GeriSeyahat Hasankeyf’in 9 kriteri
MENÜ
  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Hürriyet Twitter
    • Yazdır
    • A
      Yazı Tipi
Hasankeyf’in 9 kriteri

Hasankeyf’in 9 kriteri

Geçtiğimiz hafta Hasankeyf’te, dünyanın dört bir yanından gelen bilim insanları, bu köklü kenti ve Dicle nehrini kurtarmak için bir araya geldi.

Ersin KALKAN
 
Toplantıya katılan uzmanlar, kurulması planlanan Ilısu Barajı nedeniyle sadece Hasankeyf’in değil 400 kilometrelik bir alanın etkileneceğini, havzada bulunan çok önemli endemik bitkilerin ve hayvan türlerinin yok olacağını ifade ettiler.

Aralarında UNESCO Dünya Mirası Listesi organizasyonu çalışanlarının da yer aldığı ekip, Hasankeyf’in dünyada en zengin doğal ve kültürel mirasa sahip alanlarından biri olduğunu belirtti. Dünya Mirası Listesi’ne girebilmek için 10 kriter var. Hindistan’daki Taç Mahal bir, Kamboçya’daki Angkor Watt Tapınağı iki, Kapadokya iki, Divriği Ulu Cami bir kriterle bu listede yer alıyor. Oysa Hasankeyf dokuz kritere birden sahip.

Hasankeyf’te 10 -11 Nisan tarihlerinde yapılan ve Doğa Derneği ile Hasankeyf Belediyesi’nin birlikte düzenlediği, “Barajsız Hasankeyf’i Arama Konferansı”na Türkiye’den ve dünyadan çok sayıda akademisyen, sivil toplum gönüllüsü, politikacı katıldı. Avusturya Viyana Üniversitesi’nden Dr. Rita Pirpamer, Almanya Stuttgart Üniversitesi’nden Dr. Anette Gangler, Londra Kolej Üniversitesi’nden Dr. Cassidy Johnson, Kahire Monofia Üniversitesi’nden Mısır Kültür Miras Uzmanı Mimar Dr. Alaa Elwi El-Habashi, Afganistan Kültür Miras Uzmanı Mimar Dr. Wasay Najimi gibi isimlerin konuşmacı olarak katıldığı konferansta oldukça ilginç bildiriler sunuldu.

Doğa Derneği Başkanı Dr. Güven Eken, “Dicle Vadisi ve Hasankeyf’in doğası”, Avukat Murat Cano, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Hasankeyf”, Bat-Der Başkanı Mehmet Emin Bulut, “Hasankeyf’te alternatif Turizm”, Dr. Anette Gangler, “Kültür mirası ve korumacı mimari” başlıklı konuşmalar yaptılar.
Dr. Güven Erken, Hasankeyf’i içine alan Dicle Vadisi’nin UNESCO’nun on Dünya Mirası kriterinden dokuzunu birden sağlayan tek yer olduğunu belirtti. Türkiye’den Dünya Mirası Listesi’ne giren toplam dokuz yer var. Dünyanın çeşitli ülkelerinden de bu listeye giren çok önemli eserler, kentler ve doğal miraslar bulunuyor. Fakat bunların hiçbiri 10 kriterden tamamına sahip değil. Mesela Çin Seddi beş, Mısır Piramitleri üç, Hindistan’daki Taç Mahal sadece bir, Amerika’daki Büyük Kanyon dört, Venedik Şehri ve Lagünü beş kriterle Dünya Mirası Listesi’ne girmeyi başardı. Türkiye’den ise Efes iki, Pamukkale üç, Kapadokya iki, Dirviği Ulu Cami bir kriterle insanlığın ortak miras alanına girdi.

Fırat ve Dicle nehirleri arasında kalan Mezopotamya, yeryüzü uygarlığının beşiği olarak kabul ediliyor. İnsanlar avcı ve toplayıcı düzenden yerleşik tarıma Mezopotamya’da geçti. İlk evler, ilk köyler, ilk kentler bu iki nehir arasında inşa edildi. Yazı burada bulundu, matematik, tıp ve astronomi bu havzada ortaya çıktı. İlk tartı ve ölçü aletleri burada kullanıldı. Fakat, milyonlarca yıldır tahrip edilmeden, habitatı bozulmadan süren bu yaşam, son 50 yıl içinde büyük bir yağmayla ve talanla yüz yüze geldi. Fırat Nehri boyunca uzanan ırmak ve uçsuz bucaksız vadideki ekosistem barajlarla yok oldu. Geriye sadece Dicle kaldı.

