Hangi şekildesiniz elma mı, armut mu

Kilo fazlalığı sonucu oluşan sağlık sorunlarınızın çoğu, artan vücut yağınızın nasıl dağıldığı ve nerede toplandığı ile yakından ilişkilidir.

Eğer yağlarınızın çoğunu vücudunuzun bel ve karın bölgesinde taşıyorsanız, "elma şekilli" ve yüksek riskli bir "fazla kilolu ya da şişman"sınız demektir. Eğer yağlarınızın çoğunu kalçanız, baseniniz veya ayaklarınızda taşıyorsanız kendinizi "armut şekilli" bir şişman olarak tanımlayabilirsiniz.

ELMA veya armut şeklinde olmanız, en az yağ depolamanız kadar önemlidir. Elmaların işi daha zor, riskleri daha fazladır. Daha kolay kilo alıp, daha zor zayıflayan "elma şişmanlar" ne yazık ki çoğu kez ya hipertansiyonlu, şeker hastası ya da kalp damar hastası ve gut adayıdır.

Kilo fazlalığı riskiniz sadece yağlarınızın nerede depolandığı ile ilişkili değildir. Başka etkenler de var! Kilolu bir kişi aşağıdaki faktörlerden iki ya da üçüne sahipse, yüksek risk kategorisinde değerlendirilir. Risk faktörleri arasında yüksek tansiyonu, düşük HDL ve yüksek LDL kolesterol düzeyini, bozulmuş glikoz toleransını ve kalıtsal kalp hastalığının tarihçesini, erkeklerde 45, kadınlarda 55 yaşın üzerinde olmayı sayabiliriz. Bu faktörlerin anlamı şudur: Bir bireyin baba tarafında veya babasında 55 yaşın altında; anne tarafında veya annesinde 65 yaşın altında kalp krizleri ve ani ölümlerin mevcudiyeti yüksek risk olarak kabul edilmelidir.

DİĞER RİSK NELER

Eğer fazla kilolu ya da şişman bir kişi iseniz;

1- Sigara içmek,

2- Yüksek tansiyon,

3- Düşük yoğunluklu kolesterolün (LDL) fazlalığı,

4- Yüksek yoğunluklu kolesterolün (HDL) düşüklüğü,

5- Bozulmuş glikoz toleransı, kan şekeri yüksekliği,

6- Ailede kalıtsal kalp hastalığı nedeniyle ani ölüm öyküsü,

7- Erkekseniz 45, kadınsanız 55 yaşın üzerinde olmak, sizde daha sık ve daha önemli sağlık riskleri oluşturabilir. Bu faktörlerin iki veya üçünü bir arada bulunduran fazla kilolu veya obezler yüksek risk grubunda değerlendirilmelidir.

AKTİVİTE YOKLUĞU

Yeteri kadar aktif biri olmamak ve yüksek trigliserit düzeylerine sahip olmak da birer risk faktörüdür. Fiziksel aktivite yokluğu, kalp hastalıklarına ve Tip-2 şeker hastalığına yakalanma riskini attırdığı gibi, şişman kişilerde kilo vermeyi de zorlaştıran bir faktördür. Yüksek trigliserit düzeyleri, çoğu fazla kilolu kişilerde ya da obezlerde saptanır. Kalp hastalıklarıyla trigliserit ilişkisi çok net değildir, ancak trigliserit yüksekliği damar sertleşmesini artırıyor olabilir. Eğer yüksek trigliserit düzeyi beraberinde yüksek bir insülün düzeyi, yani insülün direnci, kan basıncı yüksekliği, glikoz intoleransı ve trombosit ve pıhtılaşma eğilimi ile birlikte seyrediyorsa, bir metabolik sendrom tablosunun işaretçisi olabilir. Yüksek trigliserit düzeyi olan hastaların pankreas hastalıklarına daha yakın olabileceklerini, bu nedenle trigliserit yüksekliği belirgin olan kişilerde "akut pankreatit" diye adlandırdığımız, yaşamı tehdit edecek bir hastalık sorununu ortadan kaldırmak amacıyla, kan trigliserit seviyelerinin azaltılması gerektiğini de bilmelisiniz.

Unutmayın, kilo fazlalığı bir hastalıık tehdidi, şişmanlık bir hastalıktır. Kilo fazlalığı ve şişmanlık sadece kendisi değil, yol açtığı diğer sağlık sorunları ile de önemli bir yaşam kalitesi avcısıdır. Bu tehditi ciddiye alın!

FAZLA KİLOLAR VE KADINLAR

Şişmanlık, hamilelik sırasında beklenenden daha fazla sorun oluşturmakta, ayrıca şişman kadınlarda ádet kanaması düzensizlikleri, vücuttaki tüy miktarında artma ve depresyon daha sık görülebilmektedir. Hamilelikle oluşan kilo fazlalığının hem anne, hem de bebek için ileride bazı hastalıkların oluşumu riskini getirdiği bilinmektedir. Şişman kadınların önemli bir kısmında, gebelik döneminin şeker sorunu olarak bilinen gestasyonel diyabet ortaya çıkabilir. Ayrıca şişman hamilelerde doğum daha zordur ve çoğu kez bu nedenle sezaryene müracaat edilmektedir. Hamilelikte alınması gereken maksimum kilo pek çok çalışma ile belirlenmiştir. Bu rakamların belirlenmesinde hamilelik öncesindeki beden kitle indeksi önemli bir kriterdir. Bu nedenle, hamilelik öncesinde her kadının beden kitle indeksi oranlarının belirlenmesi ve bunun hamilelik esnasında belirli aralıklarla kontrol edilmesinde yarar vardır. Beden kitle indeksi 26’nın altında olan kadınların hedefi, gebeliklerinin ikinci ve üçüncü yarılarda her hafta yarım kilo almak iken, beden kitle indeksi 26 ve üzeri olan kadınlarda, kilo alımı haftada en fazla 300 gramla sınırlanmalıdır.

Genetik, en önemli etken

Şişmanlık yüzde 25-40 civarında kalıtsal olarak geçer. Şişmanlıkta en az 12 genetik loküs saptanmıştır. İnsanda şişmanlık poligeniktir. Peki, insanda şişmanlık nasıl gelişiyor:

Çocukluk: Yeme davranışı bozuklukları, yanlış beslenme.

Ergenlik: Fast food tüketimi, şekerli içecekler.

Erişkinlik: Hareketsiz bir yaşam tarzı, fazla kalori tüketimi.

Diğer faktörler:Sigarayı bırakma, aşırı alkol tüketimi. İlaç tedavisi: Antidepresanlar, doğum kontrol hapları, antipsikotikler Hastalıklar: Hipotroidi, Cushing, Polikistik Over Sendromu, hareketsizlik

HORMONAL BOZUKLUKLAR

ŞİŞMANLIKTA ETKİLİ


İç salgı bezlerinizin salgıladığı hormonların gereğinden fazla ya da gereğinden az üretildiği pek çok hastalıkta şişmanlık ve kilo fazlalığı sorunuyla karşılaşılır. Çünkü iç salgı bezlerinin salgıladığı bu hormonlar, vücut yağ miktarının belirleyicileridir. Şişmanlığın ergenlik, gebelik veya menopoz gibi hormonal değişikliklerin oluştuğu dönemlerde başladığı da biliniyor. Böbrek üstü bezinin fazla miktarda kortizon salgıladığı diğer bazı hormonal hastalıklarda da şişmanlığın ortaya çıkabileceğini unutmamalısınız. Bu nedenle kilo alma veya şişmanlık sorununuzun hormonal bir nedenden meydana gelip gelmediğini dikkatle inceletin.
Yazarın Tüm Yazıları