Hayallerini yazıyor

Güncelleme Tarihi:

Hayallerini yazıyor
Oluşturulma Tarihi: Nisan 14, 1998 00:00

Haberin Devamı

Nuran Devres, ‘‘Kara Melek’’, ‘‘Ateş Dansı’’, ‘‘Köstebek’’, ‘‘İntizar’’, ‘‘Erguvan Yılları’’ gibi son dönem en sevilen televizyon dizilerinin yazarı. Senaryolarında aşk, intikam, kan ve gözyaşını birbiri ardına sıralayan Devres, hayalleriyle insanları ekrana bağlıyor.

Her dizide yeni bir hikâye ve kahraman var

Bir yazarın en büyük sermayesidir hayal gücü. Yazdığı senaryolarda insan yaşamının karmaşık duygularını başarıyla kâğıt üzerine döken Nuran Devres de böylesi büyük bir sermayeye sahip. Yazdığı senaryolarda yaşanmış olaylardan çok hayal gücünden yola çıkan başarılı yazar, halen TRT dramaturji bölümünde çalışıyor. Haber spikeri olarak başladığı meslek yaşantısına yazar olarak devam ederken yazdıklarıyla kendi iç dengesini düzene sokmak için aslında bir çıkış noktası oluşturmuş.

‘‘Çok hayalciyim. Normal hayatta da her an bir şeyler hayal ediyorum. Sonra da bunu gerçekleştiriyorum. Bazen istesem de olmayanlar var. Çocuklukta ‘Ben şimdi aynaya bakacağım, aynada başkasını göreceğim' ya da ‘Bu bebek şimdi benimle yaşlı bir kadın sesiyle konuşacak' diye kendi kendimi korkuturdum. Kendimle ilgili dehşetli hayaller kurardım. Arkadaşlarıma sürekli kendi uydurduğum hikâyeleri anlatırdım. ‘Ben uydurdum' desem kimse dinlemeyeceği için ‘Bunları büyükannem anlattı' derdim. Şimdi de bunları yazıyorum. Allahtan ki yazıyorum, çünkü bu yolla bir çıkış buldum. Yoksa bu kadar hayalci olmak insanın akıl sağlığına da zarar verebilir. Ayrı bir sanal dünyada yaşayabilirsiniz. Ama bu hayalleri yazıya dökünce rahatlıyorum’’ diyerek başarı nedenini anlatan Devres, bugünlerde bir de ilk romanını yazıyor. Daha önce bir tane yazmış olmasına rağmen beğenmediği için bastırmadığını söyleyen Nuran Devres, yeni romanında gerilim tarzını kullandığını belirtiyor. Devres, rating kaygısı olmadan istediği gibi yazdığı romana yaz aylarında dizilerin tatile girmesiyle birlikte ağırlık vereceğini ve yeni yıla yakın da piyasaya çıkartabileceğini sözlerine ekliyor.

‘‘Gerçek bir olaydan esinlendiğim olmaz. Bu da gördüğüm filmler, kitaplar kültürel birikimlerle oluyor. Dolaylı bir etkilenme olabilir’’ sözleriyle yazım tekniğini anlatan Devres, bugüne kadar bir tek Cavit Çağlar'dan etkilenmiş. ‘‘Kara Melek’’te Mustafa Alabora’nın canlandırdığı Nahit Saydam rolünü yazarken bunu çok kullandığını söyleyen senarist ‘‘Dikkat ederseniz Nahit Saydam, Cavit Bey'e çok benzer. Hatta başlangıçta adı bile aynıydı, ama daha sonra değiştirdik’’ diyor.

TRT'nin daha ilk kurulduğu yıllarda açılan sınavda başarılı olup haber spikeri olarak hayata başlayan Devres, daha sonra Voice of Amerika'da bir süre çalıştıktan sonra tekrar Türkiye'ye dönmüş ve uzun yıllar televizyon ve radyoya oyunlar, diziler çevirmiş. Bu arada yaptığı bu işler bir anlamda başarılı senaristin yolunu açmış. Yüzlerce radyo oyunu ve televizyon dizisi çevirmenin verdiği tecrübeyle TRT'ye ilk olarak ‘‘Kanun Savaşçıları’’ adlı diziyi yazmış; ‘‘Senaristlikten önce yaptığım çalışmalarda diyalog yazma, hikaye bulma alışkanlığı kazandım. TRT'ye yabancı dizi ve filmler çevirdiğim için de en güzel senaryolar elimde oluyordu. Bunları bol bol inceleme şansım oluyordu. Teknik açıdan da bu çok faydalı oldu.’’

TRT'deki ‘‘Kanun Savaşçıları’’ adlı diziyle başladığı senaryo yazarlığına daha sonra birçok başarılı çalışmayla devam eden Devres, kurumda son zamanlarda ‘‘Suçlu Kim’’ adlı dedektiflik üzerine program ve ‘‘Gölgeler Uzarken’’i yazmıştı. Daha sonra özel kanallardan gelen talepler üzerine ‘‘Kara Melek’’, ‘‘İntizar’’, ‘‘Köstebek’’, ‘‘Ateş Dansı’’, ‘‘Erguvan Yılları’’ gibi dizilerle devam ediyor. Yazdığı senaryolarda her zaman ilklere imza atan Devres, televizyon kanallarında kendi yazdıklarına benzeyen birçok taklitlerinin çıkmasıyla da ne kadar başarılı olduğunu gösteriyor.

Dizilerde yepyeni bir hikâye ve oyuncularla yola çıkan Devres, son dönemlerdeki sanatçı dizilerine de değinmeden geçemiyor. ‘‘Biz Muazzez Ersoy, Ebru Gündeş gibi şarkıcı ününden yararlanmıyoruz. Bu isimler sanatlarında çok önemli kişiler olmasına rağmen onları ayırın, bu diziler olmaz. Amaç o şarkıcıların hayranlarını ekran başına toplamak. Bizim yapımlarımızda ise böyle starlar yok. Sadece güzel bir hikâyeyle yola çıkıyoruz. İyi bir hikâyenin yerini hiçbir şey doldurmuyor. İyi olan karşılığını her zaman alıyor. Televizyonlar da son dönemlerde süratle güzel hikâyelere, iyi oyunculuklara yöneliyorlar. Kalitenin artması için bu şart. Yani çok sulu, basit hikâyelerin sonu geldi artık.’’






Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!