Hava grubu olarak ıkizler burcu

Koç’ta kazanılan kendine ve ilk çevreye güven duygusunun, Boğa’da fiziksel dünyaya uygulanması ile bir hareket kazanılmakta ve dahası iletişim başlamaktadır.
Bu evrede Boğa gibi eline alıp, bakıp inceleme aşamasından çıkılarak, birden fazla objeyi bir arada algılama ve kavrama aşamasına gelinmiştir. Artık çocuk eylemle düşünceyi birbirine bağlamaya başlamıştır.
Bu dönemin en belirgin özelliği konuşmaya başlangıçtır. Boğa döneminde çocuk, duyuları vasıtasıyla algıladığı sesleri taklit eder. Yani diğer insanlara benzeme isteği, onları taklit etme görülür.
Koç’ta kendiyle, Boğa’da objelerle bağlantıları kuran çocuk, ıkizler’de etraftaki insanlarla bağlantılar kurmaya başlar. Bu aşamada, hareket halindeki ıkizler her zaman genç insanlarla birlikte olmak ister, çünkü erişkinler kendilerine göre ağır kalır.
Romen rakamıyla iki (II) ıkizler burcunun sembolüdür. Dualiteyi ve iki zihnin hiçbir zaman birbirine benzemediğini sembolize eder.
Çinliler, ıkizler burcunu maymun ile özdeşleştirerek, günümüzde de hâlen var olan üç maymun ile sembolize etmişlerdir.
Kimi zaman el ele tutuşmuş bir kadınla bir erkek, hatta Adem ve Havva ile temsil edilen ıkizler burcu, Babilliler tarafından “Kapı’nın ıki Kutsal Tanrısı” olarak yorumlanır.