Hani Kıbrıs Türkü’ne hakkı verilecekti?

KIBRIS konusunda bir zafer kazanmadık ama dünyanın gözünde avantajlı bir duruma geldik.

Ancak bu avantaj bir işe yarayacak mı?

Bize bazı kazanımlar sağlayacak mı?

Batı kazanımlara geçit verecek mi?

Ben ilk günden itibaren bu konuda iyimser değilim. Çünkü yıllardan beri aynı filmi izliyoruz.

Batılılar her olaydan sonra bizim ağzımıza bir parmak bal çalarlar, sonra hiçbir şey vermeden bize yaptırmak istediklerini önümüze koyarlar.

Bu kez de öyle oldu; referandum sonuçları belli olduktan sonra bir iki övgü sözü dışında bir gelişme olmadı.

Olacağı konusunda da umut verici sinyaller gelmiyor Batı’dan.

Amerika, İngiltere dışında bir tek Batı ülkesi Rumları kınamadı.

Hepsi sus pus oldular.

Oysa Kıbrıs Türk toplumu, sorunun çözülmesi için verebileceği her türlü ödünü fazlasıyla verdi.

Ankara ‘olmazsa olmazlar’ının bir kısmından bile vazgeçti.

Ama buna rağmen Annan Planı’nı Rumlara kabul ettiremedik.

Bu kadar haksızlık karşısında bile suskun kalan Batı’nın iyi niyetine inanmak mümkün mü?

Kuşkusuz değil.

* * *

Avrupa Birliği’nin aldığı ilk kararlara bakarsanız ne yazık ki öngörülerimiz tutuyor.

Henüz değerlendirme yapmak için zaman erken, ama göründüğü kadarıyla Avrupa Birliği ambargoyu tamamen Rumların insafına bırakıyor.

KKTC’ye ihracat adresi olarak Güney’i gösteriyor.

Yani KKTC kendi ürettiği malları kendi limanlarından, kendi havaalanlarından ihraç edemeyecek.

Güney’e geçirecek ve Rumların limanlarından veya havaalanlarından dünyaya yollayabilecek.

Tabii yollayabilirse.

Yani Avrupa Birliği, KKTC’nin limanlarının ve havaalanlarının dünyaya açılmasına ilişkin bir karar almadı.

Bundan sonra da almaya niyetli görünmüyor.

Bu nasıl ambargonun yumuşatılması, ben anlamadım.

Tanınma konusu ise o tam bir hayal.

Belli ki bu konuda hiç kimse parmağını bile kıpırdatmayacak.

* * *

Tek umut Amerika.

Ama ben Washington’un da Rum lobisini aşabileceğini sanmıyorum.

Sadece göstermelik bir iki ufak jest yapabilirler.

Şunu görmeliyiz, referandumdan sonra hiçbir şey değişmedi.

Çok geçmeden önümüze Rumların istekleri doğrultusunda yeni koşullar konursa hiç kimse şaşırmasın.

Örneğin, şöyle bir dayatma gelebilir:

‘Avrupa Birliği’ne girmek istiyorsanız Rumların anayasasını kabul edin olsun bitsin.’

Yani ‘1963 koşullarına evet deyin’.

Benim dün edindiğim bilgilere göre Ankara son gelişmelerden sıkıntı duyuyor.

Bütün zafer naralarından sonra Kıbrıs konusunda gelinen nokta ne yazık ki bu gibi görünüyor.
Yazarın Tüm Yazıları