Halkımızı nasıl zehirliyoruz?

DOKTOR arkadaşım Doç. Dr. Kemal Yeşilçimen hayatını araştırmakla geçiren bir bilim adamıdır. Her sohbetimizde ondan sağlık konusuyla ilgili yeni şeyler öğrenirim.

Bir süre önce yine sağlık sohbeti yapıyorduk.
“Aman ha!” dedi. “Mısır şekerinin kullanımı Avrupa ülkelerinde ve Amerika’da yasaklandı. Türkiye’de ise serbest. Mısır şekeri ile yapılan gıdalardan uzak durun!”
Mısır şekeri, genetiği değiştirilmiş (GDO’lu) mısırdan üretilen bir şeker cinsi... Batı ülkelerinde kullanımı yasak olduğu için Türkiye’ye çok ucuza ithal ediliyor.
“Peki, hangi şekeri yiyelim?” diye sordum.
“Şekerpancarından üretilen şeker dururken mısır şekeri yenir mi hiç? Çok zararlı!”
“Peki, neden ülkemizde bu zararlı şeker kullanılıyor?”
“Çok ucuza ithal ediliyor da ondan... Piyasadaki hemen hemen bütün tatlılar ucuz olan GDO’lu mısır şekerinden yapılıyor. Türkiye’de yılda 407 bin ton tatlandırıcı kullanılıyor. Bunlarda üretilenlerin başında kola, meşrubat, reçel ve helva gibi tatlılar geliyor. Tatlı imalathaneleri ve pastaneler GDO’lu mısır şekeri kullanıyor.”
“Peki, Sağlık Bakanlığı ya da diğer yetkili bakanlıklar buna nasıl izin veriyor?”
“Onu bilemem... Benim bildiğim, bunların çok zararlı olduğudur. GDO’lu mısırdan üretilen şeker, sağlık açısından son derece zararlı ama kimse felaketin farkında değil!”
“Nedir zararları?”
“Çocuklarda zekâ geriliğine neden olur... Karaciğerde onarılmaz hasarlar bırakır... Şeker hastalığını tetikler... Erken bunamaya yol açar!”
Şaşkınlık içinde “Vay canına!” dedim.
“Yani, zehirdir! Bildiğimiz zehir!.. Daha ne olsun?” dedi.
* * *
Tatlandırıcıların insan vücuduna zarar verdiği artık bilinen bir gerçek. Fakat buna rağmen Türkiye’de özellikle çikolata ve şeker ürünlerinin tamamına yakınında nişasta bazlı şeker kullanılıyor ve bütün uyarılara rağmen bu konuda bir önlem alınmıyor.
Tehlikeli durumu Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök de bir süre önce resmen açıkladı ama görevli Bakanlıklardan hâlâ “Tık” yok!
Bakanlar, müsteşarlar, görevli müdürler, herkes, o kadar cahil olmadığına göre neden bir önlem almıyorlar, bunu anlamak mümkün değil!
Alkole savaş açan zihniyet, alkolden daha zararlı sonuçlar verdiği tespit edilen GDO’lu mısırdan yapılan şekere karşı neden bir tepki göstermiyor, bunu da anlamak zor!
* * *
İsa Gök, başta obezite, Alzheimer, kalp, astım, baş ağrısı ve kansere kadar birçok hastalığın nedeni olabilecek tatlandırıcılar arasında nişasta bazlı şeker konusunda özellikle çocuklu aileleri ciddi biçimde uyarıyor.
Halk sağlığını tehdit eden tatlandırıcıların, yetişen yeni kuşak çocukların geleceğini kararttığını söyleyen İsa Gök’ün, nişasta bazlı şeker ve Siklamat’tan yapılan suni tatlandırıcıların fayda ve zararları hakkında verdiği bilgiler şöyle:
* * *
“Uygar dünya ülkelerinde, sağlığa zararlı gerekçesiyle yasaklanan tatlandırıcılar, her yıl yüzde 50 oranında kota artışıyla ülkemize sokuluyor.
Siklamat, 1937 yılında bulunan, uzun süre kullanılan, fakat daha sonra zararları anlaşıldığı için Amerika ve İngiltere başta olmak üzere Batı ülkelerinde yasaklanan yapay bir tatlandırıcıdır, kanser yapıcı etkisi vardır. Buna rağmen Türkiye’de çikolatadan meşrubata kadar hemen her üründe kullanımı her geçen gün biraz daha fazla artış gösteriyor.
Doç. Dr. Kemal Yeşilçimen ile Şeker-İş Sendikası Genel Başkanı İsa Gök’ün uyarılarına kulak vermezsek, ileride herhalde başımızı taşlara vuracağız!
Yazarın Tüm Yazıları