Hangisi daha pis? Sümük mü, tükürük mü?

Uzun cevap: Farklı hastalıklar farklı vücut sıvılarını etkiliyor, o yüzden bu soruya basit bir yanıt vermek zor. Örneğin HIV kanda, spermde, vajinal ve rektal salgılarda ve anne sütünde bulaşıcı seviyede olabiliyor. Buna karşılık bir HIV hastasının tükürüğü ya da hapşırması çok küçük bir risk taşıyor.

Diğer yandan, konjonktivite (göz nezlesi) yol açan mikroplar gözyaşlarıyla yayılabiliyor ve mononükleoza sebep olan virüs insan salyasında yüzüyor. Eğer tartışmayı en yaygın zararlılarla sınırlarsak, tükürük nispeten zararsız. Tüm soğuk algınlığı vakalarının yarısından sorumlu olan rhinovirüs burnun içini ve üst solunum yolunu kaplayan hücrelerde çoğalıyor. Dolayısıyla, soğuk algınlığının bir numaralı bulaşma Ay, Dünya kadar büyük olsaydı, her ikisinin de birbiri üzerinde güçlü bir çekim etkisi olurdu.

Örneğin çapının gezegenimizin çapıyla aynı değerde olduğunu farz edelim; bu durumda hem Ay’ın hem de Dünya’nın ekvatoru bu çekimin etkisiyle daha kabarık hale gelirdi. Aralarında böyle güçlü bir çekim olduğu halde Ay, Dünya çevresinde dönmeye devam edeceği için, gezegenimizde yaşanan gelgit etkisi çok daha şiddetli olurdu.

Yani sular aracı nazal mukus (yani sümük). Virginia Üniversitesi bulaşıcı pediyatrik hastalıklar profesörü J. Owen Hendley, “Salya aracılığıyla da virüs bulaştırılabilir ama bunun için çok uğraşmanız lazım” diyor. Hatta bir araştırmada uzun öpüşmelerle bile rhinovirüs aktarılamadığını örnek gösteriyor. Birinizin üstünüze hapşırması da aslında o kadar kötü değil çünkü genellikle insanlar ağızlarından hapşırıyor. Diğer solunum yolu hastalıklarının ise kendince bulaşma yöntemleri var. Söz gelimi grip, ciğerleri etkiliyor. Dolayısıyla da öksürdüğünüzde virüs havaya karışıyor.

Washington Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde bulaşıcı hastalıklar kliniğinin müdürü profesör John Lynch, “Hastanede bir şey üstüme sıçrayacaksa en çok solunum yolundan alınmış örneklerden korkarım” diyor.

 tarafından hazırlanmıştır.