Hayat tarzı taraması

SEVİNME faslı bittiğine göre şimdi evimize dönüp önemli bazı konuları tartışmaya başlamalıyız.

Bugüne kadar daha çok CHP’nin tavrını konuştuk.

Şimdi biraz da AKP’nin tavrını konuşmalıyız.

Avrupa Birliği ile müzakerelere sadece Türkiye Cumhuriyeti Devleti başlamıyor.

Bu müzakere süreci aynı zamanda AKP için de bir tür ‘kendi davranışlarını tarama’ dönemi olacaktır.

Yani bu süreç içinde AKP’nin de kendi klasik zihniyetini ciddi bir taramadan geçirip, Avrupa müktesebatına uymayan alışkanlıklarını ve uygulamaları bulması gerekecek.

* * *

Mesela neler mi?

Mesela belediyelerin kendi elindeki sosyal tesislerde içki yasağı uygulaması alışkanlığı.

Peki bu yönde bir gelişme var mı?

Hayır yok.

Hatta tam aksine gelişmelerden söz ediliyor.

‘Söz ediliyor’ diyorum; çünkü şu an için elimizde somut bilgiler yok.

Sadece kulağımıza gelen bazı iddialar var.

Mesela. Ankara’da belediyenin yeni açtığı bir tesisin kapısına çok büyük bir pankartla, ‘Burada içki yoktur’ yazısı konmuş.

Belli ki, sadece içki yasağı uygulamakla kalmamış, aynı zamanda bunu siyasi propaganda aracı haline getirmiş.

* * *

Yine Ankara’da bir ilçede, içki satan dükkán kalmadığı yolunda iddialar var.

Öğretmen evlerinde içki yasağının yaygınlaştığı bilgileri geliyor.

AKP’nin elindeki belediyelerde restoranların içki ruhsatlarının uzatılmadığı, yeni ruhsat verilmediği, içkili restoranları gettolarda toplama girişimlerinin arttığı söyleniyor.

Dediğim gibi, bunlar şimdilik iddia şeklinde konuşuluyor.

Ama biz Doğan Haber Ajansı’ndan ve bürolarımızdan bu iddiaların araştırılmasını ve varsa somut örneklerle sağlamlaştırılmasını istedik.

Yani müzakere sürecinde biz de gazete olarak ciddi bir tarama çalışması yapacağız.

Peki neler olacak?

Müzakere sürecinde AKP’nin radikal kesiminin bazı hassasiyetlerinin de artık gündemden düşürülmesi gerekiyor.

Yani imam hatip okulları, gereksiz türban gerginlikleri, her apartmanın altında izinsiz Kuran kursları gibi uygulamalara da dikkat edecekler.

Kendi inancı ve hayat tarzına göre keyfi yasaklamalar dönemi kapanacak.

Bakanlıklarda parti yandaşlığı ve cemaat beraberliklerine dayalı kadrolaşmalara son verilecek.

Park yeri olarak ayrılmış yeşil alanlarda gösteriş camileri yapma inadı bir kenara bırakılacak.

Cami sayısına, mimari zevkine, dikkat edilecek.

Ancak bunlara dikkat edildiği takdirde AKP’nin Avrupa Birliği konusundaki samimiyetinden emin olabileceğiz.

* * *

Bunların altını çize çize yazıyorum.

Çünkü AKP’nin en liberal gibi görünen kesimlerinde bile bu eski alışkanlıklardan kurtulunduğuna dair işaretler yok.

Bakın Newsweek Dergisi’nin ‘Cool İstanbul’ diye manşet yaptığı, New York Times’ın Berlin ve Prag’la birlikte Avrupa’nın yükselen yeni merkezi ilan ettiği İstanbul’da bile belediyelerin elindeki tesislerde içki yasağı devam ediyor.

Düğün salonlarında bira bile verilemiyor.

Yasakçılık sadece siyasi fikirlerde görünmüyor.

Bana göre yasakçılığın en kaba biçimi, hayat tarzlarına müdahalede kendini gösteriyor.

* * *

İşte o nedenle tekrar ediyorum.

3 Ekim’de AKP, Avrupa Birliği’yle müzakerelere başlandığını ilan ediyorsa, Türkiye’nin bütün şehirlerinde bu hayat tarzı taramasını da yapmalıdır.

Sadece kanunların taramasını yapmak yetmez.

Müzakerelere gerçekten başladıysak ve bunda samimiysek, önce İstanbul’dan başlayarak bu yasaklayıcı uygulamaları bir bir bırakmalıyız.

Bu tarama sürecine gerçekten hazır mıyız?

Öyleyse hodri meydan.

Biz başlıyoruz.

AKP de başlamalı...
Yazarın Tüm Yazıları