Hamdolsun, bizebişeyolmaz

FİRMA anlı-şanlı. Sentetik iplik üretiyor. Kendi alanında Türkiye’nin en büyüklerinden.

Bizim büyük bankalardan birinden kredi istiyor. Bizim büyük banka, bizim anlı-şanlı firmaya kredi vermiyor. Vermiyor, çünkü:

1- Bizim büyük banka, bir süredir Avrupa bankalarından para transferi yapamıyor. Kendisini güvende tutmak için, parayı kendisinde tutuyor. Parayı kendisinde tutması, orta ve uzun vadede kendi aleyhine. Artık para satamıyor.

2- Banka velev ki, firmaya kredi açıyor, kredinin geri dönüşünden emin değil. Korkulu rüya yerine, parayı cepte tutmayı tercih ediyor. Ekonomi daralıyor.

Bizim beş-altı bin kişi çalıştıran anlı-şanlı firmada, işçi sayısı hızla azalmaya başlıyor.

En büyük korku, işsizlik. Krizin kitleler açısından Türkçe’si. Bu krizin izleri mi, değil mi? Yoksa sen de, krizcilerden misin?

Hamdolsun, bizebişeyolmaz.

KÖTÜ FIRSATÇILAR

Madem ki kriz, fırsat bu fırsat diyenler türüyor.

Başka bir firma, öteki şirket, beriki fabrika, diğer kuruluş derken, krizi bahane edenler türüyor. İşleri pek iyi gitmeyen, sıkıntıya düşenler iki yol izliyor.

1- İşçiye ücretsiz tatil. Tatilleri uzatarak.

2- İşten çıkarmalar.

En büyük korku, işsizlik. Krizin kitleler açısından Türkçe’si. Bu krizin izleri mi, değil mi? Yoksa sen de, krizcilerden misin?

Hamdolsun, bizebişeyolmaz.

AKSAYAN GERİ DÖNÜŞLER

Bizim başka büyük bankalarımızdan biri.

Bir süredir verdiği kredinin geri dönüşünde ciddi aksaklıklar yaşıyor. Kredileri olağan olarak takip ediyor, ne zaman geri dönecek, nasıl geri dönecek, diye. Normal banka işlemi. Normal olmayan son zamanlarda yaşanıyor.

Geri dönüşlerde çok ciddi aksamalar var. Yaklaşık dört kat.

Diyelim ki, eskiden verdiği kredinin on tanesi zamanında geri dönmezken, şimdi kırkı geri dönmüyor.

Bu krizin izleri mi, değil mi? Yoksa sen de, krizcilerden misin?

Hamdolsun, bizebişeyolmaz.

MÜTHİŞ AKIŞA FREN

Sıcak para. Son yedi yıldır şakır şakır akıyor Türkiye’ye. Fıstık gibi yüksek faize koşuyor.

Sıcak para akıyor, Türkiye’nin dış borcu daha sıcak artıyor. AKP iktidara geldiğinde 130 milyar dolar olan toplam dış borç, şimdi 285 milyar dolar.

Bu mali genişleme ve ucuz döviz ve ucuz ithalat sonucu, Türkiye iyi bir büyüme hızı yakalıyor.

Ancak, şimdi ne sıcak para var, ne soğuk para. Şimdi yabancı musluklardan para yerine, kriz akıyor. Bunun sonucunda:

1- Türkiye artan dış borcunu ödemekte güçlük çekecek.

2- Büyüme hızı düşecek. Yatırımlar azalacak. Zaten düşmüş ve azalmış bile.

3- İşsizlik artacak. Zaten artmaya başlamış bile.

4- Tüketim azalacak. Zaten azalmış bile.

Dünya Bankası ve IMF Başkanları canını dişine takmış, bağırıyor, "kriz herkesi etkileyecek" diye. AB ülkeleri tarihin görmediği bir miktar, 2.5 trilyon dolarla kurtarma operasyonlarına giriyor, Türkiye’de reel sektörde durgunluk başlıyor.

Bu krizin izleri mi, değil mi? Yoksa sen de, krizcilerden misin?

Hamdolsun, bizebişeyolmaz.

Belki, soğukkanlı görünme rolü. "Krizden Türkiye yeni fırsatlar elde edecektir" sözü ise, içerde ve dışarıdaki manzaraya bakınca, bu rolü çoktan aşıyor. Sözlükte karşılığında, cehalet, yazıyor.
Yazarın Tüm Yazıları