Güneydoğu Anadolu’da yani Yukarı Mezopotamya Havzası’ndaki son doğal nehir olan Dicle, sadece insanlık değil doğa tarihi açısından da çok önemli. Doğa Derneği’nin çok sayıda bilim insanıyla birlikte yürüttüğü envanter çalışmalarına göre Dicle boyunca birbirine bağlı beş Önemli Doğa Alanı (ÖDA) uzanıyor: Bismil Ovası, Orta Dicle Vadisi, Küpeli Dağı, Eruh Dağları, Cizre ve Silopi.

Dicle Vadisi, yüzlerce kilometre boyunca doğal gibi akışını sürdürüyor ve bu yolculuk sırasında adalar, kumullar, sarp ve yüksek kayalıklar, dar vadiler ve sulakalanlar oluşturuyor. Bu nefes kesen peyzajın dünyada başka bir benzeri bulunmuyor. Canlı türleri, vadi Avrupa ve Asya arasındaki sınırda yer aldığı için sıra dışı bir çeşitlilik gösteriyor. Dicle’nin büyük bir kısmı canlı türleri açısından araştırılmadığı için bölgedeki biyolojik çeşitliliğin envanteri tam olarak bilinmiyor. “Ilısu” baraj projesi, çevresel etkileri dahi anlaşılmadan inşa edilmek isteniyor.

Eğer buraya planlandığı gibi bir baraj inşa edilirse çok sayıda hayvan türü de yok olup gidecek. Bu hayvan ve bitki türleri ise şunlar: Fırat Kaplumbağası (Rafetus euphraticus), Kızıl akbaba (Gyps fulvus), Çizgili sırtlan (Hyaena hyaena), Yeşil arıkuşu (Merops percicus), Küçük kerkenez (Falco naumanni), Alaca yalıçapkını (Ceryle rudis), Fırat kavağı (Populus euphraticus).

Ilısu baraj projesinin Hasankeyf ve Dicle Vadisi’ni sular altında bırakacağı için bu Dünya Mirası’nı tehdit ettiğini belirten Dr. Güven Eken, “Ilısu baraj projesi gerekçesiyle bölgede son elli yıldır hemen hiçbir kalkınma projesi gerçekleştirilmemiş, tarihi eserler kaderine terk edilmiş, Hasankeyf olağan üstü bir cazibe merkezi olmasına rağmen burada hiçbir turizm altapısı yapılmamıştır. Sonuç olarak, baraj nedeniyle bölge ekonomisi ciddi zarar görmüştür” diyor. Eken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a yaptıkları çağrıyı yenileyerek Ilısu Barajı’nın iptal edilmesi ve Hasankeyf’in UNESCO Dünya Mirası listesine alınması için Başbakan’ın gerekli gerekli girişimleri başlatmasını talep ediyor. Ilısu Barajı inşa edildiği takdirde, Hasankeyf ve dört yüz kilometrelik nehir ekosistemi sular altında kalacak. Avrupa‘daki yatırım bankaları, doğaya ve kültürel mirasa vereceği zararlar nedeniyle 2009 yılında Ilısu baraj projesinden geri dönüşsüz olarak çekilmişlerdi.

HASANKEYF’İN SAHİP OLDUĞU KRİTERLER

Yaratıcı insan dehasının ürününü temsil etmesi.
Tarihin belli bir zamanını veya kültürel mekânını, mimari veya teknolojinin gelişimini, anıtsal sanatları, şehir veya peyzaj mimarisinin insani değerler arasındaki etkileşimini göstermesi.
Kültürel geleneğin, yaşayan veya kayıp bir uygarlığın eşi olmayan veya istisnai tanıklığını içermesi.
İnsanlık tarihinin anlamını taşıyan veya temsil eden bir yapı, mimari veya teknolojik topluluğun seçkin örneği olması.
İnsan yerleşimine, toprak veya deniz kullanımına ilişkin bir örnek sunması, özellikle bu örneğin geri dönüşümü olmayan değişimlerin etkisiyle dayanıklılığını yitirmemesi.
Üstün bir doğal mucize ya da istisnai doğal güzellik ve estetik önem arz eden alanlar içermesi.
Dünya tarihinin hayatın varlığı, kara parçalarının ya da önemli jeomorfik ve fizyografik detayların oluşmasında süre gelen önemli jeolojik süreçlerin önemli devrelerini temsil eden örneklerden olması.
Evrensel anlamda devam eden ekolojik veya biyolojik gelişimin örneği olması, veya ekosistem, kaynak su, karaya ait gelişim, hayvan ve bitkisel topluluğun örneği olması.
Biyolojik çeşitliliğin yerinde korunması için bilimsel olarak ve çevre korunması bağlamında tartışılmaz evrensel öneme sahip tehlike altındaki türler de dâhil olmak üzere gerekli pek çok önemli doğal habitata sahip olması.


        
 
 
 

False