Hadi gelin, hep birlikte bu konuyu tartışalım

ORTAYA bir fikir atayım. Bakalım, bu fikri sigortacılar, tüketiciler ve kamu yönetimi nasıl karşılayacak?

Haberin Devamı

Neden, trafik sigortası ile kasko sigortası birleştirilip, tüketiciye ‘oto sigortası’ adı altında tek bir ürün sunulmuyor? Neden, yıllardır ısrarla trafik sigortası ayrı, kasko sigortası ayrı satılmaya çalışılıyor?

Eminim birileri, bu fikre daha en başta, “Bu da nereden çıktı, eski köye yeni adet mi getirmeye çalışıyorsun” diye yaklaşacaktır. Yeniliğe ve değişime kapalı olanlar, varsın öyle yaklaşsın. Biz önümüze bakalım. Gelin isterseniz iki sigortanın mevcut durumuna kısaca değinelim. Malumunuz üzere trafik sigortası; sürücülerin, trafikte üçüncü kişilere karşı verecekleri ağırlıklı bedeni zararları teminat altına alan, zorunlu bir sigorta. Aynı zamanda belirli limitlerde maddi hasarları da karşılıyor. 2011 yılı için trafik sigortasının maddi hasar teminatı ise, araç başına 20 bin TL, kaza başına da 40 bin TL. Kaldı ki, sigorta şirketleri en yüksek hasar ödemesini de işte bu maddi teminatlar için yapıyor. Geçen sene şirketlerin trafik sigortasında ödedikleri toplam tazminat rakamı 1.2 milyar TL. Bunun 988 milyon TL’si maddi hasarlardan yani, tamir hasarlarından kaynaklanıyor.

İşin ilginci, trafik sigortası zorunlu olmasına rağmen araçların yüzde 25’e yakını bu sigortayı yaptırmıyor.

Neden iki ayrı sigorta satılıyor

Gelelim, kasko sigortasına. Kasko sigortası da çarpılma, çalınma, yanma gibi risklere karşı yaptırılan bir sigorta. Kaskoda sigortalanma oranı ise, trafik sigortasına göre çok düşük. Trafikteki 15 milyona yakın aracın sadece 3.5 milyonu kaskolu. İki sigortanın farkları ya da benzerlikleri konusunda daha fazla detaya girmek istemiyorum. İşin o tarafı artık sigortacılık tekniğine kaçıyor. Ama altını net bir şekilde çizeyim. Tüketicilerin büyük bir çoğunluğu trafik sigortası ile kasko sigortası arasındaki farkı bilmediği gibi; sigortayı yaptıranlar neyi, ne için satın aldığının ve ne işe yaradığının farkında bile değil. Trafik sigortasını yaptıran, ‘aracı sigortalattım ya daha başka sigortaya ne ihtiyaç var’ diyor... Aracını kaskolattıran ise, ‘artık trafik sigortasına ne gerek var’ diye sorguluyor. Hadi iki sene öncesine kadar trafik sigortasının teminatlarını da, primlerini de Hazine Müsteşarlığı belirlerdi. Sigorta şirketleri de belirlenen primlere göre poliçeyi satarlardı. Artık düzen değişti. Primleri sigorta şirketleri kendilerine göre serbestçe belirliyor. Tıpkı, kasko sigortasındaki gibi trafik sigortasında da müşteri çekmek için çok ciddi fiyat rekabeti yaşanıyor.

Kasko ve trafik sigortası

Madem trafik sigortası ağırlıklı maddi hasarları karşılıyor. Madem, primleri de artık şirketler kendileri belirliyor. Tüketici de iki sigortaya birden ne gerek var diyor. O zaman neden, sigortalıya oto sigortası adı altında tek bir ürün sunulmuyor? Nasıl mı olacak? Mesela, trafik sigortası zorunlu olduğundan tüketiciye bu sigorta verilir. Üzerine kasko sigortasının teminatları da sigortalıya sunulur. Sigortalı riske göre, ek prim ödeyerek istediği teminatı satın alır. Aracının çalınmasından korkuyorsa, trafik sigortasının üzerine ek prim ödeyerek, o teminatı alır. Yok, kazada otomobilinin zarar görmesinden endişe duyuyorsa, trafik sigortasının verdiği teminatı artı prim ödeyerek artırır. Tüm teminatları almak istiyorsa da sigortalı ona göre bir prim öder. Ama tüketiciye oto sigortası adı altında tek bir ürün sunulur. Olabilecekleri en basit haliyle anlattım. İşin detayı, tekniği artık sigortacıları ve kamuyu ilgilendirir. Son olarak şunu da söyleyeyim. Dünyada, kasko sigortasını ayrı, trafik sigortasını ayrı satmaya çalışan ve bu konuda da direnen ender ülkelerden biriyiz. Hemen hemen tüm ülkelerde tüketiciye tek bir sigorta sunuluyor.

Artık bu konunun tartışılma zamanı geldi, geçiyor bile. Hatta bir adım daha ileri gideyim. Bence sigortacıların, ‘fiyat rekabeti’, ‘zarar’ gibi yıllardır süren kısır tartışmaları bir kenara bırakılıp, artık bu tür konuları konuşması, tartışması gerekiyor.

Yazarın Tüm Yazıları