral Engin Hoş 64 yaşında akciğer kanseri nedeniyle hayatını kaybetti.

Haberin Devamı

Engin Hoş dün Selimiye Camisi’nde düzenlenen askeri törenin ardından bugün memleketi Sakarya’da toprağa verilecek.

CENAZE TÖRENİNDEN KARELER

Davayı takip eden avukatların hakkında defalarca suç duyurusunda bulunduğu Engin Hoş hakkında hiç soruşturma açılmamıştı. Engin Hoş için Selimiye Camisi’nde düzenlenen törende eşi Ferhan, kızı İklim ve oğlu Baha taziyeleri kabul etti. Engin Hoş’un çok sayıda meslektaşı da törene katıldı. Engin Hoş’un eşi Ferhan Hoş, “Birlikte çok güzel hayallerimiz vardı. Çok erken gitti” dedi.

30 ÖLÜYLE HAYATA DÖNÜŞ

2000 yılı başında Adalet Bakanlığı’nın emriyle F tipi cezaevleri kuruluyordu. F tiplerinin hücre olduğunu söyleyen bir grup mahkum önce açlık grevi, ardından da ölüm orucuna başladı. Aydınlar ve hukukçulardan oluşan bir komisyon cezaevlerindeki ölüm oruçlarını sonlandırmak için görüşmeler yapıyordu. Ancak 19 Aralık 2000 sabahı jandarma birlikleri ülke çapında eylemlerin sürdüğü 20 cezaevine eş zamanlı operasyona girişti. Operasyonun adı aynı gün “Hayata Dönüş” olarak açıklandı. Operasyonda Bayrampaşa Cezaevi’nde 12, Ümraniye Cezaevi’nde 7, Türkiye toplamında ise 30 mahkûm hayatını kaybetti. Bayrampaşa Cezaevi’nin C-1 Koğuşu’nda diri diri yanan 6 kadının görüntüleri hafızalara kazındı.

SAVCININ ISRARIYLA 10 YIL SONRA DAVA

Eyüp Cumhuriyet Savcısı Ali İhsan Demirel, olayla ilgili başlattığı soruşturma kapsamında 8 Mart 2002’de İstanbul Jandarma Bölge Komutanlığı’na (İJBK) yazı yazarak Bayrampaşa’daki operasyonda hangi birliklerin nerede görev aldığını, C Blok’a kimin müdahale ettiğini sordu. 16 Mayıs 2002’de verilen yanıtta, olaylara Jandarma Komando Özel Asayiş Komutanlığı’nın (JKÖAK) müdahale ettiği belirtildi. Demirel, 2006 yılına kadar operasyonlara katılan personelin isimlerini belirleyebilmek için JKÖAK ve İJKB’ye yazılar yazdı. Savcı, isimleri tespit edebilmek için Edirne İl Jandarma Komutanlığı’na atanan, dönemin JKÖAK Komutanı Albay Burhan Ergin’den bilgi istedi. Ergin, 17 Mart 2006’da İJBK’ya gönderdiği yazıda, C Blok’a giren personelden Astsubay Süreyya Yalçınkaya ve Astsubay Zafer Sabancı’nın ismini verdi. Ancak Yalçınkaya’nın 2002’de askerlikle ilişkisinin kesildiği, Sabancı’nın 2005 yılında Tunceli’de şehit düştüğü anlaşıldı. Demirel, başka komutanlıklardan gönderilen listeler doğrultusunda yalnızca 1 asteğmen, 1 astsubay ve 37 er hakkında fezleke hazırladı. Eyüp Adliyesi’nde ağır ceza mahkemesi olmadığı için dosya Bakırköy Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Bakırköy 13’üncü Ağır Ceza Mahkemesi iddianameyi kabul ederek davayı açtı.

KAYIP PLANLAR ORTAYA ÇIKTI

Operasyonla ilgili 11 yıl gizli kalan bazı belgeler davada ortaya çıktı. Bu belgelerden en önemlileri, altında Tuğgeneral Engin Hoş’un imzası bulunan Tufan ve Bora harekat planlarıydı. Tayfun ve Bora planları Jandarma Genel Komutanlığı’nın 11 Ekim 2000’de verdiği emirle hazırlandı. Her iki plan da dönemin Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Engin Hoş’un imzasını taşıyor. Planlarda ilk olarak cezaevinin genel durumu hemen ardından da koğuşlarda kalan mahkûmların siyasi görüşleri, kaçının ölüm orucu ve açlık grevinde olduğu detaylı olarak anlatılıyor. Planlarda mahkûmlardan düşman kuvvetler, polis ve gardiyanlardan ise dost unsunlar olarak bahsediliyor. Planlara göre operasyonun 4 bölümde tamamlanması öngörülmüş. Birinci bölüm intikal ve eğitim, ikinci bölüm cezaevine sızma ve tecrit, üçüncü bölüm operasyon, dördüncü bölüm ise cezaevinden çıkış ve nakiller olarak belirlenmiş. Her bölümde yapılacaklar detaylarıyla anlatılmış. Planlarda vazifeler ise ölüm orucundaki mahkumları kurtarmak, devlet otoritesini tesis etmek, ateşli, kesici ve delici aletleri ele geçirmek ve sevki istenen tutuklu ve hükümlülerin naklini gerçekleştirmek olarak sıralanıyor. Ayrıca cezaevindeki mahkûmların hangi yollarla karşı koyabilecekleri de anlatılmış. Planın son bölümünde ise Cezaevi Müdahale Kontrol Formu başlığı altında, “Siyasi tutukluların elinde bulunan silahlar tespit edilmiş mi? Tespit edilmişse nerede saklanıyor”, “Planda gizlilik prensibine uyuluyor mu”, “Cezaevi maketi yapılmış mı, krokiler çizilmiş mi, üzerinde çalışmalar yapılmış mı” ve “Tutuklu ve hükümlülerin direnişini kırmak için gerekli techizat hazırlanmış mı” gibi 50’den fazla soru sıralanıyordu.

KOMUTANIMIZ ENGİN HOŞ’TU

Hayata Dönüş Operasyonu sırasında Bayrampaşa Cezaevi Jandarma Bölük Komutanı olan Zeki Bingöl dava sürecinde verdiği ifadesinde, “Harekât tamamen İstanbul Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Engin Hoş’un yazılı verdiği ‘Tufan Harekât Emri’ne göre gerçekleştirildi. Engin Hoş mahkûmlara megafonla, ‘Teslim olun. Direniş göstermeyin’ şeklinde çağrı yaptı. Bu çağrıyı da Ferzan Çitici’nin (dönemin İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı) hazırladığını biliyorum. DHKP-C koğuşlarında olduğum sırada ateş açıldı ve sıcak çatışma başladı” demişti.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!