Hak eden taraf kazandı

Güncelleme Tarihi:

Hak eden taraf kazandı
Oluşturulma Tarihi: Nisan 28, 2011 00:00

Tarih 17 Nisan 2011…

Haberin Devamı

Fenerbahçe ezeli rakibi Galatasaray Medical Park’ı final serisinin son maçında devirerek Kadınlar Basketbol Ligi’nde bir kez daha şampiyonluğa ulaşıyor..

Ezeli rakiplerden biri müthiş bir coşku yaşarken, bir diğeri ise hüznü tadıyor..

Uzatmaya giden ve herkesin nefesini tutarak izlediği bu final karşılaşması sonrası doğal olarak Fenerbahçe Kadın Basketbol Takımı göklere çıkartılırken, finalde en az Sarı-Lacivertli ekip kadar övgüleri hak eden Galatasaray ise aniden unutuluyor..

Peki onlar ne hissediyor? 


Galatasaray Medical Park, kadrosu Fenerbahçe’den çok çok üstün olduğu halde şampiyonluğa neden ulaşamadı?..

Sarı-Kırmızılı ekip yeni sezonda neler yapacak?

İşte tüm bu soruların cevaplarını aynı zamanda Basketbol Kadın Milli Takımı’nın da antrenörlüğünü yapan Galatasaray Medical Park’ın hocası Ceyhun Yıldızoğlu’ndan alıyoruz.

Önce Galatasaray, sonra Avrupa Şampiyonası hazırlıklarına başlayan A Milli Kadın Basketbol Takımı.

HER ŞEYİ YAPTIK AMA...

- Bilindiği gibi Fenerbahçe’nin oyuncusu Taurasi’nin başına talihsiz bir olay geldi. Ardından Penny de takımdan gitti. Ve siz de Tamika Catchings’i transfer ettiniz. Fenerbahçe eksikliklerine rağmen şampiyonluğu kazanan taraf oldu. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Eksik olan hiçbir şey yok iki takım içinde. Her 2 takım da çok iyi oynadı, ellerindeki kadroyla en iyi performansı ortaya koymaya çalıştılar. Bizim de önemli bir oyuncumuz sakatlandı (Seimone Augustus )ve yaklaşık 12 hafta onsuz oynadık. Onun yerine anlaştığımız oyuncu da Tamika olmuştu. Geldi takımın geçen seneden bir bireyi olduğu için zorluk çekmedi. Fenerbahçe içinde birileri gitti, birileri onların yerine geldi. Sonuçta iki takımda sahaya tam olarak çıktı. Kazanmak adına her şeyi yaptık ama sonuçta Fenerbahçe şampiyon oldu.

TAURASI'NIN BAŞINA GELEN ÇOK ÜZÜCÜ

- Peki Taurasi olayıyla ilgili ne düşünüyorsunuz?


Ben aslında oyuncunun adına takılmamak gerektiğini düşünüyorum. Kimin başına gelirse gelsin kötü bir olay. Ceyhanlı Monique Coker’ında başına gelen bir talihsizlik bu. Gerçekten çok üzüntü verici. Bir insanın haksızlığa uğraması güzel bir şey değil. Ama ben kurumların kötü niyetli olduğunu düşünmüyorum. Kötü niyetli olmayan talihsizce yaşanmış bir olay olduğunu düşünüyorum. Daha sonrasında oyuncunun adının temize çıkması da sevinç vericidir.

SONUÇTA HAK EDEN KAZANMIŞTIR

- Şampiyonluk sonrasında Galatasaraylı yöneticiler hakemlere ateş püskürdüler. Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda?

 
Ben 30 yıldır antrenörlük yapıyorum. Kaybedilmiş veya kazanılmış bir maça hakem üzerinden yorum yapmadım, tarzım değildir. Çünkü ben hakemlerin oyunun bir parçası olduğunu düşünüyorum. Hakemlerin bizler gibi zaman zaman hata yapabileceğine inanıyorum. Olay kapandı bitti ama bir kere çok güzel bir seri oldu. İki takım da bence şampiyonluğu hak ediyordu. Biz evimizde kaybettiğimiz maçta son topu kullanamadık. 2 saniye kala Işıl'ın yaptığı hareket steps oldu. Fenerbahçe'deki  maçta da son saniyede kaybettik. Ben koç olarak maçın içinde başka şeyler de düşündüm ama oyuncularımın emekleri boşa gitmesin diye bir takım riskli şeyleri denemedim. İnsan tabi hakemden de aynı performansı bekliyor. Final maçı serisi ve finalde hakemden de aynı duyarlılığı özveriyi tabi ki bekliyorsunuz. Sonuçta hak eden kazanmıştır. Çünkü ben hayatım boyunca öyle düşünmüşümdür. Her hayırdan bir şer, her şerden bir hayır doğar.

 

Gece kendi kendime yatarken, o faul çalınmasaydı kazanmıştık diyorum. Ama art niyetle çalınan bir düdük olduğunu düşünmüyorum. Dolayısıyla böyle yorumluyorum. Bu takımı inşa ederken mesai harcadılar, uğraştılar, takıma çok inandılar özellikle Adnan Bey kötü günümüzde de yanımızda oldular.


3 SAKAT OYUNCUMUZ VAR

- Gelelim milli takıma... Siz aynı zamanda A Milli Kadın Basketbol Takımı'nın antrenörüsünüz. 18 Haziran tarihinde başlayacak 2011 FIBA Kadınlar Avrupa Şampiyonası’na katılacağız. Şampiyona öncesi durumlar nasıl, sakatlıklar ne durumda?

