Haşim’den sonra Frankfurt

HER Frankfurt dönüşümden sonra Ahmet Haşim’in ‘Frankfurt Seyahatnamesi’nden (1) bazı bölümleri yeniden okurum.

Haberin Devamı

Seyahat yalnızlığını, tedirginliğini biraz daha hissedebilmek için.
Gece bir yabancı kente, bir yabancı ülkeye indiğimde, Haşim’i anımsarım:
“Gece, her çeşit kuruntuların kafatasımızın kovuklarından çıkıp hakikat çehreleri takınarak sürü sürü ortaya dağıldıkları, yeri ve göğü tuttukları saattir”.
Gece yarısından sonra trenden indiği Frankfurt’ta yürüyüşünü okurken her zaman, Hürriyet’in Zeppelinheim’daki binasından gece çıkıp, yakındaki İtalyan lokantasına giderken kösele ayakkabımın çıkardığı sesin yankılanışını anımsadım o satırları okurken:
“Etraftaki sessizlik ve boşluk o kadar derin ki gayet yüksek demir direkler üzerinde etrafa keskin bir elektrik ışığı dağıtan sayısız fenerlerin gündüz gibi aydınlattığı meydanın asfaltı üzerinde ayaklarımız, iri takunyalar giymiş gibi gülünç patırtılar yapıyor ve seslerimiz, bir hamam kubbesi altında konuşuyormuşuz gibi nispetsiz akisler uyandırıyordu”.
Kentleri estetik kaygılardan çok ekonomik zorunluluklar değiştiriyor.
CD’cim bir müzenin girişine taşındı, kırtasiyecim kapandı, müşterilerine bir mesaj göndermiş, okudum.
Frankfurt’ta yaşayan bir arkadaşım, fuarı biraz tenha bulduğumu söylediğimde, ekonomik kriz yüzünden, orta ölçekteki yayınevlerin katılmadığını söyledi.
E-kitabın okuru artmış ama cirosu artan gene basılı kitaplar. Özellikle sanat kitapları elbette kâğıt egemenliğinin varlığını bütün görkemiyle sürdürüyor.

* * *

Haberin Devamı

UZUN yıllar Frankfurt’ta gazetecilik yapan Halit Çelikbudak, ‘50 Portre-Şirketlerini Zirveye Çıkaranlar’ (2) kitabıyla ekonomi alanında başarılı olan Türkleri anlatan bir kitap yayımladı. Merakla okudum, şimdiye kadar hep orada edebiyat, sanatta başarılı olanların yaşamını öğrendik, kitaplarını okuduk ama ekonomi dünyasını hiç tanımadım.
Önsözde şöyle diyor:
“Ne zaman göçmenler ve ekonomi konusu gündeme gelse, Türk girişimcilerle ilgili sözünü ettiğim üç bakış açısını düşünürüm. Konfüçyüs der ki, ‘Çok uzun bir yol, küçük bir adımla başlar’. İşte bu binlerce Türk göçmen girişimci de yola çoğu zaman küçük bir adımla başlar. Hatta o çetrefilli yolun uzunluğunu düşünmez bile yola çıkarken... Yola çıkarken de çoğu zaman yalnızdır... Bu Türk girişimcilerin her biri başlı başına bir hikâyedir aslında...”
Bu yazılar Almanya’daki Türklerin önemli bir bölümünü tanıtıyor.

* * *

Haberin Devamı

ANIMSAYACAKSINIZ Türkiye, fuarın onur konuğu olduğu yıl açılış konseri Fazıl Say’ın Nâzım Oratoryosu olacaktı. Ancak sonra Adnan Saygun’un Yunus Emre Oratoryosu ile açıldı.
17 Kasım’da Frankfurt’ta Fazıl Say’ın Nâzım Oratoryosu seslendirilecek.
Konser hakkında ayrıntılı bilgiyi daha sonra vereceğim.

* * *

ŞİMDİDEN gelecek yılın fuarına hazırlıklar başladı bile.

(1) Frankfurt Seyahatnamesi, Ahmet Haşim, Hazırlayanlar: Nuri Sağlam- M.Fatih Andı, YKY
(2) 50 Portre – Şirketlerini Zirveye Taşıyanlar, Halit Çelikbudak, Önel Verlag, www.oenelverlag.com

Yazarın Tüm Yazıları