Hayat güzel

Beşiktaş'ın sahadaki en akıllı ve etkili adamı Tümer, 34. dakikada maçın en anlamsız yanlışını yapıyor ve kırmızı kartla oyundan atılıyordu.

Sevgili Tümer, Beşiktaş için kader niteliği taşıyan bir derbide, böylesine bir çılgınlığa yönelmenin akılsızlığına üreteceğin her mazereti elimin tersiyle iterim. Ve bilmeni isterim ki, bundan böyle ağzınla kuş tutsan, senin için her kalem oynatışımda, yediğin haltı hatırlayarak övgülerimde cimri davranacağım...

Dönüyorum Beşiktaş'a. Tümer'in atılmasından sonra oyunun kontrolünü Baya'nın sahiplenmesi gerekirdi. Nihat'ın sakatlığı nedeniyle son anda takıma giren Baya'yı başkaları beğenebilir. Benim pek kanım ısınmadı. Dar bir alanda oynayarak etkinliğini sınırlı tuttu. Daha doğrusu sorumluluktan kaçtı, Beşiktaş için oynamadı.

FİZİK SAVAŞI

Bu alanda Tayfur ile Yasin oyuna yüreğini koyan iki savaşcıydı. Orta sahanın ağır yükünü hiç kaytarmadan taşıdılar. Aynı düşünceleri İbrahim ve Ali Eren için de taşıyorum. Sade oynadılar ve sınırsız bir fizik savaşım verdiler. İlhan Mansız'ı hala yazımın dışında tutmamın elbette bir nedeni olacaktı. Oyunun ilk dakikasından maçın bitimine dek gözüm hep bu golcüdeydi. Beşiktaş'ın oyun kurgusuna göre tek forvet oynuyordu ve Tümer'in çıkışı ile birlikte rakip alanda bir yalnız adamdı. Üstelik Mustafa Doğan'ın koyu markajı nefes aldırmıyordu İlhan Mansız'a...

Yine de her an maçın skor veya sonucunu değiştirebileceğini düşünerek, yazımda ona ayırdığım paragrafı hep açık tuttum. Ama nereden bilebilirdim, F.Bahçe'nin Kadıköy'deki yenilmezliğine bir savunma oyuncusu Ronaldo'nun son vereceğini. Evet, Ronaldo, ilki ofsayt iki golle oyuna damgasını vururken, savunmadaki hatasız oyunu ile Beşiktaş'taki en etkili doksan dakikasını yaşadı. Beşiktaş'ın dün tabelaya astığı skorun anlamını biliyorum. Bu sonuç, Beşiktaş'ın ligde yaşadığını gösteren en canlı belgeydi. Ve yine bu sonuç, Beşiktaş'ın şampiyonluk umutlarının tekrar filizlenmesine su veren bir kaynaktı. Şimdi soruyorum, dünkü galibiyetin mimarı, her fırsatta futbolcularının kalitesini horlayan Christoph Daum mu yoksa, bir onur savaşı veren 14 siyah beyaz formalı delikanlı mı? Pardon, Tümer'i onların dışına itiyorum...
Yazarın Tüm Yazıları