Takımın durumu toplandığı zaman belli olacak Biz elimizden geldiği kadar menajerimiz aracılığıyla oyuncuların sakat olup olmadığını inceledik. Ama geri dönüşlerin hepsi olumlu oldu. Bildiğimiz kadarıyla Meral'in ve Tuğba'nın problemi var. Nevriye'nin belinde sakatlık olduğunu biliyoruz. Şu anda 3 tane sakat oyuncumuz bulunuyor. Onun dışında sakatlıklarla ilgili bir rapor gelmedi bize. Ama dediğim gibi toplandıktan sonra sakatlıkların durumu belli olacak.

İLK 5'E GİRMEK İSTİYORUZ

- Hedefleriniz nelerdir?

Biz Avrupa Şampiyonası hedefimizi 2008 yılında elemelere başlarken koymuştuk. 2008'de göreve geldiğimizde daha önce Avrupa Basketbol Şampiyonası'na katılmış bir takım vardı elimizde. Ve biz artık şampiyonaya katılmanın ötesinde ilk 5'in içinde olmak olimpiyatlara katılmak gibi bir hedef koymuştuk. Tabi çıtayı birden yükselttik ama oyuncularımıza güvendiğimiz ve inandığımız için yaptık. 2008'den beri bizim en büyük hayalimiz Türk Milli Takımı'nı Avrupa Basketbol Şampiyonası'na, olimpiyatlara götürecek sıralamanın içinde olmak; bunun da anlamı ilk 5'tir. Biz de ilk 5'e girmek istiyoruz.


- Kadın basketbolumuz daha önceden rakiplerinden fark yerdi. Şimdi ise önemli bir noktaya geldi, kadromuzda yıldızlar var. Bu gelişim nasıl oldu?

Şampiyonada hedefimize ulaşmak için önümüzde bir kaç takım var. Fransa, İspanya, Rusya, Belarus ve Çek Cumhuriyeti ile oynayamıyorduk. Yenmeyi bırakın oynayamıyorduk. Ama 2008 öncesinde sıçrama başladı. Onun öncesinde de bir sıçrama söz konusu oldu. Avrupa Elemeleri'nden çıkamayan takım, elemelerden çıkmaya başladı. Avrupa Basketbol Şampiyonası'na gitmeye başladı. Ve daha üst sıralarda yer bulabileceğimiz anlaşıldı. Şimdi de biz oradan aldığımız bayrağı olimpiyatlara, Dünya Basketbol Şampiyonası'na taşımak için uğraşıyoruz. 80 jenerasyonlarına büyük emek sarf edilmesi, Avrupa Basketbol Şampiyonası'nın elemelerinin Türkiye'de gerçekleştiriliyor olması büyük bir katkıdır diye düşünüyorum. İnşallah bu jenerasyonu kaybetmeden de Dünya Basketbol Şampiyonası'na ve olimpiyatlara ulaşırız.

- Yabancı oyuncu sayısının 2+1 olması konuşuluyor. Bu iyi mi olur kötü mü olur?

Ben aslında takımlardaki yabancı sayısının üzerinde yapılacak her türlü oynamanın gerçekten çok büyük hedefleri olan Türk oyuncular için dezavantaj olduğunu düşünüyorum. Ülkemizde oynayan yabancılar çok çok iyi olabilir, çok  kötü de olabilir. İkisi de avantajdır. Çok kötü oynarsa Türk oyuncunun onu geçmesi, dakikasını alması çok kolay olacaktır. Şayet çok iyiyse ondan öğreneceği çok şey vardır. Biz 3+1 oynuyoruz. Devşirme oyuncular da var takımlarda. Bu konuda hangi oyunculara yazık oluyor. Ben baktığım zaman gerçekten çok az oyuncu vardır. “Bu kıza çok yazık oluyor, yabancı kontenjanına takılarak oynayamıyor” dediğim 3 oyuncu vardır 4. oyuncu yoktur. Her takımda bundan dolayı 3 oyuncu oynamıyor olsaydı ben o zaman yabancı sayısı azaltılsın derdim. Dolayısıyla yabancı sayısının azaltılması Türk basketbolunun, Türk oyuncusunun değerini arttıracağına inanmıyorum.


BENİM GÖNLÜMDEN GEÇEN TÜRK ANTRENÖR

- Yabancı antrenörler konusunda ne düşünüyorsunuz?

 

Benim gönlümden geçen tabii ki Türk basketboluna hizmet etmiş, takımdaki bireylerle aynı dili konuşan bir Türk antrenörünün olmasıdır. Ama bunun kararını verecek insanlarda Türk basketbolunun yöneticileridir. Böyle bir insan varsa koyarlar yoksa başka birini bulurlar.

 
- Milli takımı çalıştırdığınız için sizin kollamadığınızı göstermek adına hakemlerin bir tutumu olduğunu düşünüyor musunuz?

 

Ben hiç öyle düşünmedim açıkcası. Düşünemem. Sahada bizim gibi işini yapmaya çalışan insanlar var. Ben sadece kuralları iyi bilirim ve kurallara sadık kalmaya özen gösteriyorum. Ben oyuncularıma da bir maç kaybedildiğinde “senin bu hareketinden dolayı kaybettik” demedim,  öyle biri değilim çünkü. Böyle düşünüldüğü zaman artık spor spor olmaktan çıkmıştır bence.

 

fayaz@hurriyet.com.tr

